English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ B ] / Bir şey daha vardı

Bir şey daha vardı Çeviri İngilizce

484 parallel translation
Bir şey daha vardı.
There was something else.
- Evet, bir şey daha vardı.
- Yes, and there was another thing.
- Bir dakika, bir dakika. şurada bir şey daha vardı.
- Wait a minute, wait a minute. I've got something over here.
Ve bir şey daha vardı hayatım boyunca hissetmediğim bir şey.
And there was something else... something I've never known in my whole life.
Başka bir şey daha vardı.
There was something else.
Size sormak istediğim bir şey daha vardı?
There's one thing I'd like to ask you.
Bir şey daha vardı efendim.
Oh, one other thing, sir.
O arabada başka bir şey daha vardı.
There was something else in that wagon.
Aldo, dün akşam konuşmamız gereken başka bir şey daha vardı.
Aldo, there was something else we should have discussed last night.
Bir şey daha vardı ama unuttum.
Yes, there was something else but I forgot.
Belki gelen başka bir şey daha vardır.
Maybe something else is growing too
Bir şey daha vardı.
There was one other thing...
Başka tuhaf bir şey daha vardı.
And there was another strange thing.
Ama başka bir şey daha vardı.
But there was something else
- Bir şey daha vardı.
And the other thing, sir...
Şimdiye dek çöl savaşında açıkta kalan cenahtan yapılan taarruzlar belirleyici olmuştu. Ancak El Alameyn'de, Rommel'in düşünmesi gereken bir şey daha vardı.
So far, the fluid strategy of war in the desert it is always initiated in an opened flank, but, in El Alamein, Rommel it would have to think about different tactics.
Başka bir şey daha vardı...
Mm. Oh, one other thing that I did find out.
Sonra... dikkatini dağıtan başka bir şey daha vardı.
And then - then there was another distraction.
Bir kadın bana geldi. Bana hizmetlerini sunmaya çalışmasının ötesinde elde etmeye çalıştığı bir şey daha vardı.
A woman came to speak to me e offered its services, in the attempt to get any thing.
Bir şey bir şey daha vardı.
It was, uh... There was one more thing.
Bir şey daha vardı.
And there was something.
Belki başka bir şey daha vardı.
Maybe there was something else, too.
Okuduklarımızın içinde bir şey daha vardı...
And then there was something else in what we read,
Mutlaka bir şey daha vardır.
Surely there's something else.
- Ezberimde olan bir şey daha vardı.
- Here's one I've been rehearsing in my mind.
Bir şey daha vardı.
There is just one more thing.
Bilmediğin bir şey daha vardı
I'm telling you another secret
Bir şey daha vardı, ışık gibi.
There was another thing.
Kafamda daha önemli bir şey vardı.
I had something bigger in mind.
İyi bir silahtan daha güzel olan sadece iki şey vardır.
There are only two things more beautiful than a good gun ;
Bir başkasının ölümünü görmekten daha cesaret ve gayret verici... çok az şey vardır.
There are few things more fundamentally encouraging and stimulating... than seeing someone else die.
Belki yapacağınız daha iyi bir şey vardır?
Maybe you got something better to do?
" Daha yanına alacağın bir sürü şey vardı ; ama almadın.
" You should've brought many things, but did not.
Philadelphia'lı bir avukattan daha kurnaz olan bir tek şey vardır... İrlandalı bir avukat.
You know, there's only one thing more devious than a Philadelphia lawyer and that's an Irish lawyer.
Sizden daha fazla bir şey istemeyeceğiz, ama... her zaman bir ama vardır, ve eminim, siz de bunun bilincindesinizdir,
We ask nothing further of you, but, there is always a but, as I'm sure you are aware?
Mekanın bir atmosferi vardı, daha önce hiç hissetmediğim bir şey.
The place had an atmosphere, something I've never felt before.
Söz veriyorum. Bir şey daha vardı.
There's one more thing.
Ah, bir şey daha vardı!
Oh, I've forgotten something.
Bunun üzerine merak etmeğe başladığım şey şu idi : Şey, benim lisede bir başka erkek kardeşim vardı, benden daha büyük.
If you insist on pursuing this lunacy, you will be a very unhappy policeman.
Bir şey daha vardı.
there was something else.
Dile düşmekten daha beter bir şey vardır o da, dile düşmemek.
There is only one thing in the world Worse than being talked about And that is not being talked about.
Kafamda bundan daha etkili bir şey vardı.
Well, I was thinking a little stronger than that.
Orada bataklıkları kurcalayan birkaç akılsız holigan daha vardı ama onlar bir şey bilmiyordur.
They're a couple of haIf-baked hooIigans out there, beating the bogs, but they wouldn't know anything.
Yoksa yapacağı daha önemli bir şey mi vardı?
Or did he have something more important to do?
Sanırım yapacağı daha önemli bir şey vardı.
I think he had something more important to do.
Kirli bir mutfak, çok eski bir tava ve bir kaç şey daha vardı.
There was a dirty kitchen, a very old pan and a few other things.
Subay istihkakını yürütmekten daha kötü bir şey vardır
There's only one thing worse than lifting rations.
Adanın diğer tarafına, Martı Koyundan otele... giden patikaya doğru koştu. Bu arada yapması gereken bir şey daha... vardı.
She runs back across the island to rejoin the path leading from Gull Bay to the hotel.
Çok genç olmak diye bir şey yoktur dostum sadece daha yaşlı olmak vardır.
Well, is not they who are too young... are you that you're too old.
hava alanında ceplerinizi boşalttığınızda, anahtarlarınız, kaleminiz çakmağınız ve bir kaç şey daha vardı.
When you emptied your pockets at the airport, your keys were with your pen, your lighter and something else.
Bir bacağı kalmıştı. Ama onda daha önemli bir şey vardı.
He had one leg... but he had something more important.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]