English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ H ] / Hastalıkta ve sağlıkta

Hastalıkta ve sağlıkta Çeviri İngilizce

338 parallel translation
Gün ışığında ve gece karanlığında zenginlikte, fakirlikte, iyi günde, kötü günde hastalıkta ve sağlıkta ve...
In the light of day and the dark of night for richer, for poorer, for better, for worse in sickness and in health, and...
Zenginlikte ve fakirlikte, hastalıkta ve sağlıkta.
- For worse. For richer or poorer, in sickness and in health.
Zenginlikte ve fakirlikte, hastalıkta ve sağlıkta. - Şimdiden hasta oldum.
For richer or for poorer, in sickness and in health...
Gertrude Sockenbocker'i hastalıkta ve sağlıkta, ölüm sizi ayırana kadar karın olarak kabul ediyor musun?
"Do you take this woman, Gertrude Sockenbocker... " for your lawful wedded wife to have and hold... "to cherish and keep forever, till death do you part?"
Ignatz Razzby-Wadsby'yi hastalıkta ve sağlıkta ölüm sizi ayırana dek kocan olarak kabul ediyor musun?
"Do you take Ignatz Razzby-Wadsby for your lawful wedded husband... " to have and hold, in sickness and health... "to love, cherish and keep forever till death do you part?"
Hastalıkta ve sağlıkta.
In sickness and in health.
Ona itaat ve hizmet etmeyi hastalıkta ve sağlıkta onu sevip saymayı ve korumayı ölüm sizi ayırana dek sadece ve sadece ona sadık olmayı kabul ediyor musunuz?
Wilt thou obey him serve him Iove, honor and keep him, in sickness and in health and forsaking all others keep thee only unto him so long as ye both shall live?
Onu seveceğine, hastalıkta ve sağlıkta, iyi günde ve kötü günde hayatınızın sonuna kadar onunla birlikte olacağına yemin eder misin?
Wilt thou love him, comfort him, honor and keep him in sickness and in health and forsaking all others, keep thee only unto him so long as ye both shall live?
Zenginlikte ve yoksullukta zenginlikte ve yoksullukta hastalıkta ve sağlıkta hastalıkta ve sağlıkta ölüm bizi ayırana dek ölüm bizi ayırana dek...
For richer, for poorer. For richer, for poorer. In sickness and in health.
Zenginlikte fakirlikle, hastalıkta ve sağlıkta... Zenginlikte fakirlikle, hastalıkta ve sağlıkta...
... for richer, for poorer, in sickness and in health for richer, for poorer, in sickness and in health...
" Onu sevip mutlu edecek, onurlandıracak, hastalıkta ve sağlıkta...
" Will you love, comfort, honor and keep her in sickness and in health...
" Ona itaat edecek, onu sevip onurlandıracak, hastalıkta ve sağlıkta...
" Will you obey, serve, love, honor and keep him in sickness and in health...
... kadının bütün varlığıyla kocasına sadakati, hastalıkta ve sağlıkta, iyi günde, kötü günde.
... - fidelity of wife to husband in body and soul, in things small and large, in joy and in sorrow -
"Kutsal evlilik müessesesini Tanrı'nın buyruklarına uygun şekilde sürdürmeyi" bu kadını sevmeyi, rahat ettirmeyi, ona saygı duymayı "hastalıkta ve sağlıkta yanında olmayı ve yaşadığınız süre boyunca" başka herkesi unutup yalnızca ona bağlı kalmayı kabul ediyor musun? "
"To live together after God's ordinance in the holiest state of matrimony? " Wilt thou love her, comfort her, honor her... " and keep her in sickness and in health, and forsaking all others...
"Kutsal evlilik müessesesini Tanrı'nın buyruklarına uygun şekilde sürdürmeyi" bu adamı sevmeyi, rahat ettirmeyi, ona saygı duymayı "hastalıkta ve sağlıkta yanında olmayı ve yaşadığınız süre boyunca" başka herkesi unutup yalnızca ona bağlı kalmayı kabul ediyor musun? "
"to live together after God's ordinance in the holiest state of matrimony? " Wilt thou love him, comfort him, honor him... " and keep him in sickness and in health, and forsaking all others...
"İyi günde, kötü günde, varlıkta ve yoklukta" hastalıkta ve sağlıkta " ölüm sizi ayırana dek birlikte olmayı kabul ediyor musunuz?
"Do you take each other for better or for worse... " for richer or for poorer... " in sickness and in health, until death?
Onu hastalıkta ve sağlıkta sayıp sevecek ve onurlandıracak, yaşadığınız müddetçe ona sadık kalabilecek misin?
Will you love, honour, cherish, keep her in sickness and in health, forsaking all others so long as you both shall live?
Şöyle dendiğinde çok etkilenmişti : "Ölüm bizi ayırana dek, hastalıkta ve sağlıkta..."
She was greatly impressed when a man said, "To keep, in sickness and in health... until death do us -"
Hastalıkta ve sağlıkta...
I require and charge you both...
Onu sevecek, rahat ettirecek onurlandıracak, hastalıkta ve sağlıkta yanında olacaksın. Ve, diğerlerinden vazgeçerek ikiniz de hayatta olduğunuz sürece sadece ona bağlı kalacak mısın?
Wilt thou love her, comfort her, honour and keep her in sickness and in health, and forsaking all others, keep thee only unto her so long as ye both shall live?
Hastalıkta ve sağlıkta...
In sickness and in health....
Bu günden sonra ona sahip çıkacağıma iyi ve kötü günde, zenginlikte ve fakirlikte, hastalıkta ve sağlıkta.
To have and to hold from this day forward, for better, for worse, for richer or poorer, in sickness and in health.
Öğlen güneşin altında, gecenin derin karanlığında hastalıkta ve sağlıkta, sessizlikte ve fırtınada... Kontes Frederique o koca atın eğerine yapışmış gibiydi. İkisinin hırçın karakterleri fazlasıyla benzeşiyordu.
In the glare of the noon,... in the dead of the night,... in sickness or in health,... in calm or in tempest,... Countess Frederique seemed riveted to the saddle of that colossal horse,
Ateşe, sele ve düşmana karşı hizmet edeceğiz ona hastalıkta ve sağlıkta.
Gainst fire and flood and foe We'll serve her still through good and ill
İki insanın, iyi günde ve kötü günde hastalıkta ve sağlıkta olmak üzere, sadece Tanrı'nın onları ayırabileceği bir birlikteliktir.
It's the joining of two people together through thick and thin... in a union of spiritual goodness, forever and ever... that only God can put asunder.
Arthur, bu kadını eş olarak kabul ederken..... evlilik kurumunun gerektirdiği gibi yaşatacağına,..... sevmeye, bakmaya,..... hastalıkta ve sağlıkta yanında olacağına,..... yaşadığın sürece koruyup gözeteceğine şahitler huzurunda söz veriyor musun?
Arthur, will you have this woman as your wedded wife, to live together in the ordinances and the state of matrimony? Will you love her, comfort her, honor and keep her, in sickness and in health, and forsaking all others, keep you only unto her so long as you both do live?
Pearl, bu adamı eş olarak kabul ederken..... evlilik kurumunun gerektirdiği gibi yaşatacağına,..... sevmeye, bakmaya,..... hastalıkta ve sağlıkta yanında olacağına,..... yaşadığın sürece koruyup gözeteceğine şahitler huzurunda söz veriyor musun?
Pearl, will you have this man as your wedded husband, to live together in the ordinances and the state of matrimony? Will you love him, comfort him, honor and keep him, in sickness and in health, and forsaking all others, keep you only unto him so long as you both do live?
Onu sevip, el üstünde tutup, hürmet gösterip hastalıkta ve sağlıkta, yalnızca birbirinizi, bir ömür boyu ölüm sizi ayırana dek koruyup kollayacak mısın?
Wilt thou love her, comfort her, honor and keep her in sickness and in health and forsaking all other, keep thee only unto her so long as you both shall live?
Onu sevip, el üstünde tutup, hürmet gösterip hastalıkta ve sağlıkta, yalnızca birbirinizi, bir ömür boyu ölüm sizi ayırana dek koruyup kollayacak mısın?
Wilt thou love him, comfort him, honor and keep him in sickness and in health and forsaking all other, keep thee only unto him so long as you both shall live?
Siz yarın akşam karı-koca olacaksınız. Hastalıkta ve sağlıkta, ölüm sizi ayırana dek.
Tomorrow they will be man and wife, forsaking all others till death do them part.
Hastalıkta ve sağlıkta, ölüm sizi ayırana dek.
In sickness or in health, till death do you part.
Hastalıkta ve sağlıkta ölüm bizi ayırana kadar.
In sickness and in health till death do us part.
Aşka, şerefe, ve aziz tutmaya... hastalıkta ve sağlıkta...
To love, honor and cherish... in sickness and in health...
Tanrı'nın emri ve kutsal, evlilik çatısı altında onunla hastalıkta ve sağlıkta kimsenin etkisinde kalmadan, ömür boyu bir arada yaşamaya söz veriyor musun?
TO BE YOUR LAWFUL WEDDED HUSBAND IN THE HOLY STATE OF MATRIMONY? WILL YOU LOVE HIM, COMFORT HIM, AND KEEP HIM
Buraya nasıl geldiniz, niye bizi seçtiniz bilmiyorum ama... hastalıkta ve sağlıkta... yağmurda ve sulusepkende... iyi günde ve kötü günde... sizi koruyup sayacağımıza... ve size bağlı kalacağımıza yemin ederiz.
I don't know how you got here, or why you picked us but we pledge allegiance to honor and protect you in sickness and in health, in rain and sleet, in the best of times and the worst of times,
Bu şahitlerin önünde siz Irmeli Pihlaja'ya soruyorum - Taisto Kasurinen'i hastalıkta ve sağlıkta nikahlı kocanız - olarak kabul ediyor musunuz?
In front of these witnesses I ask you Irmeli Pihlaja - do you take Taisto Kasurinen as your lawful wedded husband - in sickness and in health?
- Hastalıkta ve sağlıkta... - Hastalıkta ve sağlıkta...
- For better for worse For better for worse
" Hastalıkta ve sağlıkta...
" To have and to hold...
Ama ben evlenmiş olsam, yani o yeminler hastalıkta ve sağlıkta, iyi zamanda ve kötü zamanda.
But if I got married, you know those vows for richer or for poorer, for better or for worse.
Leydi Bruce'u da düşünmeliyiz. Her ne kadar kötürüm olsa ve yıllardır sadece kağıt üzerinde evli olsanız da sağlıkta olduğu gibi hastalıkta da senin karın ve bir kenara itilmemeli.
We have Lady Bruce to consider, invalid though she is... and though you've been married in name only for many years... she is your wife in sickness as she was in health... and must not be cast aside.
Ömrümün sonuna kadarmış, hastalıkta sağlıkta, iyi gündeymiş kötü gündeymiş, yaşlılıkta falanmış.
I did tell you that I'd love you forever, but... I'm fed up, I've grown old and don't love you anymore.
Gerek zenginlikte, gerek fakirlikte, gerek iyi günde, gerek kötü günde, gerek hastalıkta, gerek sağlıkta, ölüm bizi ayırana kadar seni seveceğim ve üstün tutacağım.
For richer and for poorer... for better, for worse... in sickness and in health... to love and to cherish... till death us do part.
David, Jenny'yi eşin olarak kabul ediyor musun sağlıkta ve hastalıkta onunla olmak üzere ölüm sizi ayırana dek?
Do you, David, take Jennifer as your lawful wedded wife to have and to hold in sickness and in health from this day forward till death do you part?
Sen, Richard Ernesto Gassko... Deborah Julie Thompson'u bugünden itibaren birlikte olarak iyi ya da kötü günde, zenginlikte ve fakirlikte sağlıkta ve hastalıkta, ölüm sizi ayırıncaya kadar karın olarak kabul ediyor musun?
Do you, Richard Ernesto Gassko, take Deborah Julie Thompson as your lawful wife, to have and to hold from this day forward, for better for worse, for richer for poorer, in sickness and in health,
Davıd, kadını eşin olarak kabul ediyor musun, tanrı'nın emri ve kutsal, evlilik çatısı altında birlikte yaşamaya, onunla hastalıkta ve sağlıkta daima sevip korumaya, kimsenin etkisinde kalmadan, ömür boyu bir arada yaşamaya söz veriyor musun?
DAVID, WILL YOU HAVE THIS WOMAN TO BE YOUR WEDDED WIFE, TO LIVE TOGETHER AFTER GOD'S ORDINANCE
Bu adamı Tanrı'nın huzurunda, korumak ve sahip çıkmak sevmek ve yüceltmek gururlandırmak ve itaat etmek için hastalıkta ve sağlıkta ölüm sizi ayırana dek, eşin olarak kabul ediyor musun?
Do you take this man To be your lawfully wedded husband? To have and to hold
- Arturo, Eugenia'yı... eşin olarak alacak ve... zenginlikte, yoksullukta, hastalıkta sağlıkta ölüm sizi ayırana dek sadık kalacak mısın?
Arturo, do you take... Eugenia as your wife... and promise to be faithful, for richer or for poorer... in sickness and in health, until death do you part?
Bu adamı, Charlie Marno'yu, hastalıkta ve sağlıkta iyi günde ve kötü günde, ölüm sizi ayırana kadar kocan olarak kabul ediyor musun?
DO YOU TAKE THIS MAN, CHARLIE MARNO, TO BE YOUR LAWFUL WEDDED HUSBAND
Ruhun sağlıkta ve hastalıktaki rolü en az beden ve zihin kadar güçlüdür.
The spirit has as big a role in our wellness and sickness as our mind and body does.
Bana bak Charles ve Maxine Schulman'ın biricik kızı Elaine Schulman, Sen hastalıkta ve tercihen sağlıkta, Manhattan'da ve Yukarı Batı yakada hayatım boyunca seveceğim tek kişisin.
Look you, Elaine Schulman, daughter of Charles and Maxine Schulman, you're the person I will love and honour in sickness and, preferably, in health, in Manhattan, preferably on the Upper West Side, for the rest of my life.
Sen Marian, Westlake Sir'ü Reginals Daguerre'nin kızı Tanrı'nın huzurunda Derby Şövalyesi, Miles Folcanet'i... kocan olarak kabul ettiğine iyi günde, kötü günde.. ... sağlıkta ve hastalıkta.. ... sevip, sayacağına yemin ediyor musun?
Marian, daughter of Sir Reginald Daguerre of Westlake... do you swear before Almighty God... to take this man, Miles Folcanet, knight of Derby... as your lawful wedded husband... to have and to hold, to cleave to in the flesh... to love, honor and obey... for richer, for poorer, in sickness and in health?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]