Bunu yapmak zorunda değilsin Çeviri İngilizce
1,543 parallel translation
- Kyle, bunu yapmak zorunda değilsin.
- Kyle, you don't have to be the one to do this.
Bunu yapmak zorunda değilsin.
You don't have to do that.
Söylemeye çalıştığım şey, artık bunu yapmak zorunda değilsin.
All I'm saying is, you don't have to do it anymore.
Ama bunu yapmak zorunda değilsin.
But you don't have to do this.
Eğer Elizabeth'e bakacak birine ihtiyacın varsa- - Hayır.Bunu yapmak zorunda değilsin.
Well, look, if you need someone to looafter elizabeth- - no, that's okay.You don't have to that.
Nora, bunu yapmak zorunda değilsin.
Nora, you don't have to do that.
bunu yapmak zorunda değilsin, adamım.
You don't have to do this, man.
- Bunu yapmak zorunda değilsin anne.
- You don't have to do this, Mother.
Bunu yapmak zorunda değilsin.
I can't smuggle you in!
Bunu yapmak zorunda değilsin, Frank.
You don't have to do this, Frank.
Allie, bunu yapmak zorunda değilsin.
Allie, you don't need to do this.
Bunu yapmak zorunda değilsin.
You don't... You don't need to do this.
Christian, bunu yapmak zorunda değilsin.
Christian, you don't have to do this.
Biliyorsun, bunu yapmak zorunda değilsin.
You know, you don't have to do this, you know.
Bunu yapmak zorunda değilsin.
You don't have to do this.
Bunu yapmak zorunda değilsin.
We don't have to do this.
Bak Janey, bunu yapmak zorunda değilsin.
Look, you don't have to do this, Janey.
Archer bunu yapmak zorunda değilsin. Hayır, yapmak zorundayım.
- Archer, you don't have to do this.
Lütfen. Bunu yapmak zorunda değilsin.
Please, you don't have to do this.
Bunu yapmak zorunda değilsin.
You do not have to do.
Seçim senin. Bunu yapmak zorunda değilsin.
Come on, you don't have to do this.
- Bunu yapmak zorunda değilsin.
- You don't have to do that.
- Bunu yapmak zorunda değilsin.
- You don't have to do this, you know?
Oh, hayır, hayır. Bunu yapmak zorunda değilsin. Ben hallederim.
Oh, no, no, no.You don't--you don't have to do that, because, uh, I'm gonna be fine.
bunu yapmak zorunda değilsin.
You dont have to do this one.
Bunu yapmak zorunda değilsin. şimdi değil.
You don't need to do this. Not now.
Hayır, Jeremy. Sen... bunu yapmak zorunda değilsin.
You... you don't need to do this.
- Bunu yapmak zorunda değilsin.
- You don't have to do this to me.
Bunu yapmak zorunda değilsin.
You don't-you don't have to do that.
Gerçekten, bunu yapmak zorunda değilsin.
Really, you don't have to do this. No.
Biliyorsun, eğer istemiyorsan bunu yapmak zorunda değilsin.
You know, you don't have to do this if you don't want to.
- Bunu yapmak zorunda değilsin, Ros.
- You don't have to. - I know.
Bunu yapmak zorunda değilsin.
You don't have to do this with me, you know.
Max bunu yapmak zorunda değilsin.
Max, you don't have to do this.
Bunu yapmak zorunda değilsin tamam mı?
You don't have to do this, ok?
Gerçekten çok riskli, o yüzden bunu yapmak zorunda değilsin.
- And why did they run? - Shit, we run into their trap
Baba artık bunu yapmak zorunda değilsin.
Daddy, you don't have to do that anymore.
Bunu yapmak zorunda değilsin Robin.
You don't have to do this, Robin.
Artık bunu yapmak zorunda değilsin.
You don't have to do that anymore.
Bunu yapmak zorunda değilsin.
Hey, you don't have to —
Ashley, bunu yapmak zorunda değilsin.
Ashley, you don't have to do this.
Bak, bunu yapmak zorunda değilsin.
LOOK, THIS ISN'T QUID PRO QUO.
Bunu yapmak zorunda değilsin, biliyorsun.
You don't have to do this, you know.
Bunu yapmak zorunda değilsin.
Uh... you don't have to do this.
Bunu yapmak zorunda değilsin.
You don't have to do it. Mm.
- Dani, bunu yapmak zorunda değilsin.
- Dani, you don't have to do this.
Joe, bunu yapmak zorunda değilsin, biliyorsun.
Joe, you don't have to do this, you know.
Bunu yapmak zorunda değilsin. Senin olduğundan çok daha uzun süredir birimdeyim.
I've been in the Unit longer than you have.
Ama bunu yalnız yapmak zorunda değilsin.
But you don't have to do it alone.
Anne, bunu gerçekten yapmak zorunda değilsin.
Gee, Mom, you didn't really have to do that.
Bunu kendi başına yapamazsın. Yapmak zorunda değilsin.
And you cat do this all on your own, and you don't have to.
bunu yapmak istiyorum 21
bunu yapmak istemiyorum 75
bunu yapmak zorundayım 46
bunu yapmak zorundasın 20
bunu yapmak istemedim 22
bunu yapmak istemezsin 29
bunu yapmak zorundaydım 22
bunu yapmak zorunda mısın 17
bunu yapmak zorundayız 25
bunu yapmak istediğine emin misin 31
bunu yapmak istemiyorum 75
bunu yapmak zorundayım 46
bunu yapmak zorundasın 20
bunu yapmak istemedim 22
bunu yapmak istemezsin 29
bunu yapmak zorundaydım 22
bunu yapmak zorunda mısın 17
bunu yapmak zorundayız 25
bunu yapmak istediğine emin misin 31
bunu yapmak zorunda değildin 18
yapmak zorunda değilsin 23
bunu duyduğuma sevindim 230
bunu biliyorum 710
bunu biliyor musun 150
bunu al 228
bunu alabilirsin 17
bunu kabul edemem 111
bunu yapma 481
bunu yapmana gerek yok 38
yapmak zorunda değilsin 23
bunu duyduğuma sevindim 230
bunu biliyorum 710
bunu biliyor musun 150
bunu al 228
bunu alabilirsin 17
bunu kabul edemem 111
bunu yapma 481
bunu yapmana gerek yok 38