Değil mi tatlım Çeviri İngilizce
901 parallel translation
Kahramanlar pek konuşmaz, değil mi tatlım?
Heroes don't talk much, do they, my dear?
Orta Çağ'ı seversin, değil mi tatlım?
You love the Middle Ages, don't you, dear?
Sence de öyle değil mi tatlım?
Don't you think so, darling?
Belki de başka birinde. Değil mi tatlım?
Or maybe someone else. ls it, sugar pie?
Kadınlar için deli oluyorsun, değil mi tatlım?
Loves the ladies, don't you, honey?
Bana öyle demiştin değil mi tatlım?
Isn't that what you told me, my dear?
Üzgün değilsin, değil mi tatlım?
You ain't? You ain't sorry, are you, honey?
Değil mi tatlım?
Didn't we, dear?
Değil mi tatlım?
Don't you, honey?
Düşünebilecekleri tüm sigortaları yaptırırsak, ödemekten meteliksiz kalırız değil mi tatlım?
If we bought all the insurance they can think up... we'd stay broke paying for it, wouldn't we, honey?
Beni besliyor, eğelendiriyor, yaralarımı sarıyor ayrıca benimle evlenmeyi de reddediyor, değil mi tatlım?
She feeds me, humors me, repairs me... and refuses to marry me, don't you, honey?
Söyleyeceksin, değil mi tatlım?
You will, won't you, deary?
Hızlı düşünüyorsun, değil mi tatlım?
You think fast, don't you, sweetheart?
- Bizim öpüşmemiz çok farklı bir konu değil mi tatlım? - Majesteleri, icabına bakarsınız.
Only our kissing is a very different matter isn't it, my dear?
Bana bir kazık daha atacak konumda olmadığının farkındasın değil mi tatlım?
You're in no position to pull another cross-up, honey.
Ama gemide hep posta vardır, öyle değil mi tatlım?
But he always has the mails onboard hasn't he dear?
- Değil mi tatlım?
- Aren't we, honey?
Değil mi tatlım?
Aren't ya, honey?
Ne kadar nazik bir bey değil mi tatlım?
See how kind this man is, darling?
Değil mi tatlım?
Right, honey?
Çok yorgun hissetmiyorsun, değil mi tatlım?
You're not feeling too tired are you, dear?
Bir tane de sende var, değil mi tatlım?
You have one, too, have you dear?
Anlıyorsun, değil mi tatlım?
You do understand, don't you, darling?
Balo güzeldi, değil mi tatlım?
Nice dance, wasn't it, honey?
Değil mi tatlım?
Don't I, my dear?
- Unutmazsın değil mi tatlım?
Will you try to remember, dear?
Evleneli tam bir yıl oldu, değil mi tatlım?
Been at it a whole year now, ain't we, honey?
Değil mi, tatlım?
Aren't you, sweetheart?
Tatlım, tüm bu kabusları unutacağız ve daha güzel şeyler düşüneceğiz, değil mi?
Darling, we're going to forget all about these dreams, think about something cheerful, aren't we?
Tatlım, bu akşam sinemaya yalnız gideceksin değil mi?
Honey, you're going to the movies alone tonight, aren't you?
Frenchy, tatlım, o mavi elbiseyi biliyorsun değil mi?
- Miss Frenchy, honey, you know that blue dress? - Mm-hmm.
Biraz kilo almışsın, değil mi, tatlım?
Gaining a little weight, aren't you, honey?
Eski şehir değişmiş, öyle değil mi, tatlım? Evet.
You mean the old place has changed, don't you dear?
- Ne tatlı çocuklarım var değil mi?
- haven't I fine children?
Değil mi, tatlım?
Did you, darling?
Sen de beni sevdin değil mi, Tatlım?
And you like me, don't you, honey?
Bu tatlı patatesli mısır ekmeği olamaz, değil mi?
That ain't sweet tater pone, is it?
Tatlım, Queenie'yi yanında götürmeyi düşünmüyorsun değil mi?
Honey, you weren't thinking of taking Queenie along?
- Çok erken değil mi? - Dinle, tatlım.
So early?
- Nancy gidecek. Değil mi, tatlım?
- Nancy will go, won't you, my dear?
Tatlım, bu biraz abartı değil mi sence?
Honey, don't you think that's overdoing it a wee bit?
Akşam karşımıza geçip Buckley ile evleneceğini söyledi. Tatlı değil mi?
She sits there tonight and says, I'm marrying Buckley.
- Tatlım.. The Furies'de senin bu şekilde devam etmen haksızlık, yazık değil mi sana. Şöyle güzel bir Avrupa turu yapma şansın bile yok böyle..
- My dear... it's a sacrilege that so lovely a creature as you has been kept at The Furies - that you haven't been granted your opportunity to make the grand tour of Europe -
Sen yorulmadın değil mi, tatlım? - Hayır, gayet iyiyim.
You're not tired, are you, hon?
Öyle değil mi, Martha, tatlım?
Won't it, Martha, my dear?
Değil mi, tatlım, soğuk, Bayan Flora?
Have I,... dear, distant, unmovable, Miss Flora?
Tatlım, hani şu sigaralarımızdan içmenin tam zamanı değil mi?
Honey, you remember those cigars I got put away? I could do with one now.
Beni ele veremezsin değil mi, tatlım?
You're not gonna let me down, are you, honey?
Sen çok yorgunsun, değil mi, tatlım?
You are tired aren't you, dear?
Claude düştüğünde yanında sen vardın öyle değil mi, tatlım?
You're the one who was with Claude when he had his accident... aren't you, darling?
Çünkü o da bekliyordu, değil mi, tatlım?
Because she's been waiting, too, haven't you, honey?
değil mi 44479
degil mi 350
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil misin 154
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
degil mi 350
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil misin 154
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25