English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ O ] / Oradasın

Oradasın Çeviri İngilizce

1,195 parallel translation
Neden oradasınız, Max?
By the way, why are you here, Max?
~ Ve artık oradasın ~
And soon you will be there
Jaye, saatlerdir oradasın.
Jaye, you've been there hours.
Oradasın
There.
Ah, işte oradasın.
Ah, there you are.
İşte oradasın.
There you are.
Beni iyi göstermek için oradasın.
You're there to make me look good. You hear me?
Neden oradasın? - Seni iyi göstermek için.
- To make you look good.
Oradasın, biliyorum.
I know you`re there.
Kapı açılıyor. İşte oradasın.
The door opens, and you're there.
Oradasın.
I know you're there.
Hep oradasın.
You're always there.
İşte oradasın!
There you are
2,5 saattir oradasınız.
You've had two and a half hours.
Oradasın dostum.
You're there, man.
Oradasın, biliyorum.
I know you're in there.
Eve, biliyorum oradasın!
Eve, I know you're in there!
Neden oradasın?
Why are you in here?
İşte oradasın.
Ah, there you are.
İşte oradasın.
There you go, Cedric.
Oradasınız, paketinizi aldınız, birşeyler postalamak istiyorsunuz, bu adam 12 eyalette aranıyor.
You're there, you got your package, you're trying to mail something, this guy's wanted in 12 states.
Sen oradasın, ben buradayım.
See? Here you are, here I am.
Uzun zamandır mı oradasın?
Been there long?
Evet, oradasın.
There you are!
İşte oradasın, hadi Ike zamanı geldi.
There you are, come on Ike, it's time.
Oh, işte oradasın.
Oh, there you are.
İşte oradasın!
You there!
- Oh, işte oradasın - Of Tanrım!
- Oh, there you are.
Oradasın.
There you go.
Çünkü sen oradasın.
Because you're there.
Bir saatten fazladır oradasın.
You've been in there over an hour.
Ama Sen hala oradasın.
But You're still there.
Ama oradasın...
But there you are...
- Daha ne, sen oradasın.
- So what, you're there.
Bu yüzden sen oradasın, ben de burada.
That's why you're down there and I'm up here.
Oradasın, delikanlı.
There you are, little lad.
Ve sen sadece iki yıldan beri oradasın.
And you've been there only two years.
Tamam, öğleden sonra oradasınız yani?
All right, you'll be there all afternoon then.
İşte oradasın!
Ah, there you are!
Oradasın, biliyorum.
I know, you're there.
- Prue, şükürler olsun oradasın.
- Prue, thank God you're there.
Ne zamandır oradasın sen?
How long have you been there?
Bir senedir oradasın.
You've lasted a whole year.
- Marge sabahtan beri oradasın. - Ee?
- Marge, you've been out there all morning.
Oradasın ve beni duyduğunu biliyorum!
I know you're in there! I know you hear me!
Oradasın, biliyorum.
I know you're there.
Her defasında resimleri çekmek için oradasınız.
You're always there to take the picture.
İşte oradasın, Jeremy
There you go, Jeremy
Röportaj ve haber yapmak için oradasın.
You're out there to interview and to report.
İşte oradasın!
There you are!
- Ne zamandır oradasın?
How long you been there?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]