Durum bu Çeviri İngilizce
13,384 parallel translation
Pekâlâ, hayır, öyle değil. Durum bu değil.
Well, no, no, it's not like that.
Duygularla alaka bir durum bu.
It's about feelings.
Özetle durum bu, iyi yani.
This is what's happening, and it's good.
Dostum, işte durum bu
♪ Man, it is what it is ♪
Bu birlikte karar vermemiz gereken bir durum.
This is a decision that we should make together.
Bu nadir bir durum, anlıyor musun?
These are unique circumstances, you understand?
Bu durum düğünde garipliğe sebep olursa kusura bakma.
I'm sorry if this stuff is gonna make the ceremony awkward.
- Bu yeni bir durum.
- It's a new situation.
- Bu yeni bir durum değil.
- It's not a new situation.
Bu hayatta alınamayacak kadar riskli bir durum çünkü hayatın kendisi bir risk.
It is risky in life not to take a risk, because life itself is a risk.
Tıpkı buraya bu sikiklerden her şeylerini almaya geldiğimiz durum gibi.
Just as we came in those fuckers were about to take everything from her.
Ve sana sınırları veren bu durum da yok oldu.
And that condition that gave you the edge is gone.
Manik depresif veya şizofren deyip yollaması kolay olanı. Ama gerçek şu ki, olayın bu olmadığına dair kemiklerimi sızlatan bir durum var.
It would be very easy for me to tell her that she's bipolar or schizophrenic, but the fact is, there's just something in my bones that's telling me that, that's not the case.
David, bu durum Doğu Meclisi'nin meşru varisi olduğun anlamına geliyor.
David, this means that you are the rightful heir of the Eastern Coven.
Bu durum seni şoka uğratabilir ama ben herkesin sandığı gibi aşırı zeki bir Alan Einstein değilim.
This may come as a surprise to you, but I'm not the super smart Alan Einstein that everyone thinks I am.
Ona tam olarak ne dedim sana söyledim, bu da onun Zararsız bir tıbbi durum.
I told her exactly what I told you, which is that it's a harmless medical condition.
Sadece bu işi alana kadar. Bu arada durum gayet iyi gözüküyor. - Eminim terapistin buna bir şey demez.
Well, it's just until I get this job, and by the way, it's looking good, so I'm sure your therapist would be fine with that.
Bu, ciddi bir durum.
This is serious.
Mesai dışıyım ama bu ayrı bir durum.
This is a separate situation.
İşte bu da aynı durum. Sadece çok farklı bir bakış açısı.
It's the same situation, just a vastly different point of view.
Tüm Mohenjo Daro halkı farkındadır, Sindhu Nehri sürekli değişiyor. Bu durum Aşağı Şehir'de sorunlara neden oluyor.
All of Mohenjo Daro is aware that the Sindhu changing course has caused a lot of problems in the Lower City.
Ama bu durum böyle değildi.
But this was not the case!
Bu durum geleneğe dönüşecek.
This sets a precedent.
Bu durum kuş için de bir utanç.
It is a shame to do so for the bird.
Ama bu durum, bu... her an dünya savasina dönebilir.
But this thing, this... could lead to another world war.
- Bu karmaşık bir durum.
It's complicated.
Bu benim de hoşuma giden bir durum değil.
It's not exactly my favorite subhect.
Ve bu durum her yaşandığında aralarındaki bağ daha da güçleniyordu.
And every time, it would strengthen the bond between them.
- Bu herkes için zor bir durum.
- It's hard for everybody.
Bu gayet doğal bir durum ancak öncelikle kendi söyleyeceklerine odaklanmalısın.
That's noble, but focus on your own message.
İşi hikaye yapan zaten bu durum.
The shit that makes this thing new and novel.
Tüm operatörler yardım ediyorlar. Diğer arayanlar, biz, bu acil bir durum için özür biliyorsanız 911, acil durum nedir?
All operators are assisting other callers, we're sorry, we know this is an emergency,
Bundan dolayı bu durum kendi kendine yetmeye başlar.
" Thus, this condition suffices to itself,
"Bu durum kendi kendine yeter."
"That state sufficed unto itself."
Bu acil bir durum.
It's an emergency.
- Bu normal bir durum.
- That's normal.
Bu da acil bir durum.
This is an emergency.
- Bu sene durum ne hakikaten?
What's their record this year, anyway, like?
Yeni bir koruyucusu var ama bu durum görevi daha ilgi çekici kılacaktır bence.
She has a new protector, but I think that will make the assignment even more enticing.
Bu durum yasanan bir olayda doruk noktasina ulasti.
The situation has come to a head in one particular event..
Nedir bu "özel durum"?
Oh, what's the special occasion?
Bu, katlanılamaz bir durum.
The situation was... insupportable.
Bu benim acil olarak konuya odaklanıp, fidanı ağaç olmadan kesmemi gerektiren bir durum.
To me it seems something to be attended to promptly... and nipped in the bud.
Böyle şeyler yapmıyoruz fakat bu çok özel bir durum.
We don't do this, but this is a very special occasion.
Bu, birçok insanın endişe ettiği bir durum, edilmeli de.
This is a concern to many people, and so it should be.
Bu durum her şeyi değiştirir.
This changes everything.
Apaçık ortada ve kimse bu durum için bir şey yapmıyor.
It's completely obvious, and nobody's doing anything about it.
Bu durum yüzünden kızlar nasıl hisseder, düşündünüz mü hiç?
Do you guys even care how this makes the girls feel?
Ama bu durum geçici.
But all of this, it's temporary.
Bu durum çok üzücü.
This situation is very worrisome.
Bu durum iyice kötüleşti.
- This situation has gotten real bad.