Bunu yapamazsın Çeviri İngilizce
6,086 parallel translation
Bunu yapamazsın.
_
Hayır, hayır bunu yapamazsın.
No, no, no, you can't. You cannot do that.
Durun, bunu yapamazsınız.
Stop. You can't do this.
Bunu yapamazsın!
Hey! You can't!
- Danny, zavallı Riley'e bunu yapamazsın.
Danny, you can't do that to poor Riley.
Bunu yapamazsınız. Adalet Bakanlığı için Rosen'i atamak mı?
You can't do this... nominate Rosen for Attorney General?
Bana bunu yapamazsın.
You can't do this to me.
Bunu yapamazsın!
You can't do that!
Olmaz, bunu yapamazsın.
No, you can't do that.
- Bunu yapamazsın.
No, you can't do this!
Sen... Hayır, bunu yapamazsın!
- You... no, you can't do this!
Walt, bunu yapamazsın!
Walt, you can't do this!
- Bunu yapamazsın.
- Can't do that.
Bunu yapamazsın.
You can't do that.
Bunu yapamazsın.
You don't get to do that.
Bunu yapamazsın.
Okay, you cannot do that.
- Bunu yapamazsınız.
- You can't do that.
Sen bunu yapamazsın.
You are not capable of this.
Keith, bunu yapamazsın adamım.
Keith, you can't do that, man.
- Bunu yapamazsın.
- You don't.
Bunu yapamazsın Hulk.
You can't do that, hulk!
- Bunu yapamazsın.
- Don't do this.
- Hayır, Ethan bunu yapamazsın.
No, ethan, you can't do that.
- Bunu yapamazsınız!
You can't do this!
Sanırım bu dölyatağında olmak gibi hisettiriyor ama muhtemelen sen ellerinle bunu yapamazsın.
I think this is what it must feel like to be in the womb, but you probably can't do this with your arms.
Bunu yapamazsın.
You cannot do this.
Bunu yapamazsın.
You c... you can't do that.
Henry, bunu yapamazsın.
Henry, you can't do this.
Bunu yapamazsınız.
You can't do this.
Sadece ateş gücüyle bunu yapamazsın. Hayvan ruhunu, insan ruhundan ayırmak gerek.
It's not just the firepower, it's breaking the animal spirit from the human.
- Bunu yapamazsın.
You can't do that.
- Tanrı aşkına Grant, bunu yapamazsın.
- For fuck's sake, Grant, you can't do this!
Bunu yapamazsın.
You couldn't do that.
Artık bunu yapamazsın.
There are no sidelines.
- Hayır hayır hayı bunu yapamazsın, Ginny.
- No, no, no, no, you can't do that, Ginny.
İşlere kolaylıkla son vermenin yolu yok demiştik biliyorum, ama bunu yapamazsın, tamam mı?
I-I know that we said that there's no easy way To end things, but y- - You can't do this, okay?
Mike, biliyorsun ki bunu yapamazsın.
Mike, you can't do it, and you know it.
Hayır, bunu yapamazsın.
No, you can't do that.
İnan bana, anlıyorum ama sırf bu yüzden bunu yapamazsın.
Believe me, I understand, but you cannot do this because of that.
Bunu yapamazsınız.
No, you can't do this.
Bunu yapamazsın dostum.
You can't do that, man.
- Alicia, bunu yapamazsın.
- Alicia, you can't do that.
Bunu bana yapamazsın.
You can't do this to me.
Bunu kocana yapamazsın.
You don't do this to your husband...
Bunu bana tekrar yapamazsın.
You can't do this to me again.
- Bunu yapamazsınız.
How would that play in Cambridge, Mass?
- Bunu bize yapamazsın.
You can't do this to us.
Bunu yapamazsın.
You can't do this.
- Jess, bunu yapamazsın.
Jess, you can't do that.
- Bunu yapamazsın. - Yapacağımı biliyorsun.
- You can't deliver this.
Bunu... yapamazsınız...
It's... you can't just, like...
bunu yapamazsınız 201
yapamazsın 482
yapamazsınız 119
bunu duyduğuma sevindim 230
bunu biliyorum 710
bunu biliyor musun 150
bunu alabilirsin 17
bunu al 228
bunu yapma 481
bunu kabul edemem 111
yapamazsın 482
yapamazsınız 119
bunu duyduğuma sevindim 230
bunu biliyorum 710
bunu biliyor musun 150
bunu alabilirsin 17
bunu al 228
bunu yapma 481
bunu kabul edemem 111
bunu bana neden yaptın 18
bunu yapabilirim 231
bunu yapmana gerek yok 38
bunu nereden biliyorsun 159
bunu da 65
bunu bilmiyordum 213
bunu sevdim 345
bunu unutma 219
bunu yapabilir misin 143
bunu yapamam 834
bunu yapabilirim 231
bunu yapmana gerek yok 38
bunu nereden biliyorsun 159
bunu da 65
bunu bilmiyordum 213
bunu sevdim 345
bunu unutma 219
bunu yapabilir misin 143
bunu yapamam 834