Söylemesi zor Çeviri İngilizce
1,153 parallel translation
Şey, Lloyd, söylemesi zor.
Well, Lloyd, that's difficult to say.
Evet, benim için söylemesi zor çünkü hiç müzik eğitimi almadım fakat öğretmeni onun gerçekten yetenekli olduğunu düşünüyor.
Yeah, I mean, it's difficult for me to tell...'cause I never had much of a musical education myself... but her teacher thinks she's really talented.
Söylemesi zor, ama o zamanlar sana çok asiktim.
I shouldn't admit this, but when we were in Thera, I had the most awful crush on you.
Söylemesi zor.
Hard to tell.
Bunu söylemesi zor.
It's hard for me to tell.
- Söylemesi zor.
- Difficult to say.
- Ne kadar bilmiyorum, Bayan Judith.Söylemesi zor.
Dunno know how many, Miss Judith.'Tis hard to tell.
Söylemesi zor.
Well, difficult to tell.
- Bilme... - Telefonda söylemesi zor.
- I don't - It's hard to tell on the phone.
Söylemesi zor değil, değil mi?
It's not hard to sing?
Sana baktığımda ne düşündüğümü söylemesi zor.
I don't know what I think when I look at you.
Dahice! Çok candan ve serserileri uzak tutacak kadar söylemesi zor.
Homey and just hard enough to pronounce to intimidate riffraff.
Söylemesi zor.
It's hard to tell.
Terlediğim için söylemesi zor ama jöle kutusunda yazdığı gibi kullanıyorum.
It's hard to tell because I'm sweating but I use exactly what the gel bottle says.
- Söylemesi zor.
- Hard to tell.
Ben doğmadan önce, annemle onun arasında bir düşmanlık vardı. Ve söylemesi zor bazı şeyler var... Çünkü annem onun yüzüne kimyasal bir madde atmış ve yüzünün bir kısmı yanmış.
Before I was born, there was this bad blood between her and my mom, and there must've been some harsh words spoke... because my mom threw this chemical on her face that burned her skin a bit.
- Söylemesi zor.
- That's hard to say.
Söylemesi zor. Penisleri yemediği için gerçek bir hayvan sayılmaz.
Hard to say. it isn't really an animal because it doesn't eat the dicks.
Söylemesi zor ama çözülür.
It's sad to say, but it figures.
- Söylemesi zor.
It's kind of hard to talk about.
- Onu ne kadar tutarlar orada? - Söylemesi zor.
- How long will they have him?
Söylemesi zor.
Hard to say.
- Söylemesi zor.
- It's hard to say.
- Bunu söylemesi zor.
- It's hard to say.
Söylemesi zor ama...
This is hard for me to say, but...
Etiketlerini söküp attım. Aradaki farkı söylemesi zor.
You know, I rip off the label I can hardly tell the difference.
- Söylemesi zor.
- Hard to say.
Bu kadar çürümüşken, söylemesi zor.
It's hard to tell at this stage of decomposition.
Söylemesi zor.
It's difficult to say.
Sadece peteğe bakarak söylemesi zor. Ama sanırım soruna bir yanıt verebilirim.
Oh, it's hard to tell with just the comb, but i might be able to give you an answer.
- Söylemesi zor ama, pitbul ve pembe kaniş arasındaki ilişki fazla sürmedi.
- Sad to say, the thing between the pit bull and pink poodle didn't last.
Çavuş benim için söylemesi zor ama askerler iyi iş çıkardı.
Sargent. Be spare with compliments but the men have done well.
Onları asıl yerlerinde görmeye çalış. Totalitarian... ism. Söylemesi zor.
Uh, try to see them in their natural state, in their totalitarian... ism, so to speak.
Söylemesi zor.
That is so hard to say.
Söylemesi zor.
Aye, sir.
Söylemesi zor.
It's tough to say.
- Söylemesi zor, efendim.
- It's hard to say, sir.
Söylemesi zor.
Hard to say. People now...
Söylemesi zor.12-voltluk sistemde çalışan Lucas dörtlü jeneratör bu.
The coil? What? Well, it's hard to say.
- Kelimeleri söylemesi ve öğrenmesi zor değil.
- It's not difficult to learn and speak the words.
Söylemesi çok zor.
It's hard to say.
Söylemesi bile zor.
That's hard to pronounce.
Söylemesi zor.
It's hard to say.
Neredeyse bizi yok etmek üzere olduğunu söylemesi, çok zor.
It's hard to believe he almost destroyed us.
Benim için söylemesi çok zor, Çünkü sizler buraya ayrı bir hava kattınız, Yönetim burslarınızla ilgili görüşecek.
Hard as it is for me personally, because you kids have been a breath of fresh air around here, the board is going to approve the withdrawal of your scholarships.
- Söylemesi çok zor... Arabirim vasıtasıyla bir çok farklı yol var öğrenmek için de tek bir yol.
- It's hard to tell... so many different pathways through the interface only one way to find out.
Söylemesi zor.
It's not easy for me to say.
Söylemesi zor.
A fertility symbol, maybe?
Zaten söylemesi çok zor.
It's hard to say.
Söylemesi oldukça zor çünkü Doğu Grönland aksanı kullanıyor.
It's difficult to say. It's an East Greenlandic dialect.
Sorun şu ki ; boğulup ölürken söylemesi çok zor.
The trouble is it's very difficult to say when you're choking to death.
zorro 27
zorba 47
zorundasın 42
zorundayım 57
zorlama 27
zordon 39
zorunda 36
zorla 32
zorundayız 21
zor mu 38
zorba 47
zorundasın 42
zorundayım 57
zorlama 27
zordon 39
zorunda 36
zorla 32
zorundayız 21
zor mu 38
zordu 17
zor bir soru 21
zor bir durum 34
zor olacak 51
zor değil 47
zor iş 33
zor bir gündü 18
zor bir gün geçirdim 20
zor olduğunu biliyorum 40
zor olmalı 42
zor bir soru 21
zor bir durum 34
zor olacak 51
zor değil 47
zor iş 33
zor bir gündü 18
zor bir gün geçirdim 20
zor olduğunu biliyorum 40
zor olmalı 42
zor durumdayım 18
söyle 2270
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söylemiştin 61
söyle bana 1105
söyleme 186
söyle 2270
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söylemiştin 61
söyle bana 1105
söyleme 186
söylemeyeceğim 91
söylemem 123
söyleyeceğim 241
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemek istediğim 130
söylemedin 49
söylerim 244
söyleyeyim 186
söylemeyecek misin 32
söylemem 123
söyleyeceğim 241
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemek istediğim 130
söylemedin 49
söylerim 244
söyleyeyim 186
söylemeyecek misin 32
söyle ona 443
söylemiyorum 60
söylediler 23
söylemem gerek 33
söyle bakalım 455
söyleyin bana 123
söylediğim gibi 241
söyledin mi 33
söylemedi 153
söyleyemem 305
söylemiyorum 60
söylediler 23
söylemem gerek 33
söyle bakalım 455
söyleyin bana 123
söylediğim gibi 241
söyledin mi 33
söylemedi 153
söyleyemem 305