English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ Ş ] / Şanslısınız

Şanslısınız Çeviri İngilizce

1,807 parallel translation
Hanginiz şanslısınız bakalım.
Hey, baby, who's it gonna be? You could be the lucky winner. Hey, I got two mil, two million.
Kovulmadığınız için şanslısınız.
You're lucky you're not fired.
bir tane bulabilirseniz şanslısınız.
you'd be lucky to find one.
- Yani çok şanslısınız. Eğer oysa...
- You're pretty lucky, if that's it.
Mortgage aldığınız için bile şanslısınız.
You'lucky to be getting mortgage.
Şanslısınız ki bunu boş bir tehdit olarak değerlendiriyorum.
It's fortunate for you that I consider your threats idle.
Şanslısınız, paket çok yakınınızda.
You're a lucky guy, we have your package real close by.
Benim gibi bir arkadaşınız olduğu için şanslısınız.
You're lucky to have a friend like me.
Sizi henüz tutuklamadığım ve çıkışı olmayan kahrolası bir deliğe tıkmadığım için şanslısınız.
You're lucky I haven't already arrested your sorry ass and thrown you in a dark fucking hole with no fucking exits.
Şanslısınız. Yoksa bir SP-435'e boyun eğmek zorunda kalabilirdiniz. Ve de noter mektubuna.
Or else you'd run the risk of having to submit an SP-435 and a letter of notary.
Çok şanslısınız.
You are very lucky.
Tanrım, doğum konusunda doğuştan şanslısınız.
God, you've got a gift for delivery.
Şanslısınız, benim Yahudi arkadaşım yok.
Lucky for you, I don't have any Jewish friends.
Bayanlar, bugün çok şanslısınız.
Ladies, you are very lucky today.
İtiraf etmeliyim ki, çok şanslısınız.
You are lucky, I'll give you that.
Dahi olmadığınız için şanslısınız.
You're lucky you're not a genius.
- Eğer seni taşıyabilirse şanslısınız.
- You're lucky if it can carry you.
Birbirinizle olduğunuz için çok şanslısınız.
You don't realise how lucky you are to have each other.
Çok şanslısınız.
Damn lucky.
Bunlardan birini almadığınız için çok şanslısınız Bay Blank.
You're very lucky you didn't get that one, Mr. Blank.
Şanslısınız, çünkü kazançlı bir işe alınmak üzeresiniz.
Lucky for you, you're about to be gainfully employed.
Bu akşam çok şanslısınız.
Well, tonight must be your lucky night.
Şanslısınız, onu tedaviye alacaklar.
You're luck, they're going to take him.
- Siz çocuklar şanslısınız.
- You guys are lucky.
Sizi bulduğumuz için şanslısınız.
It's a good thing we found you.
Sürücü size çarpmadığı için şanslısınız.
You're lucky he missed you.
Hala açık olduğum için şanslısınız.
You know, you boys are lucky I'm still open.
- Cidden çok şanslısınız.
- You'll love?
Çok şanslısınız, Bay Strange.
- You're a very lucky man.
Beni aradığınız için şanslısınız.
You're lucky you came to me.
Şanslısınız, aynı zamanda şanssız da.
You're lucky, but also unlucky.
Geldiği için şanslısınız.
Lucky he came.
Böylesi bir zamanda, böyle harika bir bölümün parçası olduğunuz için çok şanslısınız.
You are very fortunate to be a part of this amazing institution at such a dynamic time.
Savaş meydanında benimle karşılaşmadığınız için şanslısınız.
Lucky for you we didn't meet in battle
Çok şanslısınız efendim. Çok güzel bir at.
Very lucky man, sir, she's a great horse.
Buraya bir mimar ile geldiğiniz için şanslısınız.
You guys are lucky you came here with an architect.
Siz kızlar çok şanslısınız.
You two have luck!
- Çok şanslısınız Doktor Weaver.
You just got very lucky, Dr. Weaver.
Çok şanslısınız.
What luck.
Şanslısın ki hala çalışıyorum ve yapayalnızım.
You're lucky I'm still up working and I'm alone.
Yakın gelecekte böyle bir olayla karşılaşmamız beklenmiyor. Aslında kendimizi epey şanslı sayabiliriz insanoğlu yeryüzüne ayak bastığından bu yana okyanuslardaki koşullar çok az değişim gösterdi.
In fact, we can count ourselves lucky that conditions in the world's oceans have barely changed since human beings have walked on the planet.
Şanslı olmadığınız ya da herif tecavüz etmediği sürece, korkarım ki kız tek başına.
Unless you get lucky or he screws up, I'm afraid she's on her own.
Ama onun... Bazı insanların anne ve babaları, ofiste, fabrikada falan çalışır her gün, ama biz şanslıyız.
But what she doesn't... what Barbara doesn't realize... is that women find me... you know... attractive.
Kız kardeşin olduğu için şanslısın.
You're lucky to have a sister.
Şanslısın, cılız adam.
You are in luck, wimpy man.
Şanslı kızın ismi Ethel Walters.
The lucky gal's name is Ethel Walters.
Bu şanslı kız, Milano modasının en şık elbisesini alacak.
This lucky girl is getting one of Milan's finest.
Şanslıymışsınız, ayakkabılarınız da uyuyor mu?
How lucky. Do you wear each other's shoes too?
Şanslılığınız için 100 $'ınız.
Here's $ 100 for your luckiness.
Bayan Garza'nın tanıklığı şahibeye düşüyor, mahkemede söyleyecekleri kabul edilirse, şanslıyız.
Mrs. Garza's testimony is tainted, we'll be lucky if anything she says is admissible in court.
Ona sahip olduğu için çok şanslısın.Senin gibi bir kız..
You're lucky to have him, a girl like you.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]