Dediği gibi Çeviri İngilizce
4,102 parallel translation
Hayır, o sadece Luke'un dediği gibi.
No, she was just... what Luke just said.
Ama kahvecide Jerry'nin dediği gibi söz konusu Bobby Cobb olunca herkes neler olacağını biliyor.
But it's like what Jerry said at coffee bucks... everybody knows what they're gonna get with Bobby Cobb.
Böylece meteorolojistlerin de dediği gibi ölümcül bir fırtına için mükemmel durumu yaratırlar.
"perfect conditions" for a deadly storm. Hey.
Gerçekten bir vahşi hayvan saldırısı mı yoksa bazılarının dediği gibi kurtadam izlenimi vermek isteyen bir çeşit manyak mı?
Is this in fact a wild animal, or, as the fringe have suggested, is it some maniac mimicking a werewolf?
Bunun kolay olduğunu söyleyemem, ölümsüz Hank Williams'ın dediği gibi, ışığı gördüm.
[I can't say this has been an easy one,] but in the words of the immortal Hank Williams, I've seen the light.
Nicolette, siz insanların dediği gibi başarması zor olan şeyleri başardı.
Nicolette was, as you humans say, a tough act to follow.
Yeğenimin dediği gibi, seninle oturup bir konuşmak isterim.
As my nephew said, I'd be interested in talking to you.
Öyle çünkü koltuk altımı, kıçımı ve hayalarımı sabunla yıkadım, babamın dediği gibi.
That's because I washed my armpits, my butt, and my balls with soap, like dad said. [Laughter]
İtalyanların dediği gibi biraz yaşamamın tek yolu biraz hile yapmak.
Well, as the Italians say, the only way to live a little is to cheat a little.
Ve Diana'nın da dediği gibi bu pek de uzun bir liste değil.
And like Diana said, it's not a long list.
"... Dr. King'in de bir zamanlar dediği gibi...
" as Dr. King once said,
Veya Dr. Park'ın dediği gibi bu sizin özünüz, amacınız.
Or, perhaps as Dr. Park put it, that's your essence, your purpose.
Nietzsche'nin dediği gibi Tanrı öldü.
In the words of Nietzsche - "God is dead".
Dr. Wilson'ın dediği gibi iki, dört saat sürebilir.
As Dr. Wilson said, it should take between two and four hours.
Amanda'nın dediği gibi, seks hakkında yazmak kolay.
Like Amanda says, writing about sex is easy.
Dediği gibi, biz psikoloji insanları değiliz.
Like she said, we're not psychology people.
Başta pişman olmuştum ama sonradan kendimi kabullenmek için bunu yapmam gerektiğini anladım. Grease'deki Rizzo'nun dediği gibi "Daha kötü yollar da var."
And at first, I really regretted that it had happened, but then I realized that if that's what it took for me to accept myself, then, as Rizzo says in Grease, "There are worse things I can do."
Sonuncusu dediği gibi kör bir adammış.
The most recent one was a blind man, just like he said.
Ancak nihayetinde, kendisinin de dediği gibi seni kurtardı.
But ultimately, as she said, she saved you.
Aynı Sherlock'un dediği gibi, İngiliz çıktı
He's a Brit, just like Holmes said.
# Ya da Jersey'li arkadaşlarının dediği gibi
♪ Or as his Jersey friends would say ♪
Dediği gibi, beni hapsedin.
Lock me up, like he said.
Oprah'nın da dediği gibi "Daha Az Kullanılmış Yol".
Like Oprah say, "the road less traveled."
Siz Amerikalıların dediği gibi en iyisi kafanızı çalıştırmaya başlayın.
So as you Americans say, you had better get crackin'.
Gundappa'nın dediği gibi, CD'yi al ve ona teslim et.
Just like Gundappa said, collect the CD.. .. And deliver it to him.
Adamın dediği gibi : Kazıklar küçük olduğu için akademik siyaset hırçın olabilir.
Like the man said, academic politics can be vicious because the stakes are small.
Bay Jolly, bence de Bay Rajpal'ın dediği gibi senin güvenliğe ihtiyacın var.
Mr. Jolly, I agree with Mr. Rajpal that you need security.
Yalnızca bir gün geçirdiğimizi biliyorum ama Meg Ryan'ın da "Mesajınız Var" da dediği gibi bence önemsiz şeyler önemli şeylerden çok daha anlamlıydı.
"I know we only spent a day together, " but as Meg Ryan said in you've got mail, "'all this nothing has meant more to me
Aman tanrım! Aynı Carol'un dediği yaşlı çingene kadının dediği gibi!
It's just like Carol said the old gypsy woman said!
Fransızların da dediği gibi, je t'adore.
As the French say, je t'adore.
Eleanor Roosevelt'in Betty Ford'a dediği gibi "Hillary Clinton muhteşem."
As Eleanor Roosevelt once said to Betty Ford... "Hillary Clinton is great."
Köpek yürütenin dediği gibi?
Like the dog walker said? Yeah. Yeah.
Ama hâlâ buradayım. Alçakça nefret mektupları da aldım. Ama deyimde de dediği gibi kelimeler beni incitmez.
The vilest imaginable hate mail, but "sticks and stones" as the saying goes.
Tam da onun dediği gibi değil mi?
Just like he said I would, huh?
Kimin dediği gibi?
Like who said?
Ama babamın da dediği gibi :
But it's like dad says :
Onun dediği gibi, bu gibi yöntemlerle buradan sağ çıkmanın imkanı yok.
As he said, using this kind of method... you'll never be able to get out of here alive.
Cheryl'in tanıdığı çingene kadının dediği gibi.
Just like Cheryl's gypsy woman said.
Yama'nın dediği gibi.
Logan was right.
Yani Arian Foster'ın da dediği gibi unut gitsin.
So, in the words of Arian Foster, you need to let this go.
Ya gebert ya da namuslu dölümün dediği gibi yap ama onu yanında getirme.
Either do that or what my prude progeny's suggesting, but don't bring her with.
Demek ki yayının diğer ucunda Amanda var, tıpkı Ari'nin dediği gibi.
Which means Amanda is on the other end of that broadcast, just like Ari said she would be.
Sinyali banliyöden aldım, tıpkı yayındaki adamın dediği gibi.
It is in the suburbs, like our whack job predicted.
Ya da Fransızların dediği gibi "çıkmaz sokak."
Or as the French would say impasse.
Ferris Bueller'ın dediği gibi danke schön.
As they say in Ferris Bueller, danke schoen.
Alex'in de dediği gibi, bu sayede izlenme oranlarındaki düşüş azaldı, bu da harika tabii.
That has indeed brought about the rise in ratings, and that's great.
Doktorun dediği gibi ağırdan al, baba.
You take it slow, Dad, like the doctor said.
Darwin'in dediği gibi : "Bu hayat görüşünde bir ihtişam vardır." Nasıl meydana geldiğini anlamak, sadece merakımızı arttırır.
"There is grandeur in this view of life," as Darwin wrote, and understanding how it happened surely only adds to the wonder.
Babam Hindistan'da jinekologdur. Yolun oraya düşer de kontrol falan gerekirse kendisinin akıl oyunuyla dediği gibi : "serviksinizdeyiz."
My dad's a gynecologist in India, so if you're over there and need a check up, as he likes to say, he's "at your cervix."
Muzeye bilet, size 15 kagita mal olacak, ama disarda da dedigi gibi o paraya deger.
Tickets to the museum will cost you 15 bucks, but as the poster out front says, it's worth the monet.
Doktorun da dediği gibi.
She got lucky. Just like the doctor said.
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
dediğim gibi 696
dediğin gibi olsun 64
dediğimi anladın mı 22
dediğinde 40
dediğin gibi 139
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
dediğim gibi 696
dediğin gibi olsun 64
dediğimi anladın mı 22
dediğinde 40
dediğin gibi 139