Pekâlâ evlat Çeviri İngilizce
127 parallel translation
Pekâlâ evlat.
All right, buddy.
Pekâlâ evlat, arabana bin. Arabana bin. Tamam, geri çekilin artık.
All right, back in your car, back in your car.
- Pekâlâ evlat.
All right, junior.
Pekâlâ evlat.
All right, boy.
Pekâlâ evlat, sanırım başına olmadık bir dert açmışsın.
Looks like you went out and got a packet of trouble for yourself.
Pekâlâ evlat, görünüşe göre bu günlük bu kadar.
Well, son, it looks like we may have to call this game on account of darkness.
Pekâlâ evlat.
Well, son.
Pekâlâ evlat, araca bin.
Okay, kid, climb in.
- Pekâlâ evlat.
- All righy, kid.
Pekâlâ evlat, kapıyı dışarıdan kapat bakalım.
Alright, son, close the door... from the outside.
Pekâlâ evlat.
All right, son.
Pekâlâ evlat, bir kezcik daha.
[Tiny] OK, boy. Just one more time.
Pekâlâ evlat, hadi.
All right, boy. Come on.
Pekâlâ evlat, burası ; ağır işlerin fedakârlığın ve acı verici yanıkların karşılığını alacağımız yer.
Okay, boy, this is where all the hard work... sacrifice and painful scaldings pay off.
Pekâlâ evlat.
All right, Son.
Pekâlâ evlat, hala onun suratına sokabileceğin iki topun var.
- It's okay, son. You still got two balls.
Pekâlâ evlat, kazandın. Barbie Cep Aynası ile Bon Jovi Kürdanı'ndan birini alabilirsin.
Pick between the Barbie mirror and the Bon Jovi toothpick.
Pekâlâ Evlat amcana hoş geldin de
- Namaste uncle Give him a kiss. Go on...
Pekâlâ evlat, odaklan.
Okay, Son, concentrate.
Pekâlâ evlat. İki dakikan var.
All right, kid, you got two minutes.
Pekâlâ evlat.
All right, kid.
Pekâlâ evlat, yeterince eğlendin.
Okay, kid, you've had your fun.
Pekâlâ, otur, evlat.
All right, sit down, son.
Pekâlâ, evlat.
All right, son.
Pekâlâ, evlat. Para nerede?
All right, boy, where's the money?
Pekâlâ, evlat.
OK, boy.
Pekâlâ, evlat.
All right, boy.
Pekâlâ, evlat. Adımlarına dikkat etsen iyi olur,.. ... çünkü seni enselersem, çok uzun bir süre yatacaksın.
All right, me lad, but you'd better watch your step, because if I can nick you, you'll go away for a bloody long time.
Pekâlâ... şimdi, sadece bir dakika, evlat.
Well... Now, just a minute, boy.
Pekâlâ, evlat, uçmak sadece birkaç mekanik sürece dayandırılamaz.
Now, boy, flying is not merely some crude mechanical process.
Pekâlâ, evlat, haydi mucizeyi gerçekleştirelim.
All right, boy, let's have the miracle.
Pekâlâ, evlat yerine geçebilirsin.
All right, son you may step down.
Pekâlâ, evlat. Buraya.
All right, son.
- Neler oluyor? - Pekâlâ, evlat.
- Alright. son.
Önce yardım kulübü olduğumuzdan şikayet ediyorsun sonra işi bedava yapıyoruz. Pekâlâ evlat.
Okay, kid.
Pekâlâ, evlat. Nasıl istersen.
Okay, boy, whatever you say.
Pekâlâ, evlat ama iki şartım var.
Okay, kid, on two conditions. Name'em. One :
- Pekâlâ, git göster kendini evlat.
All right, go get'em, kid!
Pekâlâ, evlat, bu gece bu şansı elde edeceksin gibi görünüyor.
Well, son, it looks like tonight you are going to get that chance.
Pekâlâ, evlat, kaçacak yerin yok!
All right, son, you've got nowhere to go!
Pekâlâ. Keyfine bak, evlat. Hal!
All right, knock yourself out, kid.
Pekâlâ, bebeği bana ver evlat.
All right, let me have the baby, son.
- Pekâlâ, evlat.
- Okay, boy.
Pekâlâ, evlat.
Okay, boy.
Pekâlâ, evlat.
Okay, boy. Let's go.
Pekâlâ, kızıl beren nerede, evlat?
Where's your kooky red hat, bor?
Pekâlâ evlat.
Okay, boy.
Pekâlâ, evlat. Bu barajı yıkacağız ve asil Amerikan yerlileri kendilerine ait olan toprakları geri alacaklar.
All right, son, we just knock over this dam and the noble Native Americans can reclaim the land that is theirs.
Pekâlâ, evlat, babanın çantasını içeriye götürmek ister misin?
All right, son, you want to take your dad's briefcase inside.
- Pekâlâ, evlat.
- All right, son.
Pekâlâ, seni kendi haline bırakıyorum evlat.
- All right, I'm gonna leave you to it.
pekala evlat 48
evlat 4218
evlât 105
evlatlarım 48
pekala 22014
pekâlâ 6922
pekâla 317
pekalâ 59
pekala o zaman 74
pekâlâ o zaman 20
evlat 4218
evlât 105
evlatlarım 48
pekala 22014
pekâlâ 6922
pekâla 317
pekalâ 59
pekala o zaman 74
pekâlâ o zaman 20