English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ Z ] / Zavallı adam

Zavallı adam Çeviri İngilizce

2,003 parallel translation
Zavallı adam viskiyle birlikte yüksek oranda talyum içtiğini anlayacak kadar uzun yaşamaz.
The poor sucker never lives long enough to realise that he also just drank highly concentrated thallium.
Zavallı adam, bir hiç uğruna adamı harcayacaksın.
Poor guy, you'll screw him up for good.
Zavallı adam.
Poor man.
Zavallı adam.
Oh! Poor you.
O da, bu zavallı adamın ölümüne kafasının kesilmesi sebep olmamış.
beheading was not the cause of this poor man's demise.
Bu zavallı adamın ölüm sebebini henüz belirleyemedik.
We haven't yet determined the cause of death of this poor man.
Zavallı adam.
Poor guy.
Senin için önemli olduğunu biliyorum ama... -... zavallı adam daha ne kadar bunu yaşayabilir?
I know she meant a lot to you, but how much longer can we put him through this?
İnsanlar şöyleydi "oh zavallı adam"
People were always like, "oh, poor guy."
- Zavallı adam.
Poor guy.
Zavallı adam, ayağı kaymış olmalı.
Poor guy must have slipped.
Zavallı adam.
Oh, you poor, poor man.
Seni zavallı adam.
You poor man.
Oh, seni zavallı adam.
Oh, you poor man.
Bırakın zavallı adamı.
Leave him be, the poor guy.
Aurelian da öldü. Zavallı adam.
Aurelian died, poor guy.
Zavallı adam, büyük ihtimalle arabaların, öldürdüğün kadınlara ait olduğunu bilmiyordu.
That poor guy probably had no idea these cars belonged to the women you killed.
John, zavallı adamı yalnız bırak.
Little John, leave the poor man alone.
Bence o zavallı adamı hiç rahatsız etmemeliydik.
We never should have bothered that poor man.
Aman Tanrım, zavallı adamın trenin içinde bir yerlerde öksürdüğünü duyabiliyordum.
Oh, my God, I could hear the poor man coughing somewhere inside the train car.
Zavallı adam, ağlamak üzereydi.
Poor guy, he was on the verge of tears.
Zavallı adam!
Poor guy!
Zavallı adam seninle barışmaya gelmiş.
The poor guy has come to make up with you.
Zavallı adam seni buraya kadar getirmiş!
Poor guy brought you all the way here!
Bu zavallı adam gerektiğinden daha fazla yaşamış.
This poor fellow probably lasted longer than he should.
Joy marketten intikamını almak için kamyonu çalmaya karar verdiğinde,... zavallı adam kamyondan kutuları boşaltıyordu.
Some poor guy was unloading boxes when Joy decided to get her revenge on the store.
Zavallı adam kıç yalamak için yaratılmış.
Poor guy's hard-wired to kiss ass.
Tabi bu zavallı adamı da kullanmış.
And then made use of this poor gentleman as well.
Zavallı adam mı?
Poor guy?
Zavallı adam, ne kadar üzücü. Büyük bir nezaket göstererek jest olarak kızının düğününü orada yapmasına izin verdiler.
- So as a gesture of kindness... they let his daughter get married there.
Şimdi bir müvekkiliyle çıktı. Zavallı adam Şükran Günü'nde çalışıyor.
Poor guy's working on Thanksgiving.
Zavallı adam kendi başına.
Poor beggar's on his own.
Zavallı adam. Herhalde bütün kemikleri kırılmıştır.
He probably broke every bone in his body.
Araştırıp çalışır ve kendi kendine test yapardı, ama benim tek düşünebildiğim zavallı adam.
She would be studying and quizzing herself, and all I can think about is- - is the poor guy.
Ben zaman geçirirken, o öbür tarafa gitti. Zavallı adam.
I passed the time, he passed away, poor guy.
Zavallı adam.
What a loser.
Zavallı adam gözünü senden alamıyor kadın da ne yapsın?
Sort of petty, but that poor guy can't take his eyes off you so, what else is she gonna do?
Bu zavallı adam bir günde ortaya çıktı, kalbi kırıldı ve tekmeyi yedi.
This poor guy came out, got his heart broken and his ass kicked in one day.
O adam zavallının biri.
The guy's pathetic, he's a loser.
Zavallı, yetişkin bir adam eve karanlıkta gizlice sokuluyor.
It's pathetic, a grown man sneaking around in the dark.
Kim,'Hilekar'gibi zavallı bir adam için endişelenir ki.
Who concerns himself with pitiful men like the Trickster.
Senin tabirinle o uzun konuşma, zavallı sakat bir adamın kalbini ve hislerini ortaya koyması gibi geliyor bana.
That diatribe, as you call it, sounds like some poor crippled guy pouring out his heart and feelings.
Şişko adamın kitap okumaya çalıştığı zamanki kadar zavallıyım.
I'm as pathetic as the fat man when he tries to read.
Zavallı adam.
Poor fellow.
Tatlım, bu adam sapık bir katil senden Jet Ski kiralamak için kefil olmanı isteyen bir zavallı değil.
Sweetie, this is a psycho killer, not some loser who wants you to co-sign a loan for his Jet Ski.
Bu senin kabul ettirmeye çalıştığın şey. Zavallı adamı evine sen çağırdın.
You're the one who brought that poor man to your apartment.
Ve bil bakalım, kötü adam kim olacak... acaba kim, "Hayır, o tatlı sarışın kız ve zavallı adalı bebeği için... fıstık ezmesi alamazsın." demek zorunda kalacak?
Trust me, I know. And guess who gets to be the bad guy, who has to say, "no, you can't have peanut butter for the cute blonde and her poor island baby"?
Seni zavallı cesur adam.
You poor, brave man.
- Aylar sonra zavallının cesedi bulunur. Adam, küçük bir kutu ile beraber yeni parlak bir nişan yüzüğünü hala elinde tutuyordur.
Until they find the poor soul's body months later still clutching the little box with her shiny new engagement ring.
Düşük omuzlu, sadece ışıkta görünen boş, aptal suratlı, zavallı, dibe vurmakta kariyer yapmış bir adam gibi görünüyor fakat rüştünü ispatlamak için savaşmaya karar verdi.
He stands, stoop-shouldered, blinking in the light, hollow-chested like a dough-faced fall guy who's made a career of taking dives but has decided to get his manhood out of hockand take a shot at the title.
Zavallı, harap olmuş adam.
Poor wrecked guy.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]