Elimden geldiğince Çeviri İngilizce
1,653 parallel translation
Elimden geldiğince yardım etmeyi umuyorum.
Uh, I hope to help in whatever way I can.
Elimden geldiğince hızlı çalışıyorum!
I'm working as fast as I can!
Elimden geldiğince çabuk geldim.
- I got here as soon as I could.
Onu, elimden geldiğince saygın bir şekilde gömdüm.
You'll forgive Colour Wormwood's familiarity, gentlemen. Being not long in India, I find myself beneath his wing.
Doğu tarafını elimden geldiğince savunacağım.
You said yourself. Perhaps.
Ona elimden geldiğince nasihat etmeye çalıştım.
I tried to counsel him as well as I could.
Güzel olmamış olabilir ama elimden geldiğince dikkat ederek hazırladım.
It may not be much but I prepared it with utmost care.
Elimden geldiğince camları temizledim, arabanın dışına attım, ve oracığa oturdum ne kadar sürdü bilmiyorum.
So I cleaned the glass out of the car as best as I could, and I sat there for I don't know how long.
Rezil işimden istifa edip, elimden geldiğince çok seyahat etmek istiyorum.
I want to quit my shitty job and travel as much as I can.
Elimden geldiğince yardım etmeye çalışıyorum.
I help her a little bit, I can.
Görüntüyü elimden geldiğince temizledim McGee.
I've re-sampled the image as many times as I can, McGee.
Six, elimden geldiğince çabuk yanında olacağım.
Hey, Six, I'm gonna be back as soon as I can.
Elimden geldiğince çabuk okuyacağım.
I'll read it right away.
Elimden geldiğince çabuk geldim.
Came as quick as I could.
Sana elimden geldiğince sadık kalacağım, çünkü seni seviyorum.
I'm gonna try my best to be faithful to you'cause I love you.
Gözüme çarpan ilk tehlike, sağ dizimdeki açık yaranın beni aşırı kan kaybından basitçe öldürebileceğiydi. Ben de dizime antibiyotikli bir merhem döktüm, yok yok, hidrojenperoksit dökmüştüm ve elimden geldiğince sıkı bir şekilde bağladım.
The first danger was that I would simply bleed to death from the open wound that was my right knee, so I poured antibiotic ointment - - or actually, hydrogen peroxide - - on my knee and bandaged it up,
Senin için elimden geldiğince hazırladım.
no. i've prepared him for you as well as i can.
Elimden geldiğince hızlı çalışıyorum.
I'm working as fast as I can.
Elimden geldiğince sana en iyi eş ve baba olacağıma dair söz veriyorum.
I promise... To be the very best husband And father That i can be.
Elimden geldiğince.
I try.
Elimden geldiğince çabuk geldim.
I came as soon as I could.
Ama elimden geldiğince size yardım etmemi istiyor.
But she wants me to keep trying to help you as much as I can.
Bittiğinde, elimden geldiğince yaralarını sarmaya çalıştım.
When it was over, I-I fixed him up as best I could.
- Elimden geldiğince.
- best way i know how.
Elimden geldiğince en iyi kararları aldım. Ama aslında Ariana benim yüzümden öldü.
You know, I made the best calls I could, but the... fact is that she... is dead... because of me.
Sırtındaki atardamarda kanama var ve elimden geldiğince engellemeye çalışıyorum. İyi misin?
She's got an arterial bleed in her back and I'm doing my best to hold it closed.
Dr. Bailey, buraya elimden geldiğince yardımcı olabilmek için geldim.
Dr. Bailey, I'm here to help in any way that I can.
Elimden geldiğince nazik ve sevecen olmaya çalışacağım.
I'll try to be as kind and affectionate as I can.
Yemin ederim ki, bu dosyayı elimden geldiğince çabuk kapatıp, her şeyi normale çevireceğim.
i swear to you, i'm going to close this case as fast as i can. then everything will be back to normal.
Onlara elimden geldiğince yardım ediyorum ama kendime bazen bu çocukların da hata yapabileceğini hatırlatıyorum.
I mean, I try to help them as much as I can, but sometimes I have to remind myself it's okay for these kids to make mistakes.
Elimden geldiğince çabuk geldim.
Got here as fast as I could.
Elimden geldiğince dürüstüm.
Look, I'm being as upfront with you as I possibly can.
Elimden geldiğince anlatmaya çalışacağım.
I'm gonna make this clear as I know how.
Elimden geldiğince katlanmaya çalışacağım bir talihsizlik.
A deprivation I shall endure as stoically as I can.
Elimden geldiğince sorularınıza katlandım.
For over eight hours. I have endured
Elimden geldiğince hızlı geldim bayım.
I came with what speed I could, sir.
Elimden geldiğince çabuk geldim.
I came as quickly as I could.
Buraya elimden geldiğince erken varıp yanında olayım dedim. Seni beklemeye ne kadar bayıldığımı bilirsin.
I just decided to come out, and you know, just be here for you as soon as I possibly could, because you know how I like to wait on you hand and fucking foot.
Elimden geldiğince onları geride tutmaya çalıştım.
I tried to hold them back as best I could.
Ona söyledim, şehre gidip bir iş bulmalıyım. Elimden geldiğince onlara yardım etmeliyim.
I told her I'd go to the city... find work... help them any way I could.
Ve elimden geldiğince, Birleşik Devletler Anayasasını esirgeyecek, koruyacak ve savunacağım. Ve elimden geldiğince, Birleşik Devletler Anayasasını esirgeyecek, koruyacak ve savunacağım.
... and will, to the best of my ability, preserve, protect defend the Constitution of the United States and will, to the best of my ability, preserve, protect...
Elimden geldiğince Hal'dan bahsedeyim sana.
I'll tell you about Hal if I can.
Elimden geldiğince temkinli olmaya çalıştım.
And I tried to be as careful as I could.
Elimden geldiğince vakit kaybetmeye çalışmıyorum.
I was gonna try and waste as much time as I can.
Yakında döneceğim. Elimden geldiğince çabuk döneceğim.
I'll be back as soon as possible and I promise I'll be in the next one.
- Elimden geldiğince.
- As best I can.
Bakın, burada önüme büyük bir dava yığılı ve elimden geldiğince verimli olmaya çalışıyorum.
Listen, I have a huge case load in front of me here and I'm trying to be as efficient as possible.
Elimden geldiğince şu sırtın tepesinden ulaşmaya çalışıyorum.
I'm trying to get her a peek over this ridge as soon as I can.
Ona elimden geldiğince yardım etmeye çalıştım, yemin ederim...
- I swear to God, but...
Elimden geldiğince.
- I try.
Elimden geldiğince hızlı çalışıyorum, patron.
I'm working as fast as I can, boss.