English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ Ü ] / Üvey anne

Üvey anne Çeviri İngilizce

163 parallel translation
Kendimi kötü üvey anne gibi hissettiriyorsun.
Now I feel like the proverbial stepmother.
- Günaydın, üvey anne.
Good morning, Stepmother.
Peki, üvey anne.
Yes, Stepmother.
Evet, üvey anne.
Yes, Stepmother.
Ah, teşekkür ederim, üvey anne.
Oh, thank you, Stepmother.
Annem öldükten sonra Kızılderili bir üvey anne isteyip istemediğimi sordun mu?
Did you ever ask me how I'd like an Indian stepmother after Ma died?
Bir anne, hatta bir üvey anne, erkeğin hiç anlayamayacağı şeyler hisseder.
A mother, even a foster-mother, feels things no man could ever understand.
Bir parça üvey anne modundasın.
You're a little bit like a mother-in-law.
- Yani, üvey anne.
- I mean, Stepmother.
Güzel döşemeni pis kıyafetlerimle kirletmemeye dikkat ederim, üvey anne.
I'll be careful not to dirty your nice upholstery with my dirty, filthy clothes, Stepmother.
Özür dilerim, anne... üvey anne, 12 : 30 dedin sandım.
Sorry, Mother... Stepmother, I thought you said 12.30.
- Çalışıyorum, üvey anne, çalışıyorum.
- Well, I try, Stepmother, I really try.
Biliyorum, üvey anne.
Yes, I know you do, Stepmother.
- Kim geliyor, üvey anne?
- Who is it, Stepmother?
- Söylediğim gibi anne... üvey anne.
- Just like I say, Mother... Stepmother.
Başka bir şey var mı, üvey anne?
Will there be anything else, Stepmother?
Hayır beni sen davet etmedin, üvey anne.
No, you didn't invite me, Stepmother.
Müsrif üvey anne, küçük çocuklar ya da başkası için kendisini satan kızın nerede?
" Where's the daughter who gave herself for her consumptive stepmother and for the little children... of another?
Artık bana azize üvey anne rolünü oynamana gerek yok.
You don't have to play the martyred stepmother to me any more.
Artık bana üvey anne değil de anne diyor.
He's calling me maman now, instead of stepmother.
Bunları sizi soğutmak için söylediğimi sanmayın babacığım, sonuçta bir üvey anne olacaksa onun olmasını tercih ederim.
I do not mean to make you dislike her. I like this stepmother as well as any other.
Bana hep masallardaki kötü kalpli üvey anne gibi davranıyor.
She treats me like a wicked stepmother in a fairy story no matter what I say.
Bir tane daha mı, üvey anne?
Another one, Stepmother?
Artık kötü üvey anne değilim.
I'm no longer just the evil stepmother.
- Benim favori rolüm, kötü üvey anne.
- My favorite role, the wicked stepmother.
Evet, üvey anne ve babam genelde aile düğünlerinde bu şeyleri verirlerdi.
My adoptive parents often give these... things at family weddings. Yes. A human custom.
Kötü üvey anne... ama ben onun üvey annesi değilim tabi.
The wicked stepmother... except I'm not her stepmother.
Çocuk üvey anne babaya iade edilebilir.
He could be returned to his adoptive parents.
Her ne kadar Bajorlu üvey anne babasının ona sevgiyle davrandığına ikna olsam da,... Rugal bu komplonun açıkça kurbanı olmuştu.
Although his Bajoran foster parents treated him with love, Rugal has been the victim in this conspiracy.
Hangi kız üvey anne olmak ister ki?
Which girl would like to be a step mom?
Oğlum için bir üvey anne istemiyorum.
I don't want a step mom for my son.
Sen üvey anne olacaksın.
You'd be a step-mother
Ancak kötü ruhlu üvey anne olan tanrıça Hera Herkül'ü o kadar kıskanmış ki bir gece sinsice odasına girerek beşiğine iki tane zehirli yılan bırakmış.
But the goddess Hera, the wicked stepmother, was so jealous of Hercules... that one night she crept into his room and put two deadly snakes in his cradle.
Esrarengiz üvey anne hakkında bir şey bulabiliyor musun?
Are you finding out anything about the mystery stepmom in there?
Emily'nin üvey anne babasının ikisi de kaza sonucu ölmemiş.
Emily's adoptive parents are both dead by no accident.
Canını en çok sıkan ne üvey anne?
What bothers you more, Stepmother?
Tabii, burada oturup soğukta ağlamak üvey anne nasihati dinlemekten çok daha üstün kesinlikle.
I can see how sitting out here in the cold and snow, crying seems like a far superior idea to listening to a stepmother.
Ona üvey anne diyemem pek.
I'd hardly call her my stepmother.
Üzgün üvey anne rolü oyna.
Then just try to act like a grief-stricken stepmother.
Arzularımı erteleyip duruyor genç bir adamın iliğini kurutan bir üvey anne yada bir dul gibi.
She lingers my desires like to a step-dame or a dowager long withering out a young man's revenue.
- Kör üvey anne. İyi bir fikirdi.
- The blind foster-home mother.
Ben de üvey anne mi oluyorum?
I'm the adopted mother?
Senin için çok zor olmalı, canım, seninle baban arasına bir üvey anne giriyor.
It must be very disagreeable, my dear, to have a stepmother coming between your father and yourself.
Bir üvey anne olarak görevinizi yapıyorsunuzdur.
As step-mothers go, I think you try and do your duty.
- Evet, sevgili üvey anne.
Yes, dear stepmother.
- Evet, sevgili üvey anne?
- Yes, stepmother, dear.
Bayan Verver seninle üvey anne-oğul olduğunu, en az kocasının da eşi olduğu kadar bilmeli.
Mrs. Verver should be known less as your mother-in-law, and a little more as her husband's wife.
Nefret attiğim bir üvey baba, sürekli onu savunan bir anne ve beni doğum günümde bile aramayan babama ne dersin?
How about a stepfather I hate and a mother that defends him, and a father that never calls me, not even on my birthday?
Bazen üvey bir anne daha iyi olabilir.
Sometimes a foster mother " s better.
Hep kavga ederdik, Mary Anne ile ben ve üvey babası.
We fought all the time, Mary Anne and me and her stepdad.
- Siyah anne ve siyah üvey baba olarak.
- His black mother and black stepfather.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]