Bırakın gireyim Çeviri İngilizce
123 parallel translation
Bırakın gireyim.
Let me in to him.
- Müfettiş, bırakın gireyim.
- Inspector, let me go in.
Onu dövüyor, bırakın gireyim.
They're just arguing. A little loudly, but they're men.
Bırakın gireyim!
Let me in!
Bırakın gireyim.
Let me get in there.
Bırakın gireyim, açlıktan ölüyorum!
Let me in, I'm starving!
Bırakın gireyim, yağmur da kaldım.
Let me in. I'm standin'out here in the rain.
Bırakın gireyim!
! Let me through!
Bırakın gireyim, kahretsin!
Let me in, damn it!
- Lütfen bırakın gireyim.
- It's not my case.
- Bırakın gireyim!
DEVON : Let me in!
- Bırakın gireyim!
Let me in!
- Bırakın gireyim!
- Let me in!
Bırakın gireyim.
Let me in.
- Bırakın gireyim, bırakın gireyim.
- Let me in, let me in.
Komiser, bırakın gireyim, onunla konuşayım.
Captain, let me go in there, let me talk to him. It's my wife.
- Bırakın gireyim!
- Let me go!
- Bırakın gireyim. - Defol!
- Let me in, come on, you know you want it.
Allah aşkına, bırakın gireyim.
I'm so sorry, let me come in
Bırakın gireyim.
There's nowhere to go.
Bırakın gireyim, hadi.
Come on! Let me in!
- Bırakın içeri gireyim.
Let me go in there!
Doktor Edelmann, bırakın içeri gireyim.
Dr. Edelmann, let me in!
Bırakın içeri gireyim.
( Fading ) Let me in.
- Bırakın gireyim.
- Let me in!
- Bırakın yalnız gireyim.
- Let me go alone, captain.
- Bırakın biraz tehlikeye gireyim.
- Let me have a bit of peril.
Bırakın içeri gireyim!
Let me in! What's the matter?
bırakın ineyim. evime gireyim.
Get down. Let me go home.
Bırakın da içeri gireyim.
Let me in.
Bırakın da içeri gireyim!
Let me in!
Bırakın ben gireyim.
Let me go in.
Bırakın ben gireyim.
Let me go in there.
George Francisco, altın kapını aç kapını aç ve bırak gireyim.
George Francisco, open your golden gate Open your gate and let me in
Bırakın sizin adınıza piyasaya gireyim.
We don't know those companies.
Bırakın içeri gireyim.
I know he will request like this.
Bırakın içeri gireyim, lütfen.
Please let me go in! Please!
Bırakın da gireyim.
Let me in.
Alçaklar, bırakın gemiye gireyim!
You bastards, let me on board!
Bırakın konuya direk gireyim.
Now, let me get this straight.
Bırakın içeri gireyim!
Let me in!
Bırakın da gireyim.
Oh, just let me go in.
- Lütfen, bırakın da gireyim.
Oh, please, just let me... Let me just go in!
lütfen. bırakın içeri gireyim.
Please let me in! Please! Help me, please!
"Bırakın da gireyim." dedi. "Tamam be gir." dedim.
B-ROLL
- Bırakın oyuna gireyim!
- Sit down, please.
Bırak gireyim, yoksa burnunu kapının koluna asarım!
Let me in, or I'll hook your nose to the door handle!
Bırak şu anda patlamaya yakalanmayan, patlamanın olduğu alandan uzak olan sağlığı tehlikede olmayan biri için strese gireyim. Kesinlikle hemen...
Let me stress right now that for someone who was not caught in the blast, who was away from the site of the blast itself, such a person is at very little risk to health, certainly in the immediate...
Bırakın içeri gireyim.
Let me in!
- Bırakın içeri gireyim!
Let me in!
- Eve git Skinny. Bırakın da içeri gireyim.
Man, let me in!
bırak 1242
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakın 390
bırakmam 34
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakın 390
bırakmam 34
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırakacağım 37
bırak onu 1012
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırak kalsın 58
bırakın geçeyim 78
bırak gitsinler 68
bırak onu 1012
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırak kalsın 58
bırakın geçeyim 78
bırak gitsinler 68