English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ Y ] / You wouldn't have

You wouldn't have Çeviri Türkçe

7,537 parallel translation
Sophia, you're literally the only girl I know who wouldn't have a fling with a cowboy.
Sophia, bir kovboyla kurtlarını dökmeyecek tek seni tanıyorum sahiden.
Well, I wouldn't have admitted then, but I'll tell you... scared the shit out of me... that some fucking crazy, old hermit would've been that close to me, in the dark, at night... well, it'd scare anybody.
Gece karanlıkta yanıma kadar gelince o lanet olası yaşlı adam ödümü kopardı. Gece karanlığında bu kadar yanıma gelmesi... Herkesi korkutur.
If I'd have listened to you in the first place, we wouldn't have gotten caught up in all these hijinks.
Tam bir pisliktim. İlk başta seni dinlemiş olsaydım tüm bu şamataya bulaşmamış olacaktık.
I'm just saying that I wouldn't let the fact that you have a little cuca get in the way of your dream!
Yani söylüyorum ki senin rüyanın önüne geçen küçük bir.. ... kukun olduğu gerçeği var!
Then I wouldn't have met you.
O zaman seninle tanışmazdım.
And for most of that time period, you and I have been doing a lot of, well, smoldering for each other, wouldn't you agree?
Ve bu süre içinde, sen ve ben bir çok şey yaptık. Birbirimiz için yanıyoruz, kabul etmiyor musun?
Wouldn't do to have you walking into all this mess on your own, now, would it?
Tüm bu karmaşaya tek başına giremezsin, öyle değil mi?
IF SHE HADN'T TEXTED ME, I WOULDN'T HAVE KNOWN WHERE YOU GUYS WERE.
Eğer o bana mesaj atmasaydı nerede olduğunuzu bile bilmiyordum.
If I hadn't taken action, you wouldn't have got a second change.
Eğer ben harekete geçmemiş olsaydım, senin asla ikinci bir şansın olmazdı.
Then you wouldn't have released a world-destroying witch!
Sonra da Dünya'yı yok etmek isteyen bir cadıyı serbest bıraktın!
If they would have lasted longer and produced other models oars, maybe even the bus, maybe even the snowplow, you would see a lot more of them out here today, and it wouldn't be so special.
Kalıcı olup da başka model arabalar üretselerdi belki otobüs, belki kar küreyici bugün de onlardan bir yığın görürdük ve o kadar özel olmazdı.
We wouldn't have The West Wing without you.
Sen olmasan The West Wing olmazdı.
Shit, man, you are exactly like this. He wouldn't have done it either.
Vay anasını be, tıpkı onun gibisin.
If Mr. Kelmot had not blundered into Madame Schirmer's atelier... and so taken me from my course, you wouldn't have had to loiter on the street... for such a suspiciously long period of time.
Bay Kelmot, Madame Schirmer'in atölyesinde bu hatayı yapmasaydı ve gidişatımdan beni alıkoymasaydı şüphe çekici bir biçinde uzun süre sokakta oyalanmayacaktınız.
You know what, maybe if your voice saying "be nice"... hadn't been in my head, then... maybe I wouldn't have helped the guy with a fucking sick dog!
Var ya, belki sürekli kafamda "Kibar ol," diyen sesin olmasaydı amına koyduğumun köpeğinin sahibine yardım etmezdim!
If I wanted to get into that little box of yours, I wouldn't have needed to rape you.
O küçük kutuna girmeyi isteseydim, tecavüz etmeme gerek kalmazdı.
Wouldn't happen to have seen her Would you?
Onu görmüş olabilir misin?
Hell, you dumped her so you wouldn't have to go to a stupid office Christmas party.
Aptal bir ofis Noel partisine gitmemek için onu terk ettin.
So, you wouldn't have to lie in the ads, hmm? That doesn't make any sense.
Bu hiç mantıklı değil.
I know, son, but we do have a bit of a situation on our hands. - Wouldn't you say?
- Biliyorum evlat ama şu an halletmemiz gereken bir sorun var değil mi?
God, if you did you wouldn't have lied to me.
Eğer sevsen bana yalan söylemezdin.
She wouldn't have dead grass any more than you would, Dad.
O da senden daha fazla ölü çimene sahip olamaz baba.
We wouldn't want you to have a stroke.
Kalp krizi geçirmeni istemeyiz.
And to have somebody do something like that, really stinks up the evening, wouldn't you agree?
Fakat birisi çıkıp,... gecemizin içine ediyor, sizce de öyle değil mi?
You'd have to actually be around them to know that, wouldn't you?
Aslında onların etrafında olmalısın, bunu biliyorsun, değil mi?
Thinking you wouldn't have worn that patchouli,
Bu parfümü sıkmış olduğunu düşünerek...
I wouldn't know. What would a cold fish have to do with you?
- Bilmem, soğuk bir balığın senle ne işi olur?
Well I'll tell you like the lord tole'John, a letter from Abraham Lincoln wouldn't have that kinda'effect on me.
Sana Tanrı'nın da söylediği gibi söylüyorum Abraham Lincoln'ın gönderdiği bir mektup bende aynı etkiyi yapmazdı.
I mean, my dad and I didn't have the best relationship, but he wouldn't just hide from me, if that's what you mean.
Babamla aram pek iyi sayılmazdı ama benden saklanacak biri değil, anladın mı?
If the light hadn't been in you, it wouldn't have reflected out here.
İçindeki ışık olmasaydı buraya yansımazdı.
Because if you could, Hari you wouldn't have asked me to run away with you.
Çünkü bunu görebilseydin bana seninle kaçmamı sormazdın.
Hey, Evan. Sorry to be a nudge, but you wouldn't happen to have that $ 20 you owe me for the NCAA tournament pool, would you?
Evan, sıkboğaz ettiğim için kusura bakma ama NCAA ofis içi iddiasından borcun olan 20 doları alabilir miyim acaba?
Sorry to be a Pokety Paul, but... you wouldn't happen to have that money you owe me for the NCAA pool, do you?
Darladığım için kusura bakma ama NCAA ofis içi iddiasından borcun olan 20 doları alabilir miyim acaba?
Without me... Prem wouldn't have married a fat girl like you
Ben olmasam Prem senin gibi şişko kızın tekiyle evlenmezdi.
I wouldn't have set you up with Gorbachaka if I didn't think it was a good match.
Eğer iyi bir çift olacağınızı düşünmeseydim seni Gorbachaka ile tanıştırmazdım.
I mean, you wouldn't have anybody talking about lassoing the moon.
Normalde, aya kement atmakla ilgili konuşacak kimseyi bulamazsın.
Look, it wouldn't have happened if you guys didn't bail on me.
Beni bırakmasaydınız başıma gelmezdi bu.
This is my last night in town. I wouldn't have wasted my time I wouldn't have wasted my time if i knew you weren't up for it.
Senin naz yapacağını bilseydim vaktimi boşa harcamazdım.
Look, I could try and explain to you how I work, but I have a feeling you wouldn't respect it.
Kimseden. Bakın, nasıl çalıştığımı size anlatmaya çalışırdım...
I wouldn't have made it down without you.
Sen olmasan inmeyi başaramazdım.
You wouldn't have to worry about looking like a hooker.
Fahişe gibi görüneceğim diye dertlenmene gerek yok.
I tell you, if I was still in management, I wouldn't have let that happen.
Sana diyorum, yönetimde hâlâ ben olsaydım buna engel olurdum.
I wouldn't tell you about it, but I'd have seen him.
Size anlatmazdım ama görmüş olurdum.
If Philip had the gun before now, he would have taken it with you when you went after Armstrong, wouldn't he?
Philip tabancayı önceden alsaydı Armstrong'un peşinize düştüğünüzde yanına alırdı, değil mi?
And one more thing... darling, I can understand why you wouldn't want to tell me about this, but please know that all I have ever wanted for you is to be happy.
Bir şey daha ekleyeceğim... Canım. Bunu benden saklamanı anlayışla karşılıyorum.
You wouldn't have a choice.
Seçeneğin olmazdı.
I wouldn't have even bothered to call you.
- Zahmet edip seni aramayabilirdim.
What I wouldn't have given back then for you to be my friend.
O zamanlar arkadaşım olman için ne vermezdim ki?
I wouldn't presume to claim to have known him as such, but... But just being in his presence was enough to make it so clear just how formidable a person you were dealing with.
Onu tanıdığımı falan iddia etmeyeceğim ama onun huzurunda bulunmak bile ne kadar heybetli bir adamla karşı karşıya olduğunu anlamak için yeterliydi.
You wouldn't happen to have an attic or a hidden basement?
Tavan aranız ya da gizli bodrum katınız yok mu?
And after he kicks a bag of 10 against you, you can tell your supporters how you could have had him but you wouldn't give him a go'cause you don't have time for bullshit!
Senin takıma 10 gol tıktıktan sonra gidip yöneticilerine onu takımına alabileceğin halde onu gönderdiğini çünkü bu saçmalıklara vaktin olmadığını söylersin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]