English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ Ş ] / Şanslı

Şanslı Çeviri İngilizce

33,348 parallel translation
Şanslıysak beş dakikamız var!
We've got five minutes if we're lucky!
Geceleri 3 saat uyursam şanslıyım.
I'm lucky if I sleep three hours a night.
Ve bu işe sahip olduğum için şanslıyım.
A-And I'm lucky to have that job.
Bugün şanslı gününüzdesiniz.
This is your lucky day.
Ne şanslıyım.
Ah. Lucky me.
Evet, şanslıyım.
Yeah, I'm fortunate.
Tripp, çok şanslı bir herif çok hem de. Ama ben iyiyim. Merak etme.
Tripp, you know, he's a very lucky guy, very lucky guy, but I'm fine.
Bu kez şanslıydın Nash.
We got lucky, Nash.
Rhys çok şanslıydı.
Rhys was very lucky.
Çok şanslı olursan, orası başka. Öylesin de zaten.
Unless you're very, very lucky, which you are.
Yarın bu kadar şanslı olamayabilirsin.
Tomorrow might not be so lucky.
Şanslıysak bahsettiğiniz Rus'u işaret eden bir telefon numarasına ulaşabiliriz.
Any luck, they'll be able to pull a phone number that points to the Russian you two like.
Şanslıysak onu bir tanesinde bulacağız.
With any luck, they'll find him in one.
Öyle, ya da en çok şanslı olanlar.
Yes, or those who have the most luck.
Güçlü de olsalar, şanslı da olsalar.
Whether they are strong or lucky.
Anneannemin anneme, annemin de bana verdiği şanslı kolyem yanımda.
I've got my lucky ruby lavaliere that my grandma gave to my mom and she gave to me.
Benim çocuklarımın hepsi büyümüş olabilir ama artık küçük çocukların yanında yaşayacak kadar şanslıyım.
Like, my kids are all grown up, but now I'm lucky enough to live next to little kids.
Çok eğlenceli bir yerin yanında yaşadığım için ne kadar şanslı olduğumu düşüneceğim.
Nope, I'm gonna think how lucky I am to be living next to so much joy.
Barınakta boş yer olduğu için şanslıyız.
We're lucky the shelter had some space.
Anlaşılan şanslı günündesin şampiyon.
Looks like it's your lucky day, champ.
Anlaşılan şanslı günündesin.
I guess it's your lucky day, champ.
- Çok şanslı birisin.
- You're a very lucky man.
Ne kadar da şanslısın.
Lucky you.
- Galiba bu beni özel yapıyor değil mi? - Hayır, bu seni şanslı yapıyor.
I guess that makes me special, doesn't it?
Şanslı birisin ama değil mi?
But you're lucky, right?
Şanslı herifsin.
You're a lucky guy.
Geçen sefer şanslıydın.
Us? You got lucky last time.
Gama partiküllerinin tekrar eski güçlerine döndüğünü anlayabilirim fakat Drenkov'un sırf şanslı olduğum için bir kahraman olduğumu söylediğinde...
I could tell when the gamma particles had finally powered up again, but when I heard Drenkov say that I was only a hero because I was lucky...
Yanlız olduğunuz için şanslısınız.
You're lucky to get one of the singles.
Şanslı piçin tekisin biliyorsun, değil mi?
Lucky sumbitch, ya know that, right?
Şanslı günündesin.
You've been on a roll.
Sanırım sen ve Jamie şanslıydınız.
Guess you and Jamie just got lucky.
Şanslısın ki, Mitch Morgan'ın teorileri genellikle doğru olur.
Lucky for you, Mitch Morgan's theories are usually right.
Nasıl bu kadar şanslı olabildim?
How did I get so lucky?
Sadece Isabella'nın ne kadar şanslı olduğunu düşünüyordum.
Oh. Well, I was just thinking... how darned lucky Isabella is.
Ben kasaya ulaşması gereken güzel oynak banka soyguncusunu oynayacağım, sen de ona şifreyi söyleyen şanslı çalışanı oynayacaksın.
I will play the beautiful, coquettish bank robber who needs to get into that safe, and you... get to play the lucky young shopkeeper who gives her the combination.
Şanslısın ki seni geri gönderiyorum.
Lucky for you, I'm sending you back.
Seni sevdiğim için şanslısın.
You're lucky I like you.
Amma şanslıymışsın, dedektif.
Well, you're in luck, Detective.
Azrail'in bıçağını asla sana karşı kullanmayacağım için şanslısın, kardeşim.
You're lucky I'd never use Azrael's Blade on you, brother.
Şanslısın.
You're lucky.
Şanslı kadınmışım.
Lucky me.
Maze şanslı bir kız.
Maze is a lucky girl.
Bu şanslı arabam.
This is my lucky car.
Diğer kurban şanslıymış.
The other victim was lucky.
Tek başınayken 300 beğeni alırsan şanslıydın.
When you were solo, you were lucky to have 300 "likes."
Şanslısın ki sinirden köpürüyorum ve bunu birine püskürtmem lazım.
Well, lucky for you, I'm sitting on a lot of anger, and I need to squirt it at somebody.
Ve şanslıyız ki kaybolduğu sırada
And as luck would have it, at the time of her disappearance,
Yoksa benim şanslı günüm mü?
Or is it just my lucky day?
- Ne şanslıyım.
- Lucky me.
Şanslılar.
They're lucky.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]