Hiçbir şey yapmadın Çeviri İngilizce
1,000 parallel translation
Bu süre boyunca, dolgun bir ücret almaktan başka hiçbir şey yapmadınız.
In all that time, you've done nothing but draw a very handsome salary.
Yani, hiçbir şey yapmadın ve yine de suratına tokat mı yedin?
I mean, you did nothing, and yet she slapped your face?
Hiçbir şey yapmadın.
Nothing, that's what you've done.
Sen hiçbir şey yapmadın.
You have done nothing.
Benim için hiçbir şey yapmadınız.
You've done nothing for me at all.
- Sorunda bu ya, hiçbir şey yapmadın.
- That's just it. You didn't do anything.
Ama benim için hiçbir şey yapmadın.
But you did nothing for me.
Ona cesaret verebilecek hiçbir şey yapmadın!
You didn't anything you could to encourage him!
Sana ödediğimiz para karşılığında hiçbir şey yapmadınız.
You didn't do a thing for the money we paid you.
Hiçbir şey yapmadın ki.
You didn't do anything.
Sen de hiçbir şey yapmadın ha?
And you, nothing!
Ve sen hiçbir şey yapmadın.
And you did nothing.
Sense hepsinin ortasında kalmak istedin ve işini düşünmekten başka hiçbir şey yapmadın.
You wanted to be in the midst of it all and do nothing but worry about your business.
Ve hiçbir şey yapmadınız?
And you did nothing about it?
Buraya getirdiğin fotoğraf makinesi ile hiçbir şey yapmadın.
Never done nothing with all that camera equipment you brought in here.
Yani hiçbir şey yapmadın, görmedin ve duymadın.
So you didn't do or see or hear anything.
Çünkü siz hiçbir şey yapmadınız.
Because you didn't do anything.
Sizse hiçbir şey yapmadınız.
And you did nothing
- Hiçbir şey yapmadın mı?
- Nothing at all?
Bunun için hiçbir şey yapmadın.
You've done nothing for it.
- Sen hiçbir şey yapmadın.
You did nothing.
Aron, bizimle geçirdiğin son sezonda hiçbir şey yapmadın. Aracımızda mı bir sorun vardı?
Aron, your last season with me you did nothing but tell me what was wrong with our cars.
Ben her şeyle ilgilenirken hiçbir şey yapmadın!
Did nothing while I took care of everything!
Bugün hiçbir şey yapmadın ki.
You didn't do anything today.
Hiçbir şey yapmadın.
You didn't do anything.
Berlin'e geldiğinden beri hiçbir şey yapmadın, değil mi?
You've done nothing since you've been in Berlin, have you?
Hiçbir şey yapmadın mı?
You didn't...?
- Sen hiçbir şey yapmadın.
- You haven't done anything.
Unutma, hiçbir tünele ve hiçbir salona girmedin, hiçbir şey yapmadın.
Now, remember, you wasn't in no tunnels and wasn't in no saloon.
- Hiçbir şey yapmadın ki, Romagna.
- You never did anything, Romagna.
Hiçbir şey yapmadın mı?
Haven't you done anything about it?
Hiçbir şey yapmadınız mı?
Haven't you done anything?
Bana hiçbir şey yapmadınız, Madam.
You have done nothing to me, madame.
Hiçbir şey yapmadınız ki!
You wouldn't have done anything!
Kadın hiçbir şey yapmadıkça elde edemez.
A woman doesn't amount to anything unless she can do it.
Felaketin yaklaştığını gördük fakat önlemek adına hiçbir şey yapmadık.
We saw disaster coming and did nothing to prevent it.
Hiçbir şey yapmadığın iş için hiçbir şey almayacaksın.
- Your end of nothing is nothing.
Yıllardır, bu durumun bizi teslim almasını seyrettik ve bunu durdurmak için hiçbir şey yapmadık.
For years, we've watched this situation overtake us and we've done nothing to stop it.
Sen ya da arkadaşların ne derse desin, utanacak hiçbir şey de yapmadım.
I've done nothing I need be ashamed of, no matter what you and your friends say.
İnancını ve güvenini eski haline koyacak hiçbir şey yapmadım.
I've done nothing to restore your faith or your trust.
Sen hiçbir şey yapmadın.
You didn't put up any fight.
Şey, aramızda kalsın ama hiçbir zaman şöyle esaslı bir satış konuşması yapmadım.
Well, between you and me, I never made A tru ly big p itch.
Aptalca bir şey yapmadığın takdirde hiçbir şeycik olmayacak.
Now, nothing's going to happen... unless you do something foolish.
Bana olan saygından hiçbir şey yapmadığını biliyorum ve müteşekkirim.
All honourable. I know that too, and I love you both for it.
Paulo anlatırken, burada büyük şef olduğunu ve babasının onun fikrini almadan hiçbir şey yapmadığını söylemişti.
Paulo says he's in charge here. That his father involves him in everything.
Senin tavsiyelerin olmaksızın hiçbir şey yapmadım asla.
I never did anything without your advice.
Ben masumum. Ne kralın hazinesini bir başbakan olarak yönetirken, ne de hehangi başka bir zaman, suç olan hiçbir şey yapmadım.
I am innocent of any wrongdoing in my administration of the King's treasury, as Chancellor, or at any other time.
Bana bunu zaten bildiğini ve buna rağmen hiçbir şey yapmadığını söyleme lütfen!
You don't mean to sit there and tell me you know this and do nothing about it?
Hayatımın 28 yılında, hiçbir şey yapmadım.
28 years, my whole life, I never did anything!
Onun hayatını kısaltacak hiçbir şey yapmadım.
I didn't do anything to shorten his life
Tüm bunlar olurken, konuştuğun ve hiçbir şey yapmadığın günlerine geri dönmek mi istiyorsun?
Meanwhile, would you revert to your usual practice of saying and doing nothing?
hiçbir şey 4260
hiçbir sey 26
hiçbir şey anlamadım 43
hiçbir şey anlamıyorum 56
hiçbir şey yok 457
hiçbir şeye dokunma 57
hiçbir şey istemiyorum 65
hiçbir şey yoktu 36
hiçbir şey olmuyor 60
hiçbir şeye ihtiyacım yok 25
hiçbir sey 26
hiçbir şey anlamadım 43
hiçbir şey anlamıyorum 56
hiçbir şey yok 457
hiçbir şeye dokunma 57
hiçbir şey istemiyorum 65
hiçbir şey yoktu 36
hiçbir şey olmuyor 60
hiçbir şeye ihtiyacım yok 25
hiçbir şey söyleme 96
hiçbir şeye 82
hiçbir şeyin yok 23
hiçbir şeyim yok 92
hiçbir şey bilmiyorum 160
hiçbir şey hissetmiyorum 56
hiçbir şey olmadı 177
hiçbir şey görmedim 47
hiçbir şey yapma 44
hiçbir şey göremiyorum 133
hiçbir şeye 82
hiçbir şeyin yok 23
hiçbir şeyim yok 92
hiçbir şey bilmiyorum 160
hiçbir şey hissetmiyorum 56
hiçbir şey olmadı 177
hiçbir şey görmedim 47
hiçbir şey yapma 44
hiçbir şey göremiyorum 133