Hoşuna mı gitti Çeviri İngilizce
349 parallel translation
Peki, onlardan kurtulduktan sonra yalnız olmak hoşuna mı gitti?
So, you were relaxing out here... and enjoying yourself?
- Müzik hoşuna mı gitti?
- Do you like that music?
Hoşuna mı gitti?
You liked that?
Hoşuna mı gitti yoksa?
You like it?
- Hoşuna mı gitti?
- Should we wait for her?
Kahraman rolü hoşuna mı gitti?
The role of a hero appeals, huh?
Şarabım hoşuna mı gitti, Paco?
You like my wine, Paco?
Vahşilerle yaşamak hoşuna mı gitti.
You liked living with savages?
Bu hoşuna mı gitti küçük hanım?
Did you like that, little lady?
- Hoşuna mı gitti? Git başımdan be!
They let you out, huh?
Hoşuna mı gitti?
You like it?
Çizimler hoşuna mı gitti?
Like this paintings?
Hoşuna mı gitti?
Do you like him?
Hoşuna mı gitti?
You'd like that?
Geliyor musun, yoksa dışarısı hoşuna mı gitti?
Aren't you gonna get in, or do you like it out there?
Hoşuna mı gitti?
Do you like it?
Hoşuna mı gitti?
Do you like her?
Hoşuna mı gitti?
Do you find that amusing?
O kız hoşuna mı gitti?
Do you like that girl?
Hoşuna mı gitti?
Like it?
Hoşuna mı gitti?
Feel good?
Bu hoşuna mı gitti?
You liked that?
- Bu hoşuna mı gitti?
- You get a kick out of that?
Yasa hoşuna mı gitti yani?
You like the idea?
- Adam hoşuna mı gitti? O benim kocam.
- Well, he is my husband, after all.
Giyim kuşamım hoşuna gitti mi?
Do you like my dress?
Hikayeyi günlük raporlarla birlikte yolladım, patronun çok hoşuna gitti.
I sent it in with the day's report, and the boss went nuts about it.
George, tatlım ; parti hoşuna gitti mi?
- George, dear, are you enjoying the party?
Eskiden konyak şişem vardı, ama karımın hoşuna gitti ve kendi başına içti.
I used to have a bottle of cognac. But my wife, she likes it. She drank it up herself.
Hoşuna gitti mi tatlım?
Do you like it, darling?
- Galiba hoşuna gitti.
- I'm glad he liked it.
Nasıl, hoşuna gitti mi tatlım?
How'd you like that, baby?
Tatlım, hoşuna gitti mi?
Dear, could you fancy that?
Ben de kullandım, çok hoşuna gitti.
So I did, and she just loved it.
Saat hoşuna gitti sandım ; ona nasıl baktığını gördüm.
I thought that you would like the clock ;
Hoşuna gitti değil mi kızım?
You'd like that, wouldn't you, miss?
Sanırım onunla yatmak hoşuna gitti.
I think you liked it with him.
Sanırım en başta bu gerçekten hoşuna gitti.
At first, I think he really enjoyed it.
"Ayak Takımı Gelmesin" yazmak hoşuna gitti mi?
Fancy putting, "No riffraff".
- Söylediklerim hoşuna gitti mi?
- Are you enjoying what I'm telling you?
Atımız hoşuna gitti mi?
How do you like our horse?
Marş hoşuna gitti mi arkadaşım?
How did you like the song, buddy?
Sanırım bu hoşuna gitti.
( KITT ) You seem to be enjoying this.
Bu daha mı çok hoşuna gitti?
So, you like this better?
- Bu da benim ufak bir katkım. Hoşuna gitti mi?
That's my little contribution.
Arabayı çıkarabildiğime şaşırdım. Araba gezisi Cameron'ın da hoşuna gitti.
I'm amazed that I got the car out I caught Cameron digging the ride
Hoşuna mı gitti?
Piece of cake, huh, guy?
Hoşuna mı gitti?
And she liked it?
Hoşuna gitti mi? Hoşlandın mı?
You like that?
- Hoşuna gitti mi? - Hem de nasıl. Bayıldım.
Do you like it?
Sanırım çiçekler çok hoşuna gitti.
She seems pretty happy with the flowers.
gitti 877
gittim 82
gittin mi 16
gittik 20
gitti mi 195
gittiler 272
gitti işte 24
gittiler mi 59
gittiğini sanıyordum 19
gittikçe kötüleşiyor 26
gittim 82
gittin mi 16
gittik 20
gitti mi 195
gittiler 272
gitti işte 24
gittiler mi 59
gittiğini sanıyordum 19
gittikçe kötüleşiyor 26