Izin ver açıklayayım Çeviri İngilizce
216 parallel translation
Wesley, izin ver açıklayayım.
- Mother. Wesley, let me explain.
Hayır, izin ver açıklayayım.
No, let me explain.
Bir saniye Lambert, izin ver açıklayayım.
Let me tell you something...
- Jennifer, izin ver açıklayayım!
- Jennifer, Let me explain!
Rocio, izin ver açıklayayım!
Rocio! Let me explain!
Hayır, hayır, izin ver açıklayayım.
No, no, no, let me explain. Tommy!
Önce, izin ver de sana neden burada olduğunu açıklayayım.
First let me tell you why you were met here.
İzin ver de açıklayayım- -
But, look, let me explain...
İzin ver de ben açıklayayım.
Let me explain it to her
- İzin ver açıklayayım.
Let me try to explain. You see...
Haklısın, inkar etmiyorum. Ama izin ver de açıklayayım.
You're right, I don't deny it, but let me explain.
- İzin ver açıklayayım...
- Let me explain...
İzin ver de açıklayayım.
- Please let me explain.
- İzin ver açıklayayım.
It'll take a second and I'll get the opener...
İzin ver açıklayayım. - Sadece susarsan, ben açıklayabilirim!
- If you just keep quiet, I'll tell you!
Dinle, Marta, İzin ver açıklayayım.
Listen, Marta, let me explain.
İzin ver de açıklayayım.
Let me explain.
İzin ver açıklayayım.
Darling, let me take it for you. - Baby - - Go away!
İzin ver açıklayayım.
Give me a chance to explain.
Sizi uyarmama izin ver, bırak açıklayayım...
Let me warn you, explain to you...
İzin ver, açıklayayım.
Let me explain.
İzin ver açıklayayım.
Let me explain.
Üzüntünü anlayabiliyorum ama izin ver olanları açıklayayım.
I can understand how upset you are but let me explain what happened.
İzin ver açıklayayım.
Let me bounce it off you.
- İzin ver açıklayayım.
- Let me bounce it off you.
İzin ver açıklayayım.
Let me have my say
İzin ver de açıklayayım.
I'll explain to you.
Neyse, izin ver sana buradaki prosedürü açıklayayım.
Anyway, let me explain the procedure to you.
- İzin ver açıklayayım.
- Let me explain.
İzin ver bu gece baloda açıklayayım.
Let me announce this evening it at the ball.
İzin ver açıklayayım.
Listen, let me explain.
İzin ver açıklayayım, Diana.
Let me explain, Diana.
- Bana izin ver paranın başına ne geldiğini açıklayayım.
- Let me explain about the money.
İzin ver de açıklayayım.
- Okay. Let me explain.
- İzin ver açıklayayım Daphne. Hayır.
- Daphne, let me explain.
İzin ver açıklayayım.
Let me explain it to you.
İzin ver açıklayayım.
Let me get this straight.
- İzin ver açıklayayım.
Oh, okay, just let me explain, okay?
Malcolm, izin ver açıklayayım...
Malcolm, let me explain...
Pekâlâ, izin ver sana bir şeyi açıklayayım.
Okay, let me explain something to you.
Lana, izin ver de açıklayayım.
- I'm not going. FRASIER : Lana, let me explain.
İzin ver açıklayayım.
Don't explain.
Anna, çok acelem var. İzin ver açıklayayım.
I'm in a hurry, let me explain.
İzin ver, açıklayayım. Bernie ile Gianni'yi hatırlıyor musun?
Listen, let me explain.
- Seni aşağılık röntgenci. - İzin ver açıklayayım.
- Fucking perverted peeping tom!
Ama en azından komşumu aramama izin ver. Ona durumu açıklayayım.
But let me call my neighbour and tell her what happened.
İzin ver açıklayayım çünkü sanırım yanlış anladın.
Let me just explain, because I think you might've misunderstood.
İzin ver açıklayayım.
- No, Ugo. Let me explain.
İzin ver açıklayayım.
Let me tell you.
İzin ver açıklayayım, ne olur.
Just let me explain, please.
Beni yargılamadan önce izin ver sana açıklayayım
Before you judge me, let me walk you through it.
izin ver 244
izin verme 28
izin veriyorum 25
izin verir misin 192
izin ver de 17
izin vermiyorum 20
izin verir misiniz 242
izin verirsen 77
izin verirseniz 214
izin vermeyeceğim 39
izin verme 28
izin veriyorum 25
izin verir misin 192
izin ver de 17
izin vermiyorum 20
izin verir misiniz 242
izin verirsen 77
izin verirseniz 214
izin vermeyeceğim 39
izin verildi 70
izin vermem 29
izin verilmiştir 32
izin verin 236
izin ver gideyim 18
açıklayayım 67
izin mi 17
izin vermem 29
izin verilmiştir 32
izin verin 236
izin ver gideyim 18
açıklayayım 67
izin mi 17