Ne işi Çeviri İngilizce
9,372 parallel translation
Ben kendi kendime eğlenirken o da ne işi varsa onu yapıyor.
He does his... whatever it is he does all day while I get to enjoy myself.
- Boston'da ne işi varmış?
What was she doing in Boston?
Anaokulu kabul müdürünün Ledger haber merkeziyle ne işi olur ki?
What's a preschool admissions officer doing calling the Ledger's news desk?
Kadının burada ne işi var?
And what is she doing here?
Sende ne işi var?
Why do you have that?
Onun burada ne işi var?
What is she doing here?
Sende ne işi var? - Lütfen kullanma!
Please don't use it!
Bu adamın hâlâ ne işi var burada?
And what's he still doing here?
Bütün kurbanların aynı restaurantta ne işi olduklarını bulun.
Find out how our victims ended up in that diner.
Onun burada ne işi var?
What's he doing here?
Cody Carson'ın Portland'da ne işi varmış peki?
So what was Cody Carson doing in Portland?
Burada ne işi var?
What is she doing here?
Bir meleğin böyle bir yerde ne işi var?
What is an angel doing in a place like this?
Tümörün burada ne işi var?
What's the tumor doing all the way over there? MEREDITH :
Karadul'un burada ne işi var?
What's the Black Widow doing here?
Molly Woods'un orada ne işi vardı?
What was Molly Woods doing there?
3 yıl önce bir sel ile harap olan bir kasabanın şimdi Gotham'daki kayıp çocuklarla ne işi olsun ki?
But what does a town that was wiped out by floods three years ago... have to do with the children that have gone missing in Gotham?
Burda ne işi var?
What is he doing here?
Onun burada ne işi var? Selam.
What the hell's he doing here?
Peki, onun garajında ne işi varmış?
Okay, Mr. Thompkin.
Önce kitabının cebimde ne işi vardı onu söyle.
First you tell me, how did that book get into my shin?
Anna'nın orada ne işi vardı?
What was Anna doing there?
- Ne işi yapıyorsunuz?
What's your job?
- Lindo mu? Bir zenci ve Yahudi kızın Hilton Head Adası'nda ne işi olur?
What would a Jew and a Negro wench be doing on Hilton Head Island?
O kadınla ne işi var ki?
What is he doing with her?
İdari gecikmeden dolayı sistem güncellenmemiş. - Burada ne işi var?
The system wasn't updated due to an administrative delay.
Bütün bu fotoğraflarım ve mumların çekmecemde ne işi var?
What are all these photos of me and candles doing in my drawer?
- Hunter'ın burada ne işi var?
What's Hunter doing here?
Burada ne işi var?
What is he doing here?
Lucy McCabe'in kolyesinin kulübende ne işi olduğunu söylemek ister misin?
You want to tell us how... Lucy McCabe's necklace ended up in your cabin?
- Ne işi?
- What business?
Burada ne işi var?
What's it doing underground?
Onların ne işi var burada?
What the hell are they doing here?
Eric'te onların ne işi vardı bilmiyorum ama onun değiller.
I don't know why Eric had them, but they're not his.
O dört gözlüyle ne işi var?
Just what is up with that former ugly four-eyes?
Ne işi var burada?
What's he doing here?
Bardaki adamın 10 dakika önce evimde ne işi olduğunu da açıklarsınız umarım. Dur.
Hopefully what that guy from the bar was doing standing in my apartment 10 minutes ago.
Pekâlâ, sen de kimsin ve ölen kadının köpeğinin sende işi ne?
All right, who are you and what are you doing with a dead woman's dog?
Bu işi ne tür sahtekarlıklar yaparak aldın?
How'd you fake your way into this job?
Ne zamandan beri işi arkadaşlarından önce geliyor?
Since when did his job become more important than his friends?
Mona'nın kanının sende ne işi var?
Mike, why do you have Mona's blood?
Evet ama Mona'nın ne yaptığını kime yardım ettiğini söylersen bu işi gelir seni bulur.
Yeah, but if you bring up what Mona did, who she was helping, this could come back to bite you.
Mesela, Heidi'nin orada ne işi olduğu, falan, ha?
Page Six won't be able to resist running our wedding photos.
- Ne işi?
Oh.
Devletin işi ne?
What does the government do?
Arkasında ne DNA ne de parmak izi bıraktı ama kendi işi olduğunu gösterdi. Kurbanın ağzındaki çay poşetiyle.
He left behind no DNA or fingerprints, but he did leave his calling card, a tea bag in his victim's mouth.
Bakın, gününüzün ne kadar yoğun olduğunu biliyorum ve Sharon'ın doğum işi sizin seviyenizin biraz altında.
Listen, you've got your plate full today, and this whole Sharon having a baby thing is honestly beneath you.
Ne olduğunu bilmiyorum ama bu sefer işi şansa bırakmayacağım.
Not sure what it was, but this time I'm not gonna take any chances.
Ben bütün işi yaparken, sen de bu yıldız ışıklarından faydalanıyorsun. Ve arkamdan ne kadar küçümsendiğin hakkında dırdır edip duruyorsun.
You get to bask in my starlight as I do all the work and you get to grumble behind my back about how disrespected you are.
Eğer Peter Connelly bulamazsan onu kaçak olarak ilan eder pasaportunu iptal eder ve işi Jerusalem Polisi'ne veririm.
If you don't find Peter Connelly, I will declare him a fugitive, revoke his passport, and turn this over to the Jerusalem Police.
Joe'nun oyuncağının burada işi ne?
Why is Joe's toy here?
ne işin var burda 21
ne işin var burada 245
ne işiniz var burada 43
işin 35
isis 37
işık 176
ışık 57
isim 189
işim 71
işini 16
ne işin var burada 245
ne işiniz var burada 43
işin 35
isis 37
işık 176
ışık 57
isim 189
işim 71
işini 16
işıklar 178
ışıklar 44
isim yok 36
işim yok 17
işimi 37
işınla 31
işık yok 16
işim var 162
işıkları aç 25
isırmaz 18
ışıklar 44
isim yok 36
işim yok 17
işimi 37
işınla 31
işık yok 16
işim var 162
işıkları aç 25
isırmaz 18
işığı kapat 29
işıkları söndürün 27
işin var mı 24
işim bitti 87
isimsiz 20
işıkları açın 23
isimleri 17
işıkları kapat 24
işığı aç 22
işin bitti mi 39
işıkları söndürün 27
işin var mı 24
işim bitti 87
isimsiz 20
işıkları açın 23
isimleri 17
işıkları kapat 24
işığı aç 22
işin bitti mi 39