Vak Çeviri İngilizce
1,253 parallel translation
Kendi vakıfımız var.
There's our benefactor.
Vak.
- Quack!
- Vak.
- Quack.
Gözlerindeki ifadeye bakacak olursan ben lanet olası vakıf görevlisi sayılırım.
From the look in your eye... I'm the goddamn charity organization.
"Vak, vak dedi ördek. Beni içeri almayacak mısın"
Quack, quack, said the duck Won't you let me in
Vakıf, ölüme yakın çocukların arzularını yerine getiriyor, değil mi?
The one that grants wishes to sick and dying kids, right?
Vakıftan mı geliyorsunuz?
Are you from the foundation?
Vakıf çekini iptal mi etmiş?
She put a stop payment on her foundation check?
Eğer vakıfa güvenemezsem ve yeni bağış toplamadıysam kliniği açık tutmak için kredi alacağım.
If I can't depend on the foundation and until I get some new grants I'm taking out a loan to keep the clinic open.
Seni kaç sene ailemizin hayır işlerine katmaya çalıştım? Bu vakıfla alakalı değil.
How many years have I tried to involve you in our family's charitable activities?
Bu vakıf fonu ne?
What about this trust fund?
Vak vak vaklarım.
I go quack-quack.
Barut ve fitil hakkında bugünkü bilimsel bilgilere daha önce vakıf olsam, ayakta durabilirdim.
If I'd had the scientific understanding of gunpowder and primers I have today I might've been standing here.
Sıçık (! ) vakıflar için bağış toplanması biraz zor olabilir.
It would be difficult to get grant money for the pretty-screwed-up foundation.
- Vakıfta mı çalışıyorsunuz?
- Charity?
Nakimura Şirketi için kurduğumuz vakıf olağanüstü olacak.
You know, I think the foundation we've set up for the Nakamura corporation is going to be just marvelous.
Birisini mahkûm ettirdiğinizde, o para parklardan okullardan ve vakıflardan kesilip sizin cebinize girer. Ve bu beni üzgü-ü-ü-ün bir panda yapar.
When you sue somebody, you take money away from parks and schools and charities and put it in your own pockets, and that makes me a sad panda.
Kal vak Jaffa.
Kal vak Jaffa.
- Vakıfta değil misin bize bir cappuccino makinesi bağışlayın, böylece buraya bir daha gelirsen kahve keyfi yaparsın.
You're into charity. Why don't you fund-raise us up a cappuccino machine... so all the lowlifes that come through here can enjoy a solid cup of coffee?
" İşte vakıf fonu, Derrick.
" Here's the trust fund, Derrick.
Frank de bu kadar eski bir teknolojiye vakıf tek mühendis.
Frank is the only engineer proficient in such obsolete technology.
Vak!
- Owen, go on.
Vak! Kupaya uzanmak için buraya gelene kadar gösterdikleri türden bir beceri göstermek zorundalar.
- They'll need to show the sort of ability they've shown to get here if they're going to take this one step further.
Vakıf paranla mı yaşıyorsun?
Live off your trust fund?
Yapay zekanızın sınırlarına acı bir şekilde vakıf olmuş olduk, Kaptan.
We're all painfully aware of your AI's limitations, captain.
Artı, sayısız yardımseverin karşılıksız senede 20 milyar dolar bağışladığı bir vakıf kurdu.
He set up a foundation that donates $ 20,000,000 a year to countless charitable causes.
Bay Griffin.Vakıfa başvurdunuz ve biz de sizin şu aptal... dizinizi yayına geri soktuk
Mr. Griffin, the foundation held up its end of the bargain and got that crappy Gumbel show back on the air!
Vakıf paralarını çok iyi idare eder.
He's very good with the endowment's money.
Bu ümitsiz bir vak'a.
This is hopeless.
Kyle, bu umutsuz vak'a.
Kyle, it's hopeless.
Görünüşe göre, pek vakıf işi değil, değil mi?
Apparently, not much of a foundation there, huh?
Gerçekte, tüm o arkadaşlık meselesi, vakıf sağlam.
Obviously, the whole friendship thing, the foundation is solid.
Roketin inceliklerine ilk denemede vakıf olamam ki.
I didn't expect to master the intricacies of rocketry on my first attempt.
Kendi adına milyonlarca dolarlık bir vakıf fonu var ama 25'ine gelmeden parayı alamıyor.
He has a trust fund set up in his name for millions but he can't touch it until he's 25.
Metafizik bir bakış açısıyla bakacak olursak "ölüm" halen ispatlanmamış bir vak'adır.
From the metaphysical point of view... death is still an unproved fact.
Benzer bir vak'a var :
There is a precedent :
Ama doktor, Melanie West'in... bu kazadan önce anlattığı böyle bir vak'aya dair hiç kanıt yok.
But there's no evidence of Melanie West's leg shooting out before the incident?
Vak'anı duydum.
I heard about your case.
- Vakıf kâr amacı gütmüyor, o yüzden...
- lt's a non-profit organization, so....
Vakıftaki herkes eş cinsel olduğumu biliyor.
Well, everybody at the council knows I'm gay.
Vakıf fonu çocuğu Hepsi beraber takılırlar.
A trust-fund baby. They all hang out together.
Belki Penelope'ye vakıf aracılığıyla ulaşabiliriz. Ben denedim.
I suppose we could try to get to Penelope through her foundation.
Hayır vakıf gecesine gitmiyorum.
No, no, I'm not going to the benefit.
Walter ve Steven, Simon'un arkadaşlarına çok güvendiğini söyledi ve... heyeti avucunun içinde tuttuğunu ve Simon'un parasını bizim yönetmemizin Vakıf adına daha iyi olacağını söyledi.
Walter and Steven said that Simon put too much faith in his friends and... the Board was in his pocket, and it was better if we controlled and managed his money.
Veya bu vakıf sayesinde yararlandığı vergi muafiyetlerine?
Or look at the tax benefits he got from this foundation?
Baban seni özel okula gönderecek kadar zengindi. Buradan mezun olmanın ve eğitimin yanısıra boks sanatına da vakıf olabildin.
Your father could afford a private school where among gaining a degree in learning, you also mastered boxing. "
Büyük bir vakıf para toplar gibiydi.
It was one big charity ball.
Noterler bu konuda gereken tüm bilgilere vakıftır.
Notaries know everything about that.
Vakıfa olan ilgin beni şaşırttı.
I'm surprised at your interest in the foundation.
Vak.
( yawns ) HONK.
- Vakıf komitesi ne oldu?
What happened to the fundraising committee?