English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ Ü ] / Üvey babam

Üvey babam Çeviri İngilizce

347 parallel translation
Evet, o üvey babam.
Yes, that's my stepfather.
Dick, bu üvey babam Profesör Humbert.
Dick, this is my stepfather, Professor Humbert.
Lütfen üvey babamın ölümünü açıklığa kavuşturun.
Please clear up my stepfather's death
O benim üvey babam ve o istemedikçe geri dönmem. Anlıyor musun beni?
He's my stepfather, and unless he says so, I'm not going back.
Ama üvey babamı da evlatlık edindi ikimiz birden onun yerine geçemeyiz, değil mi?
But he's adopted my stepfather too... and we both can't succeed him, can we?
Yalnızca gerçek babamı değil üvey babam Tiberius'u da öldürdüm.
Not only did I kill my natural father, I also killed my adoptive father, Tiberius.
Bu üvey babam.
This is my stepfather.
O benim babam değil, üvey babam.
Uh he's not my father. He's my step father.
Ben onunla oturmazdım, ki ben de üvey babamı öldürdüm.
I wouldn't sit with him, and I killed my stepdaddy.
Sanırım kötü bir üvey babamız oldu.
I think we've got a terrible stepfather.
Neden derseniz, üvey babam beni yetiştirme işini devralmaya karar verdi
That was because my stepfather decided to take over my ubringing
Bir keresinde, üvey babam o kadar kötü vurmuştu ki, yere yapışmıştım.
One time, he hit me so badly, that I had to crawl on the floor
Neden derseniz, üvey babam beni yetiştirme işini devralmaya karar verdi
That was because my stepfather decided to take over my upbringing.
Bir keresinde, üvey babam o kadar kötü vurmuştu ki, yere yapışmıştım.
One time, he hit me so hard, that I had to crawl on the floor.
Çünkü üvey babam durmadan beni sıkıştırıyordu.
Because my step-father kept coming on to me.
O benim üvey babam. Hala ayyaş mı?
Is he still a drunk?
- Hayır, üvey babam.
- No, that's my step-daddy.
- Umarım bu adam üvey babam olmaz. - Neden.
- I hope that man's never my step-daddy.
Ondan sonra üvey babam mesleğini Londra'da icra etmek için çalışmalarını bıraktı ve hayatımızı sürdürmek üzere bizi Stroke Moran'daki dedelerinden miras kalan evine getirdi.
My stepfather then abandoned his attempts to establish himself in practice in London and took us to live in his ancestral house at Stoke Moran.
Daima, üvey babamın vahşi hayvanlara karşı ilgisi vardır.
Always, my stepfather has a passion for Indian animals.
Ama üvey babam Hank'i özlemiyorum.
But I don't miss Hank. He's my stepdad.
Dün hepiniz, benim ve üvey babamın kıvranışını seyrederek iyi vakit geçirdiniz.
Yesterday, uh... You all had a good time watching me and my stepfather squirm.
Üvey babam, üvey erkek kardesim ve üvey kiz kardesimle yasiyorum.
And I live with my stepdad and my stepbrother and stepsister.
Bu üvey babam Jerry.
And this is my stepfather, Jerry.
Dwight'ın üvey babam olduğunu ve onları aradığını biliyor muydu?
He knew that Dwight was my stepfather and he'd call Fish and Wildlife?
Gus benim üvey babam.
Gus is my stepdad.
O benim üvey babam.
He's my stepfather.
Evet, bu üvey babamın topuydu.
Yeah, well, uh, that was my stepdad's ball.
Aslında, üvey babam.
Uh, Actually, My Step-Dad.
Abla, üvey babamı kaybettim, seni de kaybetmek istemem!
Sister, I've already lost my adopted father. I don't want to lose you, too.
Annem yeni intihar etmişti, üvey babam da tekrar hapse girmişti.
Mom had killed herself, stepdad was in jail.
Bir kaç güne üvey babam olacak.
He'll be my stepfather in a few days.
Annem ve üvey babam hariç.
Except for my mother and stepfather.
Hayır, o üvey babam...
No, that's my stepdad.
Ben büyürken, babam evi terk etmişti annem ölmüştü ve üvey babam hapse girmişti.
I mean, when I was growing up, my dad left and my mother died and my stepfather went to jail.
O ve üvey babam iyi birer arkadaş.
He and my stepdad are great friends.
- O benim üvey babam.
- He's my stepfather.
Öyle görünüyor ki üvey babamın bir sonraki şartlı tahliye memuru henüz doğma bile doğmadı.
It looks like my stepfather's next parole officer ain't even been born yet.
- Bu benim üvey babam, gitmeliyim.
- That was my stepfather. I have to go, now.
Thierry, üvey babam.
Thierry, my stepfather.
- Evet. Sonuçta üvey babamızın üzerinde iyi bir izlenim bırakmak isteriz.
After all, we wanna make a good impression on Stepdaddy.
Sonunda üvey babamızla tanışabileceğiz.
I can't believe we finally get to meet Stepdaddy.
Evlilik bahanesiyle Kore'ye dönüp üvey annemin kontrolünden kaçarak yatalak babamın farklı isimdeki banka hesabını bulacağım.
Once I return to Korea with the marriage as an excuse, avoiding my step-mother's control, I'm going to find my bed-ridden father's bank account under a different name.
- O benim babam değil! - Senatör, Raymond'ın üvey babası olur.
- He's Raymond's stepfather.
Babam böyle yaşamayı asla kaldıramazdı. O yüzden üvey annemle konuştu.
He could never stomach living a lie like that, and he told her so.
Helen hala babamın üvey kardeşi.
Aunt Helen's my father's half sister.
Evet, üvey anne ve babam genelde aile düğünlerinde bu şeyleri verirlerdi.
My adoptive parents often give these... things at family weddings. Yes. A human custom.
Sonra babam onunla San Francisco'ya taşındı... ilk üvey annem
So, Dad moves to San Francisco with her... my first stepmother.
Babamın şans yüzüne güler ve Barbara ile evlenir... gerçekten sevdiğim tek üvey annemle.
Dad gets lucky and marries Barbara... a stepmom I actually liked.
özellikle mi abuelito... büyükbabam, babam... üvey annem, Dolores, hepinizi çok seviyorum... y Los Vatos Locos.
especially mi abuelito... my grandfather, my father... my stepmom, Dolores, who I love very much... y Los Vatos Locos.
Babam, kız kardeşim ve üvey annemle aram pek iyi değildi.
I had little in common with my father, my sister and my step-mother.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]