English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ 3 ] / 30

30 Çeviri İspanyolca

41,556 parallel translation
Muhtemelen 30 dakika bile ayık değildir.
Probablemente ni 30 minutos sobrio.
30,000 tane vardı.
Habían 30 mil.
30 saniye içinde çıkıyoruz.
Transporte en camino. A 30 segundos.
Bu kadar saçmalık yeter... 30 saniye.
De acuerdo, ya esta bien de mentiras por ahora... 30 segundos.
Park 30 dakika içinde kapanıyor.
El parque cerrará en treinta minutos.
Saat daha 10 : 30.
Son casi las 10 : 30.
- Öyle yatalım demiyor... tamam mı?
- Ahora tenemos 30 y enfadadas. - No estoy sugiriendo que... No lo hagas, ¿ de acuerdo?
Adli tıp, yarım saat önce mermiyi buldu.
Los forenses encontraron la bala hace 30 minutos.
20 bin, 30 bin civarı kovan var.
Son 20 o 30 000 colmenas.
Eğer hala gitmekte ısrarcı olursanız... siz oraya ulaşmadan 30 dakika önce Nirmal'in binasını havaya uçurmuş oluruz.
Si todavía insiste en ir, entonces vamos a hacer estallar el edificio de Nirmal media hora antes de que usted llegue allí.
Geçen hafta... 30 polis memuru öldürüldü.
La semana pasada, treinta policías fueron asesinados a sangre fría.
30 yıldır bu işin içinde.
Lleva 30 años en el negocio.
30'luğun sokak değerini 2.5 milyona çıkartıyorsun, değil mi?
¿ Tú los conviertes en treinta? Y al por menor ganamos dos millones y medio, ¿ verdad?
Çünkü Charles Kemp'e karşı güvenilirliğimin % 30'unu yaktım.
Porque acabo de perder un 30 por ciento de mi credibilidad con Charles Kemp.
Canın cehenneme, diğerleri 30'a satıyor, sen niye 48'e satıyorsun?
Esa mierda en los Quartieri está en 28-30 euros el kilo. ¿ Cómo coño es posible que la vendáis vosotros en 48?
- 30 yaşında bir çocuk için mi?
- ¿ Para un chico de 30 años?
- 30'lu muydu?
¿ Tienes Percocet? Sí.
Bana 30 saniye ve vücudunuzun haritasını çıkarma izni verirseniz ben de size plastik aksiyon figürünüzü vereceğim.
Deme 30 segundos y autorización para mapear todo su cuerpo, y le daré su propia representación plástica.
15 : 30 6 Mayıs 1937.
3 : 30 p. m., 6 de mayo de 1937.
30lar olabilir ama Jersey hala Jersey.
Puede que sean los años 30, pero Jersey es Jersey.
Resmen 30'lı yılların sonundayız.
Estamos oficialmente a finales de los 30.
Ayrıca 30 küsür yaşında bir oyuncu olduğunu da biliyorum. Dahası bu işten önce Nashville'de sadece 3 bölümde oynadığını da biliyorum.
También sé que eres un actor de treinta y tantos cuyo rol más importante fue una racha de tres episodios en Nashville.
Yani demem o ki, son 30 yılda hayatıma bir girer, bir çıkarken, ben gerçekten... anlamadım hatta hiç anlamayacağım. Rica ederim buradan defolup gider misin?
Quiero decir, tú... has entrado y salido de mi vida los último 30 años de la manera en que lo has hecho y... no lo entiendo y jamás te entenderé a ti, así que sal de una puta vez de aquí.
Evet, 30 dakikaya orada olurum.
Sí, estaré allí en 30 minutos.
Büyük ihtimalle yirmili yaşların sonunda.
Probablemente al final de los 20, casi 30.
30 yıl aynı adamla evli kaldım.
He estado casada 30 años con el mismo hombre.
30 dakika içinde Patsy's'de olurum.
Estaré en el Patsy's en unos 30 minutos.
Dış çevre uzunluğu 30'a 24.
Bueno, el perímetro exterior es de 30x24.
30 Carlos tanıyorum.
Conozco a 30.
Tamam. 30 dakikada bir kontrol edilecek.
La controlaremos cada media hora y espero que tengáis razón.
Şimdi serbestçe dolaşan potansiyel tehlikeli 30'dan fazla kişi var.
Ahora tenemos a individuos potencialmente peligrosos en libertad. Más de 30.
Şehrin bu bölümüne 30 yıl boyunca kendi kendine güç vermiş.
Alimentó con corriente esta parte de la ciudad durante 30 años, por su cuenta.
Milyon delik kazdık.
¿ 30 millones de agujeros?
Pekin'de izleyen 30 milyon var.
- Hay 30 millones mirando desde Pekín. - Sal de aquí.
- 30 milyon.
- 30 millones.
Finansal olarak dışarıdan temiz gözükseler de daha derine inince gelirlerinin % 30'unun köle iş gücü kullanan Kamboçya'daki fabrikalardan geldiği anlaşılıyor.
Sus finanzas están limpias pero, si empiezas a indagar, el 30 por ciento de sus ingresos proviene de fábricas en Camboya donde esclavizan a los empleados.
Bu ev sizin mi? - 30 yıldır.
Desde hace 30 años.
Kapıyı açıyorsunuz. 30 metre uzunluğunda bir koridor görüyorsunuz.
Abres la puerta. Parece haber un pasillo de 30 metros.
Orta tabağı lazım, 30'a 60 ebadında.
Necesito camareros de mesa, 12 por 23.
Dört gün sonra sabah 5.30'da, Grant'tan bir e-posta geldi...
Cuatro días después, a las 5 : 30, recibí un correo de Grant que decía :
Sabah 5.30'da kemoterapiye giriyordum. Sonra hazırlıklar için restorana gidiyordum... ikinci doz için tekrar hastaneye... sonra da servis için restorana gidiyordum.
Me levantaba a las 5 : 30, me ponían la quimioterapia volvía al restaurante, hacía la preparación regresaba para la segunda sesión y luego venía aquí para el servicio.
Hindistan'a baktığınızda, bizim yemeklerin arasında bölgelere göre değişen... 30, 36 ayrı mutfak vardır.
Dentro de la cocina india, hay 30 o 36 cocinas propias totalmente distintas según su lugar geográfico.
30'ları bitirdi. Rahatladım.
Acaban los 30 y me relajo.
12.30.
12.30 pm.
- 30 yıl önceydi.
- Eso pasó hace 30 años.
30 saniyede gelebilirsin.
Puedes estar allí en 30 segundos.
Pekala ortaklar, 30 dakikanız var.
Bien, amigo, tienes 30 minutos.
Eski bir şeyi tahmin et. 30,000 yıllık.
De 30.000 años de antigüedad.
20 ve 30 yaş aralığında iki yetişkin erkek.
Los dos adultos, entre veinte y treinta años.
30 yaşından büyük kimseyi dinleme.
No haces caso a nadie de más de 30 años.
Saat 3 : 30.
Son las tres y media.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]