English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ A ] / Ama bana

Ama bana Çeviri İspanyolca

34,270 parallel translation
Kimse bilmiyor ama bana söyledin. Bu bilgi konusunda bana güvendin.
Nadie sabe eso sobre ti, pero tú me lo contaste, confiaste en mí.
Kulağa çılgınca gelebilir, ama bana tişörtü verdiğinde...
Esto... esto puede que suene de locos, pero cuando me diste esta camiseta.
Sadece staj yapıyordum, ama bana çok iyi para verdiler.
Estaba en prácticas, pero me pagaban un buen sueldo.
Ama bana bu şekilde programlanmış da olabilir.
Pero no sé si eso ha sido programado en mi interior.
Bu elbise tehlikeli görünebilir ama bana inanın, içindeki kadın çok çok daha ölümcül.
Ese vestido puede lucir peligroso, pero créeme, la mujer que lo lleva es mucho más mortal.
Elbette ama bana yardım edebilir misin Ali?
Sí, claro. Pero, Ali... ¿ me puedes ayudar?
Öyle de kalabilirdi ama bana bittiğini söyledin.
Podría haber quedado así, pero me dijiste que habíamos terminado.
Ben de, "Hayır, ama bana krediyi verin." desem...
Le digo : "No. No, pero deme un préstamo".
Gülmem gerektiğini biliyorum ama bana dokundu.
Sé que debería estar riéndome, pero me ha conmovido.
Ama bana göre bu sadece basit bir geri çekilmeydi.
Pero para mí, esto no es más que un retraso temporario.
Ama bana gösterdiğin viski yapımı hakkındaki YouTube videoları yüzünden çok yoruldum.
Pero, ¿ sabes? , estoy un poco cansado por todos esos videos de YouTube sobre hacer whisky que me has mostrado.
Onun oynadığı spordan emin değilim ama bana iyi bir TV gibi geldi.
Y estamos en vivo en 3... 2...
Ama bana Bob demeyi bırakmalısın.
Pero tiene que dejar de llamarme Bob.
Bana bunu nereye dökeceğim hakkında bir senaryo ver.Hadi ama.
Ahora, dame un escenario donde pueda que se me caigan. Vamos.
Ama... içimden bi ses bana sizin doğru kişi olduğunuzu söylüyor.
Pero... mis entrañas me dicen que usted es el indicado.
Demek istediğim, bu çılgınlık... ama sonra Met'ler ve Cub'lar bana bakıyor.
Digo, es una locura, pero los Mets y los Cubs me están observando, entonces...
Ama zaten bütün o kayıtlarda bana sahipler.
Pero ya me tienen en todas esas grabaciones.
Hala da olan biteni çözmeye çalışıyorum ama öldürülmesinin sebebi bu olabilir gibi geliyor bana.
Mira, yo aún estoy intentado entenderlo, pero es posible que lo asesinaran por esto.
Riggins'in bunu yapmasına izin vermezler ama beni daha çok seviyorlar, çok daha fazla... Çünkü bana 80 milyon dolar verdiler.
Ellos no dejaron que Riggins lo hiciera, supongo, pero yo les gusté más... mejor, debido a que me dieron 80 millones de dólares.
Bunu bana karşı kullanmıyorsun ama.
Y no me lo echas en cara.
Bir gün bana şöyle dedi, "Çok iyi bir şefsin..." ama Meksika yemekleri yapmıyorsun.
Un día, me dijo : " Eres muy buen cocinero pero no haces comida mexicana.
Ama Piper bana insanları öldürmenin terapi almaktan daha eğlenceli olduğunu gösterdi.
Pero Piper me mostró que matar es mucho más divertido que la terapia.
Ama teşekkürler, çünkü bana yardım ettin.
Pero gracias por sacarme de allí.
- Evet ama, bana kalmam için... cömertçe şeyler verdiler... bu evi ve şu küçük kırmızı arabayı... o arabayı seviyorum.
- Sí, pero me dieron una generosa residencia esta casa y el lindo cochecito rojo. Amo ese coche.
Onları zehirlemeye hazırdım, ama sonra Charlotte'ı gördüm ve o bana...
Estaba listo para hacerlo, pero... - Vi a Charlotte y me recordó a...
İspanyolca olsun dersen bana uyar, ama sen İspanyolca bilmediğinden saçma olabilir.
Si quiere hacer esto en español, no hay problema...
Klarnet çalmaya çalışıyorum ve bana yardım ediyor, ama bu konuşma beni rahatsız ediyor ve gitmeliyim, üzgünüm.
Con el clarinete, que yo toco y él me ayuda y esta conversación me está haciendo sentir incómoda y lo siento, debo irme.
Bana anlattığı hikayede hepsi vardı. Ama göremedim.
Estaba todo ahí en la historia que me contó pero no lo vi.
Eğitim gören Kıdemli Özel Ajan. Ama yine de bana karşı nazik olmayı öğrenmen gerekiyor.
Está bien, agente especial en prácticas pero aun así, tendrás que encontrar la forma de ser amable conmigo.
Bana dedi ki : "Yürümeye devam et." Ama yapamadım.
Y me dijo, "Solo sigue caminando"... pero no lo hice.
Pardon ama deliriyor muyum yoksa bana "İyidir" mi dedi?
Lo siento. ¿ Estoy loca o acabo de oír que dijiste, "estoy bien"?
Şimdi Montauk'a geri döndüm ve hala iyileşiyorum. Kendim için uğraşıyorum ama buradan çıktığında hala bana dönebileceğini düşünmenden korkuyorum.
Y ahora que volví a Montauk, sigo mejorando de a poco trabajando en mí, pero temo que cuando salgas de aquí puedas pensar que me harás volver a casa.
Evet ama çoğu insan bana sadece Doktor der.
Sí, pero la mayoría de la gente me llama el Doctor.
Beni gözün tutmayabilir, ama... bana güvenebilirsin.
No tengo que gustarte pero... puedes confiar en mí.
Ama bu macera bana biraz pahalıya patladı.
Pero me costó mucho.
Bana silahın ateşe hazır olduğu söyledi, ama ertelemeyin.
Me han dicho que la pistola está lista para abrir fuego, pero no tardes.
Evet ama nehir bana Pokémon kartlarını gösterdi.
Sí, salvo que el río seguía enseñándome sus cartas de Pokémon.
Öncelikle babanız tüm malvarlığını bana bıraktı. Ama size de daima göz kulak olunmasını istiyordu.
Primero, su padre me dejó todos sus activos... pero querría que siempre estuvieran bien cuidados.
Lütfen ama sırf kaybettin diye bana kin gütme.
Así que, por favor. No me guardes rencor solo porque perdiste.
Şu an buna inanmanın senin için çok zor olduğunu bliyorum. Ama inan bana bu günün sonunda, sen ve ben en iyi arkadaşlar gibi olacağız.
Sé que te cuesta creerlo, pero hazme caso, para cuando acabemos, tú y yo vamos a ser mejores amigas.
Bana iyilik yapıp, Christina'yla konuşmaya gittin ama uyuşturucu aldığında...
Me estabas haciendo un favor... yendo a hablar con Christina, cuando compraste la droga...
Ama Christina, bana söylediğinden beri, bunu gerçekten istiyorum.
Pero... desde que me lo contó... sí que quiero.
Diyelim ki tanıdığım ve bana yakın biri, gerçekten korkunç bir şey yaptı. Ve doğru olan şey, onu yetkililere teslim etmek ama bunu yapmak da birçok hayatı mahvedecek.
Digamos que alguien que conozco, alguien cercano a mí, hizo algo realmente horrible... y lo correcto sería contárselo a las autoridades, pero hacerlo destruiría muchas vidas.
Şöyle ki, eğer bu kararı vermek bana kalsaydı eksikliklerini görmezden gelmemi sağlayacak bir yol arayabilirdim ama bu kararı vermek bana düşmez değil mi?
Bueno... Ya sabes, si fuera por mí, podría encontrar una manera de mirar más allá de sus deficiencias, pero no depende de mí, ¿ verdad?
Haydi ama Lou. Yardım et bana.
Vamos, Lou, ayúdame.
Ama Jim Crow bana musallat. "Poltergeist" filmindeki gibi.
Pero Jim Crow me está persiguiendo, como en la película "Poltergeist."
Evet, ama dün akşam Lawrence Boch bana geldi endişeli olduğunu ve korktuğunu söyledi.
Sí, pero Lawrence Boch vino a mí anoche y me dijo que estaba preocupado y asustado.
Ama artık o iş bana ait.
Pero, oye, Ahora es mi trabajo.
Sadece birkaç saniye sürdü. Ama sanki... Öldüğü gibiydi ve Sonra bana döndü.
Solo duró unos segundos, pero fue como si... hubiera muerto y entonces volvió en sí.
Sağ ol ama buraya bana iş teklif etmeye gelmedin, Leonard'a teklif sunmaya geldin. - Hemen konuya geçelim.
Gracias, pero no estás aquí para ofrecerme trabajo como fiscal, estás aquí para ofrecer un trato a Leonard Bailey.
Hepsi de sırf senin yardımcın kahramanlık yapmak istediği için mi? Sen de yıllardır çizgiyi geçip duruyorsun ama bunun yüzünden hiç keyfin kaçmadı. Bana hikaye anlatma.
¿ Quieres que cometa perjurio para que puedas poner a este monstruo en la calle porque tu compinche quiere pelear con El Hombre?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]