Yapacak işim var Çeviri İngilizce
1,007 parallel translation
Yapacak işim var.
I have work to do.
Ve şimdi yapacak işim var.
And now I've got a job to do.
Yapacak işim var.
I have business.
- Daha yapacak işim var, Anne.
- I've got more work to do, Anne.
Kaldır şunları, yapacak işim var.
Put the stuff away, I've got work to do.
Ve size gelince Bay "Yapacak işim var" Strock... Eğer dünyadaki bütün erkekler sizin kadar acımasız olsaydı...
And as for you, Mr. "I have a job to do" Strock, if every man in the world were as ruthless as you...
Canım, yapacak öyle çok işim var ki.
Darling, I've got so much to do.
Öğle yemeği randevum ve öncesinde yapacak bir dolu işim var.
Let's get out of here. I have a luncheon date and plenty to do before.
Yapacak çok işim var, önemli şeyler.
I've got lots to do, important things.
Yapacak çok işim var.
I've got a lot to do.
Pekala, Sana şu Beşbin doları vereceğim... Çünkü yapacak çok işim var ama kavga edecek zamanım yok.
All right, I'm going to give you that five thousand dollars... because I've got a lot of work to do and no time for fighting.
Pardon, yapacak bir sürü işim var.
Excuse me, I have a million things to do.
Bugün yapacak yüzlerce işim var.
I have a hundred things to do today.
- Yapacak çok işim var.
- l've got too much to do.
Yapacak çok işim var
I have a lot of work to do.
Yapacak çok işim var.
I have a lot of work to do.
- Yapacak bir işim var.
- I have some work to do.
Yapacak çok işim var.
I have work to do.
Yapacak önemli bir işim var.
Lukey, I have... important business matters.
Yapacak çok işim var.
I want to be alone.
Burada yapacak milyonlarca işim var.
I've still millions of things to do out here.
- Yapacak çok işim var. Daha eşyalarımı toplamadım.
- I still haven't packed.
Yapacak bir-iki işim var zaten.
Well, I got a couple of things to do.
Bu, sana bağlı. Dinle, Doktor. Yapacak bir işim var.
Listen, Doctor, I've got a job to do, just a routine sort of thing, like rounding up every possible suspect.
Bu sabah yapacak bir işim var ama sonra buluşabilirim.
I've something to do this morning but I could meet you.
Bahse girerim öyle, ama bu gece yapacak çok işim var.
I'll bet it does, but I got work to do tonight.
Biliyorsun, bir saatim ve yapacak çok işim var.
You know I've only got an hour, and I've got lots to do.
Benim yapacak çok işim var.
I've got a lot of work to do.
Yapacak tonlarca işim var.
I got a lot of work to do.
Ama yapacak bir sürü işim var.
I have a lot of things to do.
Yapacak bir işim var.
I have a business appointment.
Yapacak çok işim var.
I haVe many things to do, Captain Riley.
Akşam yemeğinden önce yapacak çok işim var.
I've got a powerful lot to do before supper time.
Gerçekten yapacak bir hayli işim var.
Such a great deal, really, to do.
Artık gitmeliyim. Yapacak birkaç işim var.
Now I have to leave, I have several things to do.
Yapacak çok işim var.
Well, I * ve got a lot to do.
Yapacak bir sürü işim var.
I got lots to do.
Yapacak başka bir işim daha var.
I've got something else to do.
Benim de yapacak bir işim var, biliyorsun.
I've got a job to do too, you know.
Bakın, yapacak çok işim var.
- I've got a lot to do.
Çıkıyoruz ama onun dışında benim de yapacak bir sürü işim var.
We just go out sometimes. We may not go out again for another year.
Yola çıkmadan önce yapacak çok işim var.
I have a lot to do before I leave.
Çocuğu yemeğe götüreceğim, sonra hemen Roma'ya dönüyorum... çünkü yapacak bir sürü işim var.
I'II take the kid out for lunch, and then I'll immediately go back to Rome, because I have lots of job engagements.
Hala yapacak bir işim var.
I still have something to do.
Ne yapacak bir işim ne de gidecek bir yerim var.
I've got nothing else to do, - and nowhere to go. - ( Captain ) Miss Sullivan!
- Gelemem, yapacak çok işim var.
I can't. I've lots to do.
Bu sabah yapacak bir sürü işim var.
I have a lot to do this morning.
Sakıncası yoksa, yapacak çok işim var, gerçekten.
If you don't mind, I really have a lot of work to do.
Bugün yapacak bir sürü işim var.
I've got a lot of housework to do.
Oh, hayır, burada yapacak çok işim var.
Oh, no, I've got loads to do around here.
Benim de yapacak çok işim var.
And I have so much to do.
yapacak işimiz var 38
işim var 162
işim vardı 18
vardı 193
varoş 16
vargas 68
vardır 53
varmış 24
var mı 248
var mısın 123
işim var 162
işim vardı 18
vardı 193
varoş 16
vargas 68
vardır 53
varmış 24
var mı 248
var mısın 123
var ya 32
varsın 16
varım 207
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varsın 16
varım 207
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varvara vasilyevna 23
yapacağım 517
yapacağız 90
yapacak 54
yapacak bir şey yok 96
yapacaksın 87
yapacak işlerim var 158
var efendim 22
varsayalım ki 19
varvara vasilyevna 23
yapacağım 517
yapacağız 90
yapacak 54
yapacak bir şey yok 96
yapacaksın 87
yapacak işlerim var 158