Ne sanıyorsun Çeviri İngilizce
8,190 parallel translation
Ne sanıyorsun?
What are you thinking?
- Ne sanıyorsun?
- Well, what do you think?
Sen beni ne sanıyorsun?
I regretted it. What do you think I am?
Beni ne sanıyorsun? Amatör bir kapıcı sapığı mı?
What are you taking me for, some sort of amateur doorman stalker?
Ne sanıyorsun *
What do you think?
Kendini ne sanıyorsun sen?
Who do you think you are?
- İşim ne sanıyorsun, Gretchen?
What do you think my job is, Gretchen?
Ne yani? Polis olduğun için insanlara bağırabileceğini falan mı sanıyorsun?
What, you're a cop so you think you can yell at people?
- Burada ne halt ettiğini sanıyorsun Bryan?
What the hell were you doing in there, Bryan? Huh?
Ne yaptığını sanıyorsun?
What do you think you're doing?
Ne yaptın Johnny ve bu pişiriciler oldu sanıyorsun?
Whaddaya think happened to Johnny and those poachers?
Sen ne yaptığını sanıyorsun?
What do you think you're doing?
- Gat, lütfen ne yaptığını sanıyorsun?
- Gat, what do you think you're doing?
Ne yaptığını sanıyorsun?
No! Wh... what the fuck are you doing?
Ne yaptığını sanıyorsun sen?
What do you think you're doing?
Ben ne yapmaya çalışıyorum sanıyorsun, Eli?
What do you think I'm trying to do, Eli?
Bütün gece bana yalan söyledin... Prenses olduğun için her ne yapsan yanına kâr kalacağını sanıyorsun.
You lied to me all night long, because you're a princess and you think you can get away with whatever you like.
Ne kadar uzağa gideceğini sanıyorsun?
How far do you think you're going to get?
Ne yaptıklarını sanıyorsun?
What do you think they do?
Ne yaptığını sanıyorsun, dostum?
What the fuck are you doing, man?
Ne diye bu araziyi beraber temizlememizi istedi sanıyorsun?
Why the hell do you think she wanted us to clear this field together?
Benim ne tür sosyal bağlantılarım olduğunu sanıyorsun?
What sort of associations in your mind do you think I have?
Dursana, ne yaptığını sanıyorsun?
Stop, what are you doing?
- Pislik herif ne yaptığını sanıyorsun?
- What the fuck are you doing?
Ne yaptığını sanıyorsun?
What the hell you doing?
Ne yaptığını sanıyorsun?
Hey, what the hell are you doing?
Çıkarırsam ne göreceğini sanıyorsun?
What do you think you'll see if I do?
Hiçbir şeyin ne anlama geldiğini sanıyorsun?
What do you think nothing means?
Ne yaptığını sanıyorsun sen?
What the hell do you think you're doing?
sonra ne olacak herşeyin aniden düzeleceğini mi sanıyorsun?
And then what? You think everything will suddenly be fixed?
Ne yaptığını sanıyorsun?
What you think you're doing?
- Barney Moloztaş ne yaptığını sanıyorsun?
Barney Rubble, what do you think you're doing?
- Ne yaptığını sanıyorsun sen?
- What do you think you're doing?
Hey, ne yaptığını sanıyorsun sen?
Hey, what do you think you're doing?
- Ne yaptığını sanıyorsun?
What are you doing?
- Ne yaptığını sanıyorsun?
- What on earth are you doing?
Burada ne arıyorsun? Anlaştığımızı sanıyordum.
What are you doing here?
Burada ne olacağını sanıyorsun?
What do you think is going to happen here?
Polisi otobüse getirerek ne yaptığını sanıyorsun sen?
What the fuck are you thinking, bringing a cop on the bus?
Balyozla ne yaptığını sanıyorsun?
What the hell are you doing with a freaking Sledgehammer?
Ne yaptığını sanıyorsun?
What do you think you're doing? !
- Şimdi ne düşündüğünü sanıyorsun? - Bence planı harikaydı.
What do you think he thinks now?
Şimdi ne olacak? Sana ne yapacaklarını sanıyorsun? Hiçbir şey yapmayacaklar.
What's happening now, what you think they're doing to you, that's nothing.
Ne halt ettiğini sanıyorsun lan sen?
What the fuck do you think you're doing?
Ne yaptığını sanıyorsun sen?
What is it you think you're doing?
Ne yapıyorsun, Kuramori-san? !
What are you doing, Kuramori-san?
Sen ne yaptığını sanıyorsun? Duydun mu beni?
What are you doing with her?
- Ailemi uyandırarak ne yaptığını sanıyorsun?
- What are you doing here waking my family up?
Ne yaptığımı sanıyorsun?
- Shut up! What do you think I'm doing?
Kötüler çocuklarına ne öğretti sanıyorsun?
What do you think villains teach their kids? Huh?
Ne diyorsun yani? İhtiyaçlarımı karşılaman gerektiğini mi sanıyorsun?
You're saying, what, you think you have to provide for me?