English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ A ] / Annemın

Annemın Çeviri İspanyolca

5,789 parallel translation
Bir kadın olmaya başladım ben ve annem de insanların bikini bölgelerini görmesine izin verme dedi.
- ¿ Y? Estoy empezando a ser una mujer y mamá dice que no debería dejar que la gente viera mis partes íntimas.
Eğer annem olmasaydın neler olurdu hiç bilmiyorum.
Si no fueras prácticamente mi mamá, no sé qué pasaría.
Amanda'nın bir teorisi vardı çünkü hepsi yoksulluk çemberi, kötü okullar ve refah yoluyla para üzerineydi. Çünkü ben esmerim ve annem sinir krizi geçiriyordu.
Amanda tiene la teoría de que todo se debe al ciclo de la pobreza, malos colegios, los vales de comida y porque soy negra y mamá le da al crack.
- Sırf annen bütün evlenme tekliflerimi reddetti diye. Sen ve annem Spring Caddesi'ndeki evinize taşındığınızda benim yaşımdaydınız.
Tú y mamá tenían mi edad cuando se mudó a que colocar en la calle Spring.
Bunu soracak annem ya da yakın bir arkadaşım yok ; babama da soramam.
Y no tengo madre a quien preguntarle ni una amiga cercana. Y no puedo preguntarle a mi papá.
Annem hastalığını benden saklamıştı.
'Mi madre me ocultó su enfermedad.'
Annem birisiyle ilk tanıştığında o anda onların ruhunu görebileceğini söyler.
Mi madre dice que la primera vez que conoces a alguien, es ese momento, puedes conocer su alma.
Annem bir keresinde suların hızarın kapılarının üstüne kadar yükseldiğini gördüğünü söylerdi.
Mi mamá decía que una vez vio a las aguas levantarse... por encima de las puertas del aserradero.
Ödevler ve hırsla doldurdum ancak aslında hiçbir zaman doldurulamayacağını biliyordum çünkü annem ölmüştü ve şimdi imkânsız bir şekilde geri döndü ve ben sadece daha da boş hissediyorum.
La llené con estudios y ambición, pero... muy en el fondo, sabía... que nunca podría llenarse, porque... ella se había ido. Y ahora, increíblemente, está de vuelta. Y solo me siento más vacía.
Babamın göreve başlama töreni için annem beni dans derslerine göndermişti. İyi dans ederim.
Mi madre, me hizo toma clases de baile... para la toma de posesión de papá.
Annem bana küçük bir kızsın diyerek sözel olarak saldırırken, taktığım tacın aynısı.
Es la misma tiara que me ponía... cuando mi madre me atacaba verbalmente por no ser una niña.
Annem parasını çorabında gizlerdi.
Mi madre solía guardar el dinero escondido en las medias.
Annem bana yemek vakti konuşmalarının sadece kibarlıktan değil yemeği sindirme olduğunu da öğretti.
Mi madre me enseñó que conversar en la comida no solo es amable, sino también ayuda al proceso digestivo.
Annem hep Chicken'ın bir meleğin sesine sahip olduğunu söylerdi.
Mamá siempre decía que Chicken tenía la voz de un ángel. Sí.
Babam hayatını kaybetti, annem rahatsız ve kız kardeşim de kayıp.
Mi padre murió, mi madre está enferma, y mi hermana desapareció.
Annem papazı aradı. Babam telefonuma el koydu ve sonrada içimdeki şeytanı çıkarsınlar diye beni ormanın içindeki manastıra gönderdiler.
Mi madre llamó al cura, mi padre cogió mi móvil, y después me mandaron al bosque
Annem çatlağın teki.
Mi mamá está loca.
Zorluk yaşadıklarında annem ve babam böyle yapardı ve onların işine yarardı.
Es lo que hicieron mis padres cuando tuvieron dificultades y les resultó bien.
Annem Isobel'in ondan kurtulmaya çalıştığını söyledi.
Mamá dice que ella está desesperada por alejarlo.
Sonraki yedi sene babam, annem ve bana yapmadığını bırakmadı.
Los siguientes siete años fueron un infierno para mi padre, pero fueron un infierno peor para mi madre y para mí.
- Yetişkin bir insan olacağım ve bir kez olsun annem ve babam olmadan vergi fazlalıklarını alacağım.
Voy a ser una jodida mujer adulta y voy a hacer mi declaración de impuestos, sin ayuda de mi mami y papi.
- Baba, annem çok güzel bir kadın!
¡ Papá! ¡ Mamá es una mujer bonita!
Annem kararını verdi.
Mamá sabe lo que quiere.
Annem ilaçlarını aldıktan sonra ambulans çağıracakmış.
Iba a llamar a una ambulancia una vez que mamá tomara las pastillas.
Bay Collins elinde annem için aldığı orkideyle mutfağımızın ortasında duruyordu.
El señor Collins estaba justo ahí en nuestra cocina con una orquídea para mi madre.
Ailemizde sen, ben, annem ve babamın arasında en iyimiz sendin.
En nuestra familia fuera de ti, yo, mamá y papá, eres la mejor de nosotros.
Annem de sonunda, hepimizin tanıyıp sevdiği babamın gerçek yüzünü görmüş.
Eso es hermoso. Mamá por fin vio al papá que todos conocemos y amamos.
Annem hayatlarının en iyi anlarını yaşamalarını umarken, babam toplarındaki bezenin ona biraz daha zaman tanımasını umuyordu.
Mientras mamá esperaba pasarlo como en su vida, El bulto de papá le hacía desear que aún le quedara tiempo de vida.
Annem hep, holy ayında oruç tutanların duaları kabul olur, derdi.
Madre dice, los deseos del que ayuna en el mes sagrado siempre se cumplen.
Annem sektöre döndüğünde ondan Suvek adında bir şey yapmasını istediler.
Cuando mi madre regresó al sector... querían que construyera algo llamado el Suvek.
Annem Suvek'in korumasını kaldırır kaldırmaz bize işaret verecek.
Mi madre hará una señal cuando desarme las defensas del Suvek. - Tenemos que darle más tiempo.
Annem senin babanı Mona'nın kuaför dükkanında görmüş.
Mi madre vio a tu padre en la casa de Mona, la peluquera.
Annem hep tüp bebek kliniğinde hata yaptıklarını söylerdi ama bu kadarı da...
Mi madre siempre decía que cometieron un error en la clínica de fecundación in vitro, pero, joder.
Annem Kış Balosu'na benimle gelmeni teklif etmemin etkileyici bir yolu olacağını düşündü.
Mi madre pensó que sería una forma "encantadora" de pedirte que seas mi pareja para el Baile de Invierno.
Annem yatağın sizde ne zamandan beri olduğunu merak ediyor.
Mi madre se pregunta cuánto tiempo habéis tenido la cama.
Annem kokain bağımlısı yani o yüzden hayatımın çoğunda kendimi yetiştirdim.
Mi madre es una adicta al crack así que he vivido por mi cuenta mucho tiempo.
Ben genelde çiçek alırım ama benim annem bir sürü suçtan dolayı aranan bir kadın değil.
Yo suelo comprar flores, pero mi madre no está buscada por múltiples delitos.
Canın cehenneme, Bay Benim Annem Yalancı Bir Sürtük! Ve Hayatımın Lanet Bir Şaka Olduğunu Anlayamayacak Kadar Aptalım.
¡ Sr. Mi madre es una perra mentirosa, y soy muy estúpido para darme cuenta de que mi vida es un chiste patético!
Annem, babamın çok çalıştığını düşünmüş.
Madre pensó que papá había estado trabajando demasiado.
Annem, babamın iş yüzünden çok stres yaşadığını söylüyor.
Mamá dice que papá ha tenido mucho estrés en el trabajo.
Sonrasında senin ayrılışının babam için çok zor olduğunu söyledi annem.
Pero luego usted se fue y mamá dijo que fue muy duro para él.
Annem Sektöre döndüğünde Vega ondan Traglar için Suvek adında bir şey yapmasını istedi.
Cuando mi madre regresó al sector, Vega quiso que ella construyera algo llamado el Suvek para los trags.
Hayır, annem saçtığım mikropların tatlı olduğunu söylerdi.
No, mi mamá siempre dijo que mis gérmenes eran dulces.
Annem Sektöre döndüğünde Vega ondan Traglar için Suvek adında bir şey yapmasını istedi ama o reddetti.
Cuando mi madre regresó al sector, Vega quería que ella construyera algo llamado Suvek para los trags, pero ella se negó.
- Selam. - Annem misafir sayısını kısıtlı tuttuğundan... ikiniz konuşurken nöbet tutayım.
- Desde que mi madre suspendió las visitas, estaré de guardia mientras os ponéis al día.
- Annem diyor ki içten içe Shorty'nin Kosta Rika'yı seveceğinden ve en yakın arkadaşını sonsuza dek kaybedeceğinden korkuyorsun.
Lo que ella dice es, que muy en el fondo, tienes miedo que Shorty ame Costa Rica, y perderás a tu mejor amigo para siempre.
Annem çok iyi bir kadın.
Escuche, mi mamá es grandiosa.
Annem kafayı yer ve bunun kadın düşmanı, iğrenç bir şey olduğunu düşünür.
-... misógino y esa mierda. - Está bien.
Annem babamın arkasından bu işi asla yapmamalıydı.
Mi madre nunca debería haber hecho esto a espaldas de mi padre.
Şansıma, annem tozluklarını bana ödünç verdi.
Por suerte para mí, mi mami me ha prestado sus calentadores.
Emma Annem Dokuz numaralı odada olacaksınız.
Estará en la habitación nueve.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]