Hiç düşünmemiştim Çeviri İngilizce
3,064 parallel translation
Bunu sana da söylemem gerektiğini hiç düşünmemiştim.
I didn't think I had to make that point to you.
Bu noktaya geleceğimizi hiç düşünmemiştim Abb. Gidiyorsun.
I never thought we would get here, Abb.
Bu noktaya geleceğimizi hiç düşünmemiştim Abb.
Nunca pensé que podríamos llegar aquí, Abby.
Bu noktaya geleceğimizi hiç düşünmemiştim Abb.
MITCH : I never thought we would get here, Abby.
Bir roman, beğeneceklerini hiç düşünmemiştim.
It's a novel, I never thought they would like it.
- Eczacıyı hiç düşünmemiştim.
I didn't think about the pharmacist.
Bunu söyleyeceğimi hiç düşünmemiştim.
I never thought that I would ever say this.
Böyle bir şeyin var olabileceğini hiç düşünmemiştim.
I didn't think such a thing actually existed.
Böyle bir yerde olacağını hiç düşünmemiştim.
I didn't think you would be in such a place...
O kadar kötü olacağını hiç düşünmemiştim.
I never thought it would get that bad.
Kendi kendime konuşacağımı hiç düşünmemiştim piç çocuk.
Didn't expect to be talking to myself, ignorant bastard. Sorry, mate.
Klaus istedi. Seni öldürmeye çalışacağını hiç düşünmemiştim.
I never thought he would try to kill you.
Bu gitarı bir daha görebileceğimi hiç düşünmemiştim.
Never thought I'd see this guitar again.
Bunun sinemada kullanılabilecek bir kamera olduğunu hiç düşünmemiştim.
I don't think that was a cinematic camera at all.
Daha önce böyle masum insanları öldürmeyi hiç düşünmemiştim.
Never thought about murdering innocent people like that before.
Kenny Powers ile Myrtle Beach'e taşınacağımı hiç düşünmemiştim.
I never thought I'd be in Myrtle Beach with Kenny Fucking Powers.
Hiç düşünmemiştim.
Hadn't thought about it.
Bunu daha evvel hiç düşünmemiştim, ama şimdi sen söyleyince ve üstüne de biraz konuşunca... - Tabii. -... bence kesinlikle yapmalısın.
I had never thought that, but now that you're saying it and we're rapping, I think you totally should.
Gerçekten iş konuşacağımızı hiç düşünmemiştim.
I didn't know we were going to talk real business.
Bütün yaz boyunca uzakta olacağımı hiç düşünmemiştim ama bunu telafi edeceğim.
I never thought that I would be away throughout the summer. I'll make it again.
Ama annemin sizleri bu kadar özleyeceğini hiç düşünmemiştim.
But I never imagined... Mom would miss you guys so much.
Bunun bir problem olduğunu hiç düşünmemiştim.
So I never really thought it was a problem.
Komedyen olmak yerine, komedi yapıIan bir barda çalışacağımı hiç düşünmemiştim.
I didn't realize that instead of being a comedian, I would end up just working at a bar where they have comedy.
Başka bir tane daha olacağını hiç düşünmemiştim.
I never even thought about another.
Evlenmeyi hiç düşünmemiştim.
I did never think to marry.
Seni bir daha göreceğimi hiç düşünmemiştim, aşkım.
Thought I'd never see you again, lover.
Babanla tanışana kadar bir çocuğum olacağını hiç düşünmemiştim bile.
I never actually thought that I would have kids, until I met your father.
Bu en olmadık yerde böylesine mutlu olacağımızı hiç düşünmemiştim.
Just never thought we'd be so... happy. Here of all places.
Kendimi bir limuzin içinde uzaklaşırken hiç düşünmemiştim.
I never thought it would be me in the limo, driving away.
Bunu hiç düşünmemiştim ama şimdi anlıyorum.
I never really thought about it... But now I get it, and, um...
Yine de bana bu şekilde ihanet edeceğini hiç düşünmemiştim.
And yet I never imagined that she would betray me like this.
Gerçekten kullanacağımı hiç düşünmemiştim.
I never thought, I'd actually use it.
Onun olduğunu hiç düşünmemiştim.
I never guessed it was him.
- Bunu hiç düşünmemiştim.
- I never thought of that.
Açıkçası şu ana kadar hiç düşünmemiştim bunu.
Quite frankly, I hadn't thought about it until just now.
Bu kadar kötü olabileceğini hiç düşünmemiştim.
I never imagined things could be this bad.
Garip. Burada olacağımı hiç düşünmemiştim.
I never imagined I'd be here.
Birine veda etme şansı elde ettiğime bu kadar sevineceğimi hiç düşünmemiştim.
I never thought I'd be so happy to get a chance to say goodbye to someone.
Yüz yüze geleceğimizi hiç düşünmemiştim.
Never thought we'd meet in person.
Bunu hiç düşünmemiştim.
I hadn't thought of that.
Hiç, bu şekilde düşünmemiştim.
I never... thought of it like that.
Dün akşam telefonda konuşuncaya kadar hiç dikkat etmemiştim veya düşünmemiştim.
So I never paid any attention to it or gave it any thought, until last night when we were speaking on the phone.
Seni hiç acapella yapan bir kız olarak düşünmemiştim.
I did not have you pegged as an a cappella girl.
Ben Bu Konuda Hiç Bu Şekilde Düşünmemiştim..
I've never thought about it that way.
Hiç o yönde düşünmemiştim.
I never thought of it that way.
Hiç böyle düşünmemiştim.
Never thought of it that way.
- Hiç bu şekilde düşünmemiştim.
Wow, I never thought of it like that.
Hiç ihtiyacım olduğunu düşünmemiştim.
I don't think I've ever needed it.
Son seferkinden sonra mümkün olacağını düşünmemiştim, ama hiç böylesine mutlu hissetmemiştim Veya iyi.
I didn't think it was possible after last time, but I've never felt happier. Or felt better.
Hiç bunları düşünmemiştim.
I didn't think anything of it.
Yani, böyle düşünmemiştim hiç.
Well, I didn't... Think about it like that.
hiç de bile 279
hiç de değil 689
hiç değilse 21
hiç de öyle değil 49
hiç duymadım 220
hiç denemedim 24
hiç de 24
hiç değil 97
hiç durma 88
hiç dert değil 31
hiç de değil 689
hiç değilse 21
hiç de öyle değil 49
hiç duymadım 220
hiç denemedim 24
hiç de 24
hiç değil 97
hiç durma 88
hiç dert değil 31