English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ A ] / Anlamaya çalışın

Anlamaya çalışın Çeviri İngilizce

1,024 parallel translation
Anlamaya çalışın, siz "yasaklısınız."
Try to understand, you are "prohibited".
Yanış yaptı ama anlamaya çalışın.
- He was wrong, but please try to understand.
Ama lütfen o adamları cezalandırmayın Albayım. Ve bizi anlamaya çalışın.
But please don't punish those men, Major, and try to understand us.
Lütfen anlamaya çalışın.
Please, try and understand.
Ciddiyetimi bağışlayın ve anlamaya çalışın...
Forgive my earnestness, and try to understand,
Şunu anlamaya çalışın...
Try to understand finally.
Anlamaya çalışın, insanlar soruyor.
Try to understand, people are asking.
Beni anlamaya çalışın. Önemli değil, Komutan. Bu benim duygusal yanım.
- This is my affectionate side.
Hiçbir şey reddettiğim yok, ama lütfen anlamaya çalışın.
I am not refusing anything at all, but please understand me.
Şimdi size söyleyeceklerimi olabildiğince anlamaya çalışın. - Beni görüyorsuuz değil mi?
Try to listen well to what I'm about to say.
Zor olduğunu biliyorum Bayan Doolittle, ama anlamaya çalışın.
I know it's difficult, Miss Doolittle, but try to understand.
Onu anlamaya çalışın.
Try to understand him, Miss Witt.
- Lütfen beni anlamaya çalışın...
- Please try and understand...
Beni anlamaya çalışın.
You try to understand me.
- Durumumu anlamaya çalışın.
Try to understand me.
Anlamaya çalışın!
Try to understand!
Yine de, David olanları bana anlattığında bir baba olarak neler hissettiğimi anlamaya çalışın.
Nevertheless, try to understand how I, as a father, felt, after David told me what happened.
Yasal sorununuzu anlıyorum ama siz de beni anlamaya çalışın.
I understand your legal problem, but you must try to understand mine.
Lütfen, anlamaya çalışın.
Please, try to understand.
Anlamaya çalışın.
Understand it if you can.
Anlamaya çalışamaz mısın bunu?
Can't you try and understand?
Bazılarınızsa durumun vahametini anlamaya çalışıyor, ama sık sık... durumun gerçekten ne ölçüde ciddi olduğunu soruyorsunuz.
The rest of you are trying to understand the gravity of our situation but repeatedly ask how really serious it is.
Ne anlattıklarını anlamaya çalış.
Try to understand what they mean.
Anlamaya bile çalışmayacak mısın?
Won't you even try and understand?
Anlamaya çalış, bizi duydukları anda, Bizi en yakın ağaçtan sallandıracaklar.
Try to understand, as soon as they hear us, they'll swing us from the nearest tree.
Sen de bunu anlamaya çalışmalı ve diğerlerinin de anlamasını sağlamalısın.
That's what you must try and make the other boys understand.
Ne yaptığını anlamaya çalış.
Try to understand what you have done.
Her şeyden öte, o da bir kadın. Anlamaya çalış.
She is also a woman like you are.
Evet, efendim, Çavuşun güvenilir bir tanık olup olmadığını anlamaya çalışıyorum.
Well, sir, I was merely trying to establish the Sergeant's reliability as a witness.
Anlamaya çalışmalısın.
If only you could begin to understand.
Seni kapının önüne koymuyorum, ama anlamaya çalış.
I'm not throwing you out, a man of your calibre, but try to understand
Biliyorum canım, ona hayrandın, ama lütfen anlamaya çalış, nereye gidersem gideyim, gözleriyle beni takip ediyor, her hareketimi izliyor.
I know, dear, that you adored her please try to understand wherever I go, her eyes seem to follow me, watching my every move.
Sen aslında kendi duygularını anlamaya çalışıyorsun.
You wanna find out how you feel. That's a make?
Kelp, sunu anlamaya çalış ki bilim adamlarının ve yaratıcıların bazı gariplikleri olduğunun farkındayım.
Kelp, try to understand that I understand that scientists and creators have their little eccentricities.
Ve mutluyum. Maalesef mutluyum. İki kocasını da alkol yüzünden kaybeden bir kadın olarak Bayan Massingale'i sadece anlamaya çalışsaydınız.
If you would only try to understand Mrs Massingale, a woman who's lost two husbands to alcohol.
Barbara'nın öyle bir şeyi neden yaptığını, anlamaya çalışmalısın.
You must believe what Barbara did try and understand my dear and why she did it! Just for me, eh?
Babamın ne istediğini anlamaya çalış Govert.
Understand what my father wanted, Govert.
Anlamaya çalışın!
- No!
Bunu kendiniz anlamaya çalışmalısınız.
You have to figure that out for yourself.
Anlamaya çalışmalısın Jean.
You must try to understand, Jean.
Sana nasıl hayatta kaldığımızı söylersem, birbirimiz için ve buradaki hayat için ne hissettiğimizi anlamaya çalışır mısın?
If I tell you how we survived, will you try to understand how we feel about our life here? About each other?
Onu nasıl içeri aldıklarını anlamaya çalışıyorum.
You know, that was beginning to get to me the way they let him in.
Şey, isterdim, ama anlamaya çalış, benimle nasıl kalırsın, ben de sıcak bir yuva yok ki?
well, I would love to, but try to understand, how can you stay with me if I have neither house nor home?
Biz onların niye saldırdıklarını anlamaya çalışıyoruz.
We're trying to figure out where they swoop down on us from.
Başlarda insan Parti'ye yardımcı olmaya neden orada olduğunu, ne yaptığını anlamaya çalışıyor.
I'll make you confess! In the beginning, you try to help the Party. You try to understand why you are there.
Anlamaya çalış, böyle olmasını ben de istemezdim.
Try to understand this is not something that I wanna do.
Bak lütfen bir de benim tarafımdan anlamaya çalışır mısın?
Look will you please just try to get it from my side?
Aleksey, bunu anlamaya çalışmalısın.
You must try to understand.
- Ben sadece kafamın içinde bunu anlamaya çalışıyorum Sizi anlıyorum.
I only get into it because I try to figure it out in my mind. You understand that.
Tanrı'nın kocamı neden öldürdüğünü anlamaya çalışıyorum.
Trying to figure out why God killed my husband.
Hanginizin dudağı daha kalın anlamaya mı çalışıyorsunuz?
Trying to see whose lips are thicker?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]