Yerine dön Çeviri İngilizce
2,403 parallel translation
Evet, aferin yerine dön.
Yes, that's good. Go back.
Yerine dön.
Get back in.
- Yerine dön.
- Get back there.
sencede burada kalıp sorun yaratmak yerine, ışığa gitseydin daha mutlu olmazlar mıydı?
Don't you think they'd be happier if you crossed over Instead of staying here, causing trouble?
benden istediğini yerine getirebileceğimi sanmıyorum, çok istesem bile.
I don't think I'm gonna be able to give you what you're asking for... even though I'd like to.
Unutma, bu haftaki Cuma gecesi yemeğimiz 7 yerine 6'da.
Hey, don't forget, Friday night dinner is 6 : 00 instead of 7 : 00 this week.
Kal-El sesleri kesmeye çalışmak yerine neden tek bir şeye odaklanmıyorsun? Mesela kelebeğe.
Kal-El, instead of trying to force the noise out why don't you just focus on one thing like that butterfly?
peki sen niye senin yerine kaptan olmasını istemiyorsun hem de bu kadar...
But why don't you let him take over since you're...
Neden insanlar teslim olmak yerine hâlâ çubuk krakerlerini yiyorlar?
I don't understand. Why are the humans still eating their soft pretzels instead of surrendering?
Aslında gerçekten de boksör yerine slip don tercih etmiyorsunuz, değil mi?
Shoot. You don't really prefer boxers over briefs, do you?
Neden Florrick'ı, Wendy Scott-Carr yerine tercih ettiğini anlamıyorlar.
They don't understand why you prefer Florrick over Wendy Scott-Carr.
Hiç sigara kağıdımız yok onun yerine bunu kullanıyoruz.
We don't have any cigarette papers, so we're using that instead.
- Beni aptal yerine koyma.
Don't treat me like a fool.
Evet, bilmiyorum, ben kendimi mavi hippiler yerine bizim üniformalı çocukları desteklerken buldum.
Yeah, I don't know, I found myself rooting for our boys in uniform, not those blue hippies.
" Onca yola çıkıp okula gitmek yerine, neden burada buluşmuyoruz?
"instead of going " all the way across town to school, " why don't we meet there?
Ve kendini diğerlerinin yerine koymadıkça durumlarını algılayabileceğini sanmıyorum.
And unless you can put yourself in another man's shoes, I don't think you can really judge their situations.
Ama hiç üzülme dostum çünkü bende neşeni yerine getirecek bir şey var.
But don't take it to heart, buddy,'cause I got something that's going to cheer you up.
Bizi aptal yerine koyma.
Don't make a fool of us.
- Yeter ki kimse beni aptal yerine koymasın.
I don't care as long as you don't make fool of me.
Sözümü yerine getiremeyeceğimi, daha önemlisi Vince'in sözünü yerine getiremeyeceğini anlayacaktır o.
He'll understand that I don't deliver when I promised to and more importantly when Vince promises to.
Bunun yerine, neden David'e iyi haberi vermiyoruz?
Why don't we give David the good news instead?
Ve yerine getirmezsem sanırım beni görevimden aldığını söyleyeceksin.
And if I don't, I assume you're going to tell me that you've been ordered to relieve me of my command.
Brody'nin yerine gidiyorduk ama daha açık mı bilmiyoruz. Sen biliyor musun?
Uh, on our way to Brody's, but, uh, I don't think they're open yet, do you?
- Yerine geçersen başlayabiliriz.
Why don't you just take a seat and then we can get started.
Başka bir evrimsel süreç izlenmişse Uzaylılar suya bağımlı değiller ama su yerine başka kimyasallara bağımlılardır.
That have followed a different evolutionary path Aliens that don't depend on water, But on other chemicals instead.
Beni aptal yerine koyma ki, ben de seni koymayayayım.
Don't insult my intelligence, and I won't insult yours.
İnsanları kahraman yerine koyma, John.
Don't make people into heroes, John.
Bu kadar teknoloji karşıtı olmak yerine, birazcıkta olsa kullanmayı öğrenmen gerektiğini düşünmüyor musun?
Instead of being so anti-technology, don't you think that maybe, just... Maybe you should learn how to use it?
Onun yerine, siz iki hanım neden hazırlanıp hemen şimdi işe girişmiyorsunuz?
How about this instead : Why don't both you ladies put on your game faces right now... because you're going in right now.
- O zaman neden gidip Luther'a ve onun cin fırlatan yardakçılarına tutuklanmasıyla hiçbir alakam olmadığını söylemek yerine burada oturuyor gecenin bir yarısı bu soğukta beni gözetliyorsun?
Then why don't you get word to Luther and his gnome-throwing stooges that I had nothing to do with him getting arrested, instead of sitting out here in the middle of the night in the cold, spying on me?
Morgan zaten takımın dağılmasından korkuyor. Sen de nakil olursan, gerçi bu çok zayıf bir ihtimal dostlarını kendinden uzaklaştırmak yerine onlara yakın olman gerekmez mi?
Well, you know Morgan's scared of the team being broken up, too, and... if you are transferred, which might not even happen, don't you think it'd be better to be nice to your friends
- Lütfen Ajan Carmichael. Beni aptal yerine koyma.
Please Agent Carmichael, don't take me for a fool.
Dwight, bilmem haberin var mı artık bir şey içerken normal insanlar gibi bardak yerine garip sırt çantaları kullanmamız gerekiyor.
Hey, Dwight, I don't know if you heard, but we're supposed to be drinking out of weird backpacks instead of cups, like regular people.
Evie, yerine oturmazsan seni dışarı çıkaracağım.
Evie, if you don't sit down I'm going to take you out.
Aynen o şekildeydi ama Don Jose, kardeşinin dili yerine hayalarını kesti.
It was just like that but with your brother, instead of his tongue. Don Jose cut off his balls.
Yerine geçmem gerekse bile.
Oh, no. Don't worry, sir.
Bir MI5 memurunun yerine nasıl geçebildiğini anlamıyorum.
I don't understand how he could take the place of an MI5 officer.
Hadi, yerine geri dön.
I'm not looking.
Beni salak yerine koyma.
Don't take me for an idiot!
Bak, babamızın emirlerini yerine getirmek zorunda değilsin!
Look, you don't have to follow Father's order!
Bence aptalca olan manşet yarışmasının yerine her hafta okurlardan çizdikleri karikatürleri isteyelim ve en iyi olanını yayınlayalım.
Instead of the caption contest, which is stupid, why don't we let readers send in cartoons every week and we'll publish the best one?
Bütün parçalar yerine oturmadan basınla konuşmak istemiyorum.
I don't want to talk to the press until all the pieces are in place.
Peki şöyle yapsak bunca cephaneyi harcamak yerine oturup konuşmaya ne dersiniz?
So, what do you say we don't waste all this good ammunition on each other, and talk instead?
Yerine dön.
Sit back down.
Broda'ya her ne yalan uyduracaksan neden bunun yerine doğruyu söylemiyorsun?
Instead of whatever lie you're gonna tell Broda, why don't you just tell him the truth?
Gerçekten seni enayi yerine koymaya çalıştığını sanmıyorum Jay.
I don't think it was trying to make you look a mug, Jay.
- Bay Deever.. lütfen beni aptal yerine koymayın.
Mr. Deever, don't talk to me like I'm an idiot.
Neden bunun yerine sadece konuşmuyoruz?
Why don't we just talk instead?
- Utanmana gerek yok senin yerine ben hallederim.
Oh, don't be embarrassed. I'll take care of it for you.
Yapboz parçalarıyla ilgilidir, parçalar yerine oturana dek öyle olacağını düşünmezsin.
It's about puzzle pieces, things that don't look like they fit until they do.
Eğer mahkemeye karşı sorumluluklarını yerine getirmezsen düşmanının gelip seni öldürmesini beklemekten başka bir seçeneğin kalmıyor!
If you don't fulfill your courtroom obligations,... all you can do is sit here and wait for the bad guys to send hit men after you!
dönüyor 123
dondurma 106
dönmüşsün 59
döneceğim 198
dönüyoruz 28
döndüğünde 18
dönecek 30
döndüğümde 48
donanma 44
döndük 21
dondurma 106
dönmüşsün 59
döneceğim 198
dönüyoruz 28
döndüğünde 18
dönecek 30
döndüğümde 48
donanma 44
döndük 21