Zavallım Çeviri İngilizce
3,569 parallel translation
Zavallım benim!
Aw. You poor thing!
O heyecandan ne diyeceğini bilmiyor zavallım.
He doesn't know what to say out of excitement. Poorthing.
Sanki zavallı bir insan gibiymişim gibi Jenna beni korumaya çalıştı.
The way Jenna jumped in to cover for me... like I'm some kind of loser.
Kokaine bağımlı olarak doğan o zavallı bebeklere hem yardım edip hem de onlara bir gelecek kazandırmanın bir yolu olduğunu söylesem?
What if I were to tell you there's a way to help those poor babies born addicted to crack and give them a future as well?
Zavallı piçi ben vurmuş olsaydım başından vururdum, dedi.
He said that if he'd have shot the poor bastard, he would have shot him in the head,
Zavallı adamı taciz etmeyin. Bırakın gitsin, tamam mı?
Don't harrass poor fella Just let him go, okay?
Ben bir zavallıyım.
I'm the loser.
Ben de bu akşam buraya gelip onlara düşündükleri gibi bir zavallı olmadığımı göstermek istedim.
So I told myself that I had to come tonight, to show them that I'm not the loser they all thought I was.
yeter ishika ben onun gözlerine baktım.... zavallı annesinden, kardeşlerinden bahsederken ve..
If you look into his eyes, you will see an honest man. Enough lshika.
Sadece bu zavallı kıza yardım etmeni istiyorum.
I just wanted you to help that poor girl. And I am.
Woody, profesyonel görüşüne göre bu zavallı adamın bir vampir saldırısının kurbanı olma ihtimali var mı?
Woody, in your professional opinion, is it possible that this poor man was the victim of a vampire attack?
"Zavallı" demediklerinden emin olmak için iki kez kontrol etmem gerekti, çünkü arkadaşlarım zavallı olduğumu düşünüyor.
I had to double-check it to make sure they didn't say "pathetic," which is what all my friends think I am.
Zavallı halde olduğunun farkında mısın.
You are so damn pathetic.
Hadi zavallı Bayan Gillibrand'a bakalım.
Let's look in on poor Mrs. Gillibrand.
Eğer o numaraların işe yaradığı birine rastlarsan zavallı kıza ofisime gelmesini söyle de ona bir penisilin vuralım.
If that line ever works for you, you tell that poor girl to come see me at my office, so I can dispense the penicillin.
Hayır, yani elbette ki öldüğü için sevinmiyorum zavallı şey, kalbi çok temizdi.
No. I mean, of course, I'm not happy that she died- - poor thing, bless her heart- - but it does mean that her house is available, and I have wanted to live in that house since I was a tiny girl.
Zavallı nişanlım arbalet olayından sonra hala koltuk değnekleriyle tırmalıyor. Onu öylece bırakıp gelemem.
My poor fiancé is still hobbling around on crutches thanks to that terrible crossbow incident, and I just don't feel right leaving him all by himself.
Benim zavallı, sürgün edilmiş kimsesiz arkadaşım neler yapıyor?
What has become of my poor, sweet, exiled little waif?
O yüzden yanımda benim kadar zavallı arkadaşlarımı da götürüyorum.
I want to bring my sad and pathetic friends with me.
Burada böyle reddedilmiş üç zavallı gibi oturmamıza karşıyım.
I refuse to sit here and see the three of us be miserable, all right?
Eğer zavallı grubuna katılmamı istediğin için buraya geldiysen, cevabım hayır.
If you've come here to ask me to join your little group, the answer is no.
Ve senin zavallı konserlerinden bıktım.
And I'm sick of those pathetic concerts.
En sonunda benim zavallı avım geri döndü!
At long last, My wretched quarry returns!
Ben bir zavallıyım.
I'm such a loser.
Zavallı uşaktan hala bir haber çıkmadı.
No news yet for the poor valet, I'm afraid.
"Bu zavallı kız yüksek düzeydeki özel bir okulda vahşice öldürüldü alıntı : bu bana göre kesinlikle squash takımı kaptanının işiymiş gibi gelmiyor."
"This poor girl was brutally murdered " at a high-end, private school and, quote, "'this doesn't sound like the work
Carmencita, çok zavallıyım.
Carmencita, I'm so poor.
Zavallı adama yardım lazım.
Poor guy needs help.
Ben kekeme, burslu, zavallı bir adamım.
I'm a poor man with a stammer and a scholarship.
Tanrım, zavallı kız.
God, that poor girl.
Beni o zavallı kıza karşı biraz suçlu hissettirdin.
You made me feel rather guilty about that poor girl. Oh, I'm sorry.
Yoksa yemin ederim ki Michelle, seni dava etmekle kalmam o zavallı hayatının geri kalan her bir gününde acı çekmeni sağlarım!
I will make you suffer every single day for the rest of your miserable life!
Aşağı tabakadan, dejenere olmuş, zavallı bir bağımlı değilim ben.
I'm not some low-life degenerate addict-loser.
Olay yerine ilk ben gitmiştim ve size şunu söyleyeyim, o fotoğraflar Matt Benson'ın zavallı karısına yaptıklarını anlatmaya yetmez. Matt Benton mı?
I was the first one on the scene, and I gotta tell you, the pictures don't even do it justice, what Matt Benton did to his poor wife.
Belki bu zavallı şeyi de onarırım.
Maybe I can fix this poor thing.
Vatanımızın sahip olduğu bir şeyi çalmak için oldukça zavallı bir sebep.
For a reason to steal our republic's asset, that's quite pitiful.
Biliyorum çoğunuz bu fotoğraflara bakıp tanıştığımız en zavallı insan bu diye düşünüyorsunuz.
( laughter ) I know most of you look at these photos and think, this is the saddest human being we've ever met.
"Daha nasıl oluyor da bu kadar aptal bir adam, bu zavallı kadınlara bu kadar çekici geliyor anlayamadım"
"I have not yet been able to determine how such an oafish man is so attractive to these poor, young women."
Zavallı adama yedi yıl boyunca kur yaptırdım.
I made that poor man court me for seven years.
Gelin bakalım sizi zavallı piç kuruları!
Come on, you miserable sons of bitches.
Tanrım. Zavallı çocuk.
Oh, my God, this poor kid.
O kadar garip ve zavallısın ki bana karşı bir hamle yapmadığına şaşıyorum.
You're so weird and pathetic, I'm surprised you haven't gone after me.
Aman Tanrım, zavallı bebeğim.
My goodness, that poor baby.
Ama sana söylemeliyim ki, şu an müşterimle birlikte oturuyorum, ve sen bu zavallı hasta bayanın jüri karşısına çıkmasını istemezsin.
But I gotta tell you, I'm sitting with my client right now, and you do not want to put this poor sick woman in front of a jury.
Sen zavallısın adamım.
Oh, man, you're pitiful.
Zavallı bir çocuğu alıp pilavla besledim. Onu bir şampiyona çevirmeye çalıştım.
When I picked up a pathetic child and fed him rice as I tried to turn him into a champion.
Bana zavallı yaşamının değerinden çok daha fazlasını borçlusun,.. ... ama bunu yapmak zorundayım.
You owe me so much more than what your pathetic life is worth, but this will have to do.
Az önce araç vermeye çalıştığımız zavallı kadının ailesinden bir telefon çağrısı aldım.
I just received a telephone call from the family of the poor lady who we tried to give the car to.
O kadar zavallı mı görünüyorum ben?
My look at have so pitiful.
Zavallı kız benim yaşımın yarısı kadardı.
The poor girl was half my age.'
Ben zavallının tekiyim, özür dilerim.
I'm sorry I'm so pathetic.
zavallı 389
zavallıcık 135
zavallı şey 169
zavallı adam 286
zavallılar 55
zavallı herif 18
zavallı ben 20
zavallı aptal 20
zavallı çocuk 243
zavallı bebek 22
zavallıcık 135
zavallı şey 169
zavallı adam 286
zavallılar 55
zavallı herif 18
zavallı ben 20
zavallı aptal 20
zavallı çocuk 243
zavallı bebek 22