English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ O ] / Oradakiler

Oradakiler Çeviri İngilizce

665 parallel translation
Demek oradakiler böyle konuşuyor.
So that's the way they talk back there.
- Oradakiler kesin sesinizi, kesin sesinizi.
Quiet down there, quiet down there.
Kesin sesinizi, oradakiler!
Pipe down there! Haven't you finished?
[Man] Hey, oradakiler!
- [Man] Hey, there!
Anlaşılan oradakiler kendi alemlerinde.
People are swarming into town.
Oradakiler. sizi arıyorlar.
Down there, they look for you.
Oradakiler herşeyden hemen haberdar olmak istiyorlar.
They'd be sure to phone as soon as there's word.
Hey, oradakiler.
- Hey, there! - Ow.
Oradakiler, merhaba!
Hello, there!
- Oradakiler, merhaba!
- Hello there!
Hey oradakiler!
Hey there!
Siz oradakiler.
You there.
Oradakiler sizin mi?
- Is that your duffel up there?
Oradakiler!
There they are!
Oradakiler kapayın çenenizi!
Shut the hell up out there.!
- Oradakiler yerini bilir.
- They'll know where he is. - Thanks.
Oradakiler meşgul görünüyorlardı, o temizledi ve yeniden yükledi. Yanımızda götüreceğimiz atı seçti.
Was cleaning and pressing the gun that had brought it.
Oradakiler, aklını başına getirene kadar bekle.
Wait till the boys start wising him up.
Oradakiler nasıl?
How's everybody upriver?
Durun oradakiler!
Avast there!
- Hey, oradakiler, hizaya girin.
- Hey, there, back in line. - Follow those boats.
Oradakiler epey kötü.
It's pretty bad in there.
Titinius, beni seviyorsan, bin atıma, vur mahmuzu şu karşı yamaçtaki birliklere kadar gidip dönüver. Dost mu düşman mı oradakiler bilmeliyim.
Titinius, if thou lovest me, mount thou my horse and hide thy spurs in him, till he have brought thee up to yonder troops and here again, that I may rest assured whether those troops be friend or enemy.
- Hey oradakiler, meydana çıkın!
- Hey there, open up!
Siz oradakiler, bizler dostuz!
Hey! You up there! We're friends!
Biliyor musunuz, Rosa sahneye çıktığında çok güzeldi. Oradakiler şöyle yaptı.
You know, Rosa was so pretty when she walked on the stage that people went :
Oradakiler, gelin!
Come along, there, men!
Oradakiler, türlü ahlaksızlıklar yapıyorlar.
In Flanders, they're up to all kinds of mischief.
Oradakiler her şeyi yapabilir.
There ain't anything to do.
Benim geldiğim yerde, birisi kendinden beklenildiği gibi davrandığında bunu oradakiler ya hiç kutlamazlar ya da büyük bir kutlama yaparlar.
Where I come from, folks don't celebrate or have a big to-do when a man acts the way a man's supposed to act.
Oradakiler benim karım ve oyuncu değiller de kimler?
Who is that over there if not my lady... complete with actor!
Hey, oradakiler!
Hey, over there!
Siz, oradakiler!
You men there!
Oradakiler! Kıpırdayayım demeyin, her taraf mayın döşeli.
You men in there, don't move an inch, you'll touch off some more mines!
Hey, oradakiler!
Hey, there!
Selam oradakiler!
Ahoy, there!
Merhaba, oradakiler!
Hello! Hello, you down there!
Oradakiler, hızlanın!
Come on!
Oradakiler, işi zor yoldan halletmeye çalıştığınızı söylerdi.
- Why? The boys up there would say you're trying to make your point the hard way.
Siz oradakiler, buraya gelin hemen!
All you men, down here, on the double!
Uyanın oradakiler!
Wake up in there!
Oradakiler iyi misiniz?
Are you all right back there? Yes.
Oradakiler kim öyle?
- What's up?
Sakın düşürme. Oradakiler benim davadaki herşeyim.
That's my whole case in there.
Hey oradakiler!
Ahoy there!
Oradakiler hastalar hakkında çok şey bilirler.
The patients there know a lot
Oradakiler öldü mü?
Have they died up there?
- Selam oradakiler.
Hi there.
Ranley'e karşı yarışacağımız Spor Gününü hepiniz biliyorsunuz. Oradakiler sizin sahip olmadığınız bazı avantajları olmalarının haricinde sizden pek farkları yok.
You all know about the Sports Day against Ranley, with Ranley, with boys very much like yourselves, except they've had several advantages that you have not.
Siz oradakiler!
You there!
Oradakiler, şunun sesini biraz kısın!
Be fair madame Thérèse...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]