Ama new york Çeviri İspanyolca
1,220 parallel translation
Hayır ama New York'taki evimde birkaç ölü bitkim var.
No tengo mascotas, pero tengo un par de plantas muertas en Nueva York.
Ama New York- - ah.
¡ En cambio Nueva York!
Ama New York bir ada değil mi zaten?
Pero Nueva York es una isla.
Ama New York'ta sana solucan muamelesi yaptılar. Böylece oyuncu oldun.
Pero en la Gran Manzana te trataron como a una cucaracha y te hiciste actriz.
Bunun için ona hayranım. Ama New York'tan eleştiriler gelmesine bozuluyordum.
Lo admiro por lo que hizo, pero me molestó el hecho de recibir críticas de Nueva York :
Baltimore'da yaşıyorum ama New York'ta, bir büroya ihtiyacım olacak kadar sık bulunuyorum.
Vivo en Baltimore, pero tengo aquí un despacho.
Sonuçta kesinlikle 34 yaşımda olduğuma karar verdim ama New York gibi koşuşturmalı ve gergin bir şehirde bir anlığına 13 yaşında olabilmek önemli bir şeydi. Daha basit günleri ; hayattaki en önemli şeyin sağda solda takılıp plak dinleyip, arkadaşlarınla eğlenmek olduğu anları hatırlamak. Ve bunları kendi dairende yapmak.
Al final, decidí que tenía 34 años, casi 35 pero en una ciudad como Nueva York, con su ritmo y sus presiones a veces es importante tener un momento de treceañera para recordar un tiempo en que lo mejor de la vida era pasártela escuchando discos y divirtiéndote con los amigos en tu propia casa.
Ama geçenlerde bir şey oldu, gayet New York tarzı bir şey.
Pero el otro día sucedió algo que fue muy de Nueva York.
Ama kendi şartlarında hamburger yemek için New York'a kadar gelmene gerek yok.
Es maravilloso. Pero no tienes que mudarte a Nueva York para comer una hamburguesa sola.
New York, ibadet yerleriyle dolu bir şehir. Ama anladım ki, günümüzde birinin buralara gitmesinin tek nedeni bekarlarla tanışma olasılığı.
Nueva York está lleno de centros religiosos, pero me di cuenta de que la única vez que alguien me había dicho que había ido a uno era para un encuentro de solteros.
Kendinizi bu tür belalardan New York'ta kolayca kurtarabilirsiniz ama burada, biz cinayet vakalarına çok ciddi yaklaşırız.
Puedes comprar tu salida de los problemas en Nueva York pero aquí, tomamos el asesinato seriamente.
- Ama burası New York.
Esto no es Ohio, es Nueva York.
Ama umarım notumu cebinde New York'a götürürsün.
Pero espero que la nota se quede en tu bolso hasta Nueva York para un día de lluvia.
Haydi ama, Lowell. Burası The New York Times.
Vamos, esto es el "New York Times".
Kadınlara New York'ta böyle davranılıyor olabilir, ama Savannah'da evliliğin kutsallığına daha çok saygı duyuyoruz!
¡ Quizá traten así a las mujeres en Nueva York, pero en Savannah tenemos más respeto por la santidad del matrimonio.
Üzgünüm ama daha 5 ay önce New York'ta kızımı kaybettim. Daha sonra burada iki oğlumu.
Lo siento, pero fue hace sólo cinco meses y antes de eso, perdí a mi niñita en Nueva York.
Genelde New York'a giderdi. ama bu kez Miami, dedi.
Normalmente es a Nueva York, pero esta vez dijo Miami.
Ama bu California'lı mühendisler New York'a gidip süper icatlarını Xerox büyükbaşlarına sundukları zaman o müdürler neye baktıklarını idrak edemediler.
Pero cuando esos ingenieros de California fueron a Nueva York a presentar todo eso a los jefazos de Xerox esos ejecutivos no entendían lo que estaban viendo.
Ama sadece, ormanda yürüyüş yapmak yerine New York şehri Times meydanında ki filmlere gitmek şartıyla.
Pero en vez de pasear por el bosque tal vez podamos ir al cine en Times Square, en Nueva York.
Bir kez New York'da yaşa ama seni katılaştırmadan ayrıl.
Vive en Nueva York una vez, pero vete antes de que te endurezca.
Belki evde....... belki New York'ta olabilir, ama burada?
En casa quizás... Tal vez en Nueva York, pero aquí no. Y aquí es donde vivo ahora.
Belki öyleyim. Ama burası tam olarak New York değil... Eşcinsellerin rahatça takıldığı bir yer değil.
Quizás sea así, pero esto no es Nueva York en donde a los gays no se les dificulta declararse.
Her New York'tan bahsettiğimde, babam dişlerini gıcırdattı ama.
Mi papá aún hace sonar sus dientes cada vez que hablo de Nueva York.
New York'a geri döndüm... ama farklı geliyor. Belki de daha kimseyi görmediğim içindir Elana veya Julie.
Entonces, volví a Nueva York excepto que no se ha sentido igual, y quizás es porque aún no veo a nadie como a Elena o Julie,
Konu biraz hassas biliyorum ama ilk New York'a geldiğimizde ben biraz...
Sé que este es un tema delicado pero cuando recién llegamos a Nueva York yo estaba un poco...
Kastım yok, Tanrı amcanı korusun, ama yanlış yüzyılda yaşıyor. New York bunu biliyor.
Que Dios bendiga a tu tío pero vive en otro siglo.
- Ama bize New York Yahudileri dedi.
- Nos llamó Judíos de Nueva York
Ama yemin ederim o New York'lu adamın gırtlağını keseceğim.
Pero el bastardo de hendidura Nueva York jodidas tripas!
Ama biz size diğerlerinin sunamadığı bir şey sunuyoruz ; New York'un havasını.
Pero el Daily News le ofrece algo que ningún otro puede... sabor a Nueva York.
New York'a taşındım ama hiçbir şey yolunda gitmeyince aktrisliği denedim.
Me fui a Nueva York, pero no funcionó. Así que intenté ser actriz y...
New York'taki soyut sanatçıların hepsini bildiğimi sanıyorum, ama Pollock'u bilmiyorum.
Conozco a todos los artistas abstractos de Nueva York... pero no conozco a Jackson Pollock.
Ama okulu kendi bıraktı. Kitabının yayımlanması üzerinde çalışmak üzere New York'a gitti.
Pero abandonó el curso y se fue a Nueva York... a revisar el libro.
Ama Cherie için daha fazlasını istedik. Les işini satınca, New York " a taşındık.
Queríamos más para Cherie, y cuando Les vendió el negocio... decidimos mudarnos a la Gran Manzana.
Ben Wendy, 21 yaşında New York'a taşındım dansçı olmak için ama ayak parmağımı kırdım.
Me llamo Wendy. Vine a los 21 años. Quería ser bailarina, pero me rompí un dedo.
Ama sonra yukarı çıkacağım ve toplanacağım... ve New York'a gitmek için ayrılacağım.
Pero iré arriba, haré la maleta y me iré a Nueva York.
New York'taki The Palladium'da çalıyorduk, konseri hatırlıyorum sonlara doğru yaklaşmıştık ama hiçbir şey tam olmamıştı.
Tocamos en The Palladium en Nueva York y recuerdo... que estábamos casi al final y nada quedaba completo.
New York'ta yıllarca yaşadım, orada zenci insan bolluğu var ama her nedense Elaine ya da Jerry'nin hiç zenci sevgilisi olmadı.
Viví años en Nueva York, hay miles de negros allí pero, por algún motivo, ni Elaine ni Jerry tenían amigos negros.
Hayır ama hep New York'a gitmek istemişimdir.
No, pero siempre he querido ir a Nueva York.
- Çok şey istediğimi biliyorum ama eğer özür dilemek için New York'a gelmediğimi ya da beni aramasını sağlamaya çalışmadığımı, onun için endişelendiğim için burada olduğumu anlamasını sağlamanı istiyorum.
- Sé que pido demasiado ¿ pero podrías lograr que entienda que no vine a Nueva York a disculparme o para que conteste mis llamadas? Vine porque me preocupa.
Çok anlayışlı olduğun için sana teşekkür etmek istiyorum özellikle dün geceye kadar söylememiştim ama gelecek sene New York Üniversitesi'nde birinci sınıfa başlayacağım.
Quiero agradecerte por ser tan comprensivo especialmente porque no te dije hasta anoche que el próximo año seré alumno de la Universidad de Nueva York.
Biz New York'luyuz ama bize salak iki polismişiz gibi davranıyorsunuz.
Somos de Nueva York y nos trata como si viniésemos de un pueblo.
Ama eminim New York'taki kayıtlarla FBI'ınkileri karşılaştırabiliriz.
Podemos comparar las fichas de Nueva York con sus archivos.
Evet. Ama Wisconsin'de, New York'taki gibi güçlü bir savunma barosu yok.
Wisconsin no tiene los letrados de Nueva York.
Bu tamamen sokaklarda dolaşan sizin New York'lu sapıklarla ilgili. Ama onlar hakkında bir şey yapmak çıkarlara ters düşüyor.
Fue uno de esos psicópatas que vagan por ahí y que no es políticamente correcto encerrarlos.
Ama Kaliforniya, örneğin New York'a göre mahkûm nüfusunu arttırmasına rağmen, suç oranı çok az düştü.
Pero en California, que aumentó la población de sus cárceles en una tasa mucho mayor que, digamos, Nueva York, tuvo un descenso menor del delito.
Magda, New York'taki kadınların asla pasta yapmadığını anlamıştı ama bazen erkekleri yapıyorlardı.
Magda descubrió que las solteras de NY nunca horneaban pasteles pero sí disfrutaban del pastel.
Bu arada New York'ta, Charlotte hâlâ çok ama çok soğuk bir yatakla uğraşıyordu.
En Nueva York, Charlotte se ocupaba de una cama fría, friísima.
- Çılgınca geldiğini biliyorum ama galiba New York'ta inanılmaz derecede mutsuzdum.
En Nueva York me sentía muy infeliz.
Ama o gerçek New York değil ki, sahneye uyarlanmış.
Eso no es Nueva York, es una sala de grabación.
Şu an New York'tayım... ama tüm dünyada şu anda aynı manzara mevcut.
Estoy en la ciudad de Nueva York, pero este podría ser ahora cualquier lugar de la tierra.
New York'lu çocuklardan daha kral nasıl oluruz diye endişe ediyorduk! ama unuttuk ki, biz zaten çok kralız, hem de "am fortlama" sının anlamını bilmesek bile!
Nos preocupamos por ser buena onda frente a esos niños de Nueva York que nos olvidamos que ya somos geniales, incluso si no sabemos que significa "queef".
new york times 63
new york 2524
new york city 26
new yorker 16
new york mu 31
new york şehri 22
york 90
yorkshire 22
ama neden ben 22
ama ne zaman 32
new york 2524
new york city 26
new yorker 16
new york mu 31
new york şehri 22
york 90
yorkshire 22
ama neden ben 22
ama ne zaman 32
ama neden 695
ama ne 242
ama neyse 22
ama niye 82
ama ne oldu 16
ama nereye 53
ama ne olursa olsun 24
ama ne için 23
ama nerede 60
ama nasıl 295
ama ne 242
ama neyse 22
ama niye 82
ama ne oldu 16
ama nereye 53
ama ne olursa olsun 24
ama ne için 23
ama nerede 60
ama nasıl 295