Zavallı Çeviri İngilizce
28,236 parallel translation
- Bir zavallısın.
- You're a loser.
- Zavallı kadın.
- Poor lady.
Şu zavallı şapşala bak.
Aww, look at the poor lummox.
o zavallı, harabeye çevrilmiş, tecavüz edilmiş, suistimale uğratılmış toprakların tek meşru hükumdarlarını.
The only legitimate ruler of that poor, ravaged, raped and abused land.
- Zavallı Odo.
- Poor Odo.
Zavallı Judith.
Poor Judith.
Elbette sürüyor, zavallı Roland.
Of course it remains, poor Roland.
Zavallı Britnay.
Poor Britnay.
Suçlamaların tamamıyla onun Catherine de Medici'nin yalanları reddedilmiş, çaresiz ve zehirli bir kadına istinaden. Ve benim onun kadar zavallı ve sevilmeyen biri olmamı istiyor.
Your accusations are based on the lies of Catherine de Medici, a jilted, desperate, poisonous woman who wants me to be as miserable and unloved as she is.
Zavallı bebeğim.
Oh, my poor little baby.
Zavallı şey.
Poor thing.
Yazık, zavallı Yorick.
Alas, poor Yorick!
Cornell'ın sonraki hedefi hangi zavallı şerefsiz olacak, bilmiyorum, ama uzun süre sana odaklanamayacak.
I don't know which poor bastard Cornell is onto next, but she is no longer focused on you.
Tom Lea zavallı ihtiyar Mingo'yu parasını kaybettiği için asla affetmeyecek.
Tom Lea ain't never gonna forgive poor old Mingo for losing his money.
Zavallı küçük adam.
Poor little guy.
- Zavallı ufak Bobby, sadece işini yapıyor.
You blamed everybody but yourself.
Zavallı ortağıma bakın mesela.
Look at my pathetic partner out there.
- Bu zavallı ruhu rahat bırakıp karanlığa geri çekilmeni istiyorum.
- I ask you to release this poor soul. and retreat back into the darkness.
Zavallı ve masum Blake Morreau da bu hela gibi yerde hayatı boyunca tıkılıp kalacak.
Poor, old innocent Blake Morreau... stuck here for the rest of his mortal life in this toilet.
- Götürün onu! -... zavallı ailenin başını da belaya soktun.
You brought this upon yourself.
Defol buradan seni zavallı.
Get out of here, you wretch.
... zavallı ailenin başını da belaya soktun.
Help me! ... and your poor family.
Zavallı Bobby yalnızca işini yapıyormuş!
Poor little Bobby, just doing his job!
Zavallı Lex, hep ayrılmayı isteyen bir kızı seven adam.
Poor Lex, just a guy that loves a girl who loves to leave.
Şimdi hem açız hem de zavallıyız.
Now we're hungry and pathetic.
Gördüğümüz her zavallıyı içeri alamayız.
We can't just take in every pathetic straggler that shows up.
Evet, zavallı Teresa.
Yeah. Just poor Teresa.
Hayır, ufak bir sıyrık için zavallı adamı meşgul etme sakın.
No, do not bother that poor man about a nothing paper cut like this.
Eğer bunu elimden alırsa, artık gazetecilik yapamam, elinde saçma hikayeler olan bir zavallıya dönerim.
If she takes that away from me, I am not a journalist anymore, I'm just a loser with a sad story.
Zavallı çocuğun çok üstüne gidiyor.
He dominates that poor boy.
Orda durmuş bütün öfkemin bu zavallı adama ve bisikletine akmasını izliyor gibiydim.
It was like a, um, you know, an out-of-body experience. I was standing there and I'm watching all my frustrations come flooding out on this poor guy and his bike.
Sizi zavallı, güzel şeyler. Güzellik tek bir şeyi güvence altına alır :
You poor, pretty things whose prettiness holds only one guarantee.
Ama sonuncusu her Bu zavallı ruhların Aynı kaderi yaşayacak
But every last one of those pathetic souls will suffer the same fate as your snakes.
Zavallı ağabeyime ve onun yetim çocuğuna bakıyorum ki bu da işimden, evimden vazgeçip kazanç olmadan çalışmam demek.
I'm looking after my poor brother and his motherless little lad which means I've had to give up my job and lodgings and work for nothing.
O zavallı adamın ölmesini sen istemedin.
You didn't wish the poor man dead.
Zavallı çocuğu gömebileceğiniz için memnun olmalısınız.
Mrs Cotton, you'll be glad to be able to bury the poor mite.
Peki ya senin zavallı annen?
What about your poor mother?
Cornwall'da gömdüğün zavallı bebekler ve ondan sonra olanlar yüzünden.
Because of all the poor babies you buried in Cornwall and after.
" Zavallı küçük şey.
" Poor little thing.
Zavallı Roy, Tanrım!
Poor Roy. God.
Zavallı Chip.
Poor Chip.
Kayıtta kulağa tatmin edici gelmiş olabilir ama içi boş ve zavallıcaydı.
It might've sounded convincing on tape, but it was empty and it was pathetic.
Ne liste hakkında ne de bu zavallı delikanlı hakkında bir şey biliyorum.
I don't know anything about a list and I don't know anything about this poor fella.
Zavallı piç.
Poor bastard.
- Deli Anderson, zavallı ve savunmasız bir adama saldırdı oluyor.
Crazy Anderson attacks a poor, defenseless man.
O zavallı kadına ne yaptınız?
What have you done to that poor woman?
Zavallı kızın beni mi onu mu dinleyeyim diye kafası karışıyor.
The poor thing is getting confused whether to listen to him or me.
Zavallı
It's pathetic.
- Ne oldu? - Ne oldu? - Zavallı çocuğum.
What's wrong?
O zavallı çocuğu öldürmesine ne sebep olmuş olabilir ki?
And what would make him go out and kill that poor kid?
- Zavallı çocuğum.
Oh, my dear child.
zavallım 26
zavallıcık 135
zavallı şey 169
zavallı adam 286
zavallılar 55
zavallı herif 18
zavallı ben 20
zavallı aptal 20
zavallı çocuk 243
zavallı bebek 22
zavallıcık 135
zavallı şey 169
zavallı adam 286
zavallılar 55
zavallı herif 18
zavallı ben 20
zavallı aptal 20
zavallı çocuk 243
zavallı bebek 22