Ben değil Çeviri İngilizce
19,879 parallel translation
O sözü sen söyleyip duruyorsun, ben değil.
You keep saying that word, not me.
Ben değil.
I'm not.
Olanlara ben de çok üzüldüm ama bunun suçlusu ben değilim, kimse değil.
I'm sorry too, but I am not guilty, no one is.
Onu sen yakaladın, ben değil.
You caught him, not me.
- Ben değil!
- Not me!
Kahretsin, açılışı Matt yapmalıydı ben değil.
God damn, Matt was supposed to deliver opening, not me.
Yardım işlerine sen bakıyorsun, ben değil.
Favors are your thing, not mine. All right, then.
Ben değil, o düşünüyor.
Well, I don't. But she definitely does.
- Onları hep annesi yaptı, ben değil.
- His mom did all that, not me.
Ben değil.
Not me.
Tüm övgüyü sadece ben değil, tüm cesaretini gösterip Charlemange ordularının gerçek halefleri olduklarını kanıtlayan savaşçılarınız ve askerleriniz de hak ediyor majesteleri.
The tribute should not all go to me, Your Highness, but to your warriors and soldiers who have surpassed themselves in courage, and proved themselves worthy successors to the armies of Charlemagne.
- Dinle, ben değil, yardımcım herşeyi mahvetmişti...
That wasn't me. My assistant messed up...
Ben küçük kardeşimi istiyorum, avukat değil.
I want my little sister, not a lawyer.
Ama o zaman kadar sen ve ben varız, değil mi?
But until then, we have each other, right?
Ben bir armadilloyum ve takımın adı artık Atlayan Kızılderili Kızlar değil.
I'm an armadillo, and the team isn't called the Leaping Squaws anymore.
İş görevi yoksa ben de iş dağıtamam, değil mi?
If there's no work assignments, I can't very well hand out work, now, can I?
Çünkü kendisi 100 yaşında ve bilgisayar kullanmayı bilmiyor. Ben de bilmiyorum ama o kadar da zor değil.
Because he's like a hundred years old and doesn't know how to use a computer, which I don't either, but it's really not that hard, like...
- Ben hallederim, sorun değil.
I got it. It's okay.
Biliyor musun, ben okuldayken öyle hoppidik DJ müzikleri değil, canlı müzik eşliğinde dans ederdik.
You know, when I was in school, we danced to live bands, not that hippity-hoppity DJ stuff.
Bir sıçan yılında doğdu ve ben köpekler umurumda değil.
It's funny because I was born in the year of the rat and I give a damn dogs.
Sorun değil ben dışarıda olacağım.
It's okay, I'll be outside.
Hayır, seni-seni buraya ben tıktım, Nelson değil.
No, I- - I put you here, not Nelson.
Ben de. Bundan sonra değil.
Neither am I. Not anymore.
Blacksmith'i ben de senin kadar istiyorum ama o değil.
I want the Blacksmith just as much as you, but he's not him.
Ben dünyayı kurtarmaya gidiyorum, aşık olmaya değil.
Ah, I'm off to save the world, not fall in love.
Suikastçılar Birliği'ndeydim ben, NASA'da değil.
I was League of Assassins, not NASA.
Evet ama o ben değildim. Umurumda değil.
Yes, but...
- Ben sadece bağlantınım, koruman değil.
I'm your liaison, not your bodyguard.
Pek olası değil ama bir gün sen dünya evine girersen, ne olacağını bilmek ilginç lakin ben Patrice'in harcamama izin vereceği parayla sınırlıyım ve kendisi sürekli bütçeyi kısıyor.
Interesting to know what would happen in the unlikely event that you ever tie the knot, but I am limited by what Patrice will let me spend, and she keeps lowering the budget.
Ben sadece babamın bulunması görevim değil. Ama aynı zamanda bir taksi sizi alıp sizi hedefinize götürsün.
I believe that it's not only my duty to find your father but also have him pick you up in a cab and take you to your destination.
Ben de hissediyorum, değil mi?
I feel it, right?
Biliyorsun, büyük değil, ama ben de değilim
You know, not huge, but neither am I.
Evet, ben... değil... evet.
Yeah, I'm not... Yeah.
Ben erkeklerden daha iyiyim, değil mi?
I'm better than a boy, right?
Işığın kimde kalacağına ben karar veriyorum değil mi?
I decide who gets the light, right?
Şey, ben pek değil, hayır.
Well, I... Not really, no.
Sorun değil, ben de seninle konuşmak istemiyordum zaten.
That's all right. I don't wanna talk to you, anyway.
Kötü değil ama birkaç fotoğrafa ihtiyacın olacak. Ben getiririm.
It's not bad, but you're gonna need some pictures.
Ben festival organizatörüyüm ve bu bir parti, polis devleti değil.
I'm the festival organizer, and I'm telling you, this is a party, not a police state.
Bunu ben yapmadım ve benim savaşım da değil.
Nor is it my fight.
Ve sadece sen ve ben de değil, bizim gibi düşünen beyinler.
And not just you and me, but minds who think like us.
Ben yokken ailene sen baktın değil mi?
You took care of the family when I wasn't around.
Ben sizin aradığınız kişi değilim, değil mi?
I'm not the guy you're looking for, all right?
Ama ben değil.
But not me.
Ben sadece bir seks nesnesiyim değil mi?
I'm just a sex object, aren't I?
Daha erken çıksaydım kurban ben olabilirdim, değil mi?
If I'd been earlier, it would have been me, wouldn't it?
Seninle aynı sebepten dolayı değil ama ben de özlüyorum Patty'i.
Oh, not for the same reasons, but I miss Patty too.
Sorun değil. Ben amcasıyım.
It's all right, I'm her uncle.
Sen ve ben biraz konuşma yapacağız, değil mi?
Me and you gonna have a little talk, all right?
Ben komedyenim, dansçı değil. Affedersiniz.
I'm a prop comic, not a dancer.
Ben yardım buluncaya kadar Mingo'ya göz kulak olabilirsin, değil mi?
You can watch Mingo till I can find help, all right?
ben değilim 366
ben değildim 222
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
ben değildim 222
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56