Tabii ya Çeviri İngilizce
5,613 parallel translation
Tabii ya getireyim.
Yes. Why don't I...
- Tabii ya.
- What?
Tabii ya.
Ah, of course.
Tabii ya, büyülerin.
Ah, yes. Your magic.
Tabii ya.
Yeah, man.
Tabii ya. Kefenin cebi mi var?
Right, will you take the money with you when you die?
- Tabii ya.
- Right.
Tabii ya şu an The Notebook filmini seven kızlarla konuşuyorum ben değil mi?
Oh, right, I'm talking to two girls who probably loved The Notebook.
Tabii ya!
Of course!
- Tabii ya! Tabii ya!
~ Of course, of course!
- Ne tabii ya?
~ Of course, what?
- Tabii ya.
Of course.
Tabii ya, doğru.
Yeah, no, of course.
Lord Zuko, tabii ya.
- Lord Zuko, of course.
Tabii, evet, tabii ya!
Oh, yeah, yes, of course!
Tabii ya, banka arıyor.
Who? Oh, the bank.
- Evet, tabii ya. Müvekkillerimden birinin binanızda bir ofisi var.
One of my clients has an office in your building.
Tabii ya çok hoşuna giderdi.
Oh, yeah, I bet she loved that.
Önce kardeşim beni sırtımdan bıçaklıyor, şimdi de sen gidiyorsun. Tabii ya.
And she wants me to manage it.
Tabii ya. Flamingo'da. Roar bütün hikayeyi bildiğini sanıyordur ama emin olun, yarısını bile bilmiyor.
I also know that you Settle with Commission, and that you got Scandinavia.
- Tabii ya, evet.
Right, yeah.
Tabii ya.
Oh, yeah.
Kusura bakma. Yalnız kalmak istiyorum. Tabii ya.
Sorry, I think I just need to be alone right now.
Tabii ya, Obelisk.
Oh. The Obelisk.
- Hayır. - Olur mu tabii ya.
- Of course not.
- Tabii ya.
- Wow.
Tabii ya evet, klasik "rehineni zehirle sonra da güvenini kazanmak için onu kurtar" tekniği.
Narrator : Ah, yes, the classic "poison your hostage and then save him to earn he trusts" technique.
Tabii ya.
Right.
Tabii ya.
Latin lover narrator :
Tabii ya.
Of course.
Ne vaat edildiği ya da, ah kimin vaadettiği önemli tabii ki.
It's important to be aware of what or, uh, whom I'm committing to.
Ekibi tırmandıkça, duvara sabitlenmiş ipler bıraktılar. Bu da onların, malzemeleri yukarı çekmelerine ve uzun bir dinlenme ve rahatlama için aşağıya inmelerine yaradı... ve tabii geri dönüp ipleri daha yukarı taşımalarına da.
While his team climbing, fixed ropes left, which allowed them to raise provisioning, lower to the ground and then for an extended break to climb back up the rope slightly higher
Tabii onu şimdi bulmuşlar, ya da ondan ne kaldıysa artık.
They've found him now, of course - or what's left of him.
- Tabii ya!
Of course!
Of ya, tabii.
Oh, my God. Of course.
Tabii ya!
Oh yeah!
- Ya, tabii.
Oh, yeah.
Konu futbol, hukuk ya da yerel tarih olmadıkça tabii.
If it's not football, it's law or local history.
Ya tabii, buda'ya benziyorsun.
Oh, yeah. You're like buddha on the lotus.
Jessica'ya söylediğim gibi 10b-6'yı etkisiz hale getirmezsek tabii.
Unless we figure out a way around 10b-6. Like I told Jessica I would.
Tabii ya, İtalya.
That's right, we are.
Ya tabii. Bir içerde bir dışarda. Aynı Protestanların Noel'de olduğu gibi.
Oh, sure, in and out, like a Protestant on Christmas.
Ya tabii anlıyorum.
Oh, I see what this is.
Tabii ya.
Is that right?
Tabii kimseye ölü kadından ya da patlama ihtimalinden bahsetmedin.
Of course you didn't tell anyone about the dead woman or the potential explosion.
Artık bu şehirde standartın ne olduğunu bildiğimden çok emin değilim. Mantıklı bir fikrim olduğundan değil tabii. Vampir ya da kurtadamı kabullenecek hâldeyim.
Uh, I'm not sure I understand what average is anymore in this city, not that I have any opinion that makes sense,'cause, you know, I'm ready to go with vampire or wolfman.
- Mystic Falls'a ya da Elena'ya yakın olamazdım - Bana da tabii.
I couldn't go near Mystic Falls or Elena- - or me?
Aşağıya inmenin sebebi gerçek bir sorun hakkında konuşmak değilse tabii.
Unless, of course, you'd like to talk about the real reason you're down here.
- Ya tabii, kimse gülmüyor ama, Kyle.
- Yeah, well, no one's laughing, Kyle.
- Tabii ya!
Right, and, uh,
- Tabii önce Meksika'ya kaçmazsam.
Not if I make it to Mexico first.