Bana öyle geliyor ki Çeviri İspanyolca
695 parallel translation
Bana öyle geliyor ki, Kral Gunther, Siegfried'i evine, Xanten'e yollamanızın zamanı çoktan geldi!
Creo que ya es hora, señor rey, de que enviéis a Sigfrido de regreso a Xanten.
# Yine de bana öyle geliyor ki elime düşeceksin.
Creo que te dejarás cazar.
- Bana öyle geliyor ki karımın umurunda.
- Creo que sí que te preocupas.
Judy, bana öyle geliyor ki... ... çok acele bir karar veriyoruz.
Judy, me parece, si me permites decirlo que ésta es una decisión precipitada.
Bana öyle geliyor ki, Bayan Harper, sal bulunana kadar hâlâ umutlu olduğunu söylüyordu.
Me parece que la Señora Harper dijo que mantuvo las esperanzas hasta que encontraron la balsa.
Bana öyle geliyor ki, Curley bu kadını almakla derdin püsküllüsünü almış.
¿ Sabes qué? Creo que la mujer de Curley solo da problemas.
Bana öyle geliyor ki bu gece çok eğleneceğim.
Creo que esta noche me voy a divertir.
Bana öyle geliyor ki, Quale'in gözü oynaşta.
Me da que Quale no tiene la cabeza donde debe tenerla.
Bana öyle geliyor ki...
Me parece que...
Bana öyle geliyor ki, eğer bir mesajın varsa biraz daha fazla kelime içermeli.
Eso me parece, si es un mensaje, debería tener más palabras.
Bana öyle geliyor ki kalıntı bırakmayan arsenik şimdiye kadar keşfedilmiştir.
¿ Habrá algún veneno que no se pueda descubrir en la autopsia?
Bana öyle geliyor ki, Dude'la ben her dönümden iki balya kaldırırız çünkü şu anda kendimi, eskiden her bahar hissettiğim gibi hissediyorum.
Parece que Dude y yo vamos a recolectar una cosecha de primera porque, ahora, Ada, me siento como me sentía cada primavera.
Onun için elden artık bir şey gelmez ama bana öyle geliyor ki hiç böyle hırsız görmemişsindir.
Ya no podemos hacer nada pero seguro que nunca has visto a otro ladrón como este desde que nací.
Pekala, bana öyle geliyor ki, eğer bu hatları zamanında bitirip germek istiyorsak artık şimdiye kadar olandan daha farklı haraket etmeliyiz.
Pues yo creo que si queremos acabar de tender ese cable, tenemos que actuar de manera distinta a como lo hemos hecho.
Bana öyle geliyor ki bu ses...
Silencio. Me parece que suena como...
Belki önyargılıyım ama, bana öyle geliyor ki Suzy cana yakın genç bir bayan oldu.
Seguramente no sea objetivo, pero creo que Susie es una monada.
Bana öyle geliyor ki, dördümüzün birkaç yüz adamı oyalaması... mucizeden pek farksız değil.
Me parece que cuatro hombres reteniendo a varios cientos está bastante cerca... de ser un milagro.
Bana öyle geliyor ki, sizin bana söyleyebileceğinizden çok daha fazlasını biliyorum.
Tengo la idea que yo puedo decirle más cosas a usted de las que usted me puede decir a mí. Así que será mejor que me marche.
Bana öyle geliyor ki, Scotland Yard Borgia İncisinin çalınmasından haberdar edildi?
Han avisado a Scotland Yard del robo de la Perla Borgia.
Bana öyle geliyor ki Thatcher, Billings'in Mecburiyet Caddesi'nde sallanmana daha çok vakit var gibi.
Diría que no es mañana que vas a deambular por la gran calle de Billings.
Elbette yanıIıyor olabilirim, elimde hiç kanıt yok fakat bana öyle geliyor ki, bu adamlardan birinin ötekileri teker teker öldürmeyi planlamış olması ve bütün poliçelerdeki tutarı toplaması pekala mümkün.
Igual me equivoco, no tengo pruebas pero es posible que uno de ellos planeara asesinar al resto. Y cobrar todas las pólizas.
- Bana bak, burada görevli olan benim. Bana öyle geliyor ki, bu Cosgrave, ya da adı her ne ise, katilin kendisi.
- Me han traído hasta aquí y por lo que llevo visto, ese Cosgrave parece ser el asesino.
Biliyor musun, bana öyle geliyor ki...
Sabes, sospecho que...
Bana öyle geliyor ki, sen pireyi fil yapıyorsun.
Me parece que hace una montaña de un grano de arena.
Bana öyle geliyor ki, bir deliler takımıyla karşı karşıyayız.
Parece como si estuviéramos ante una pandilla de lunáticos.
Bana öyle geliyor ki bu sanık için zaten hatırı sayılır bir indirim yapılmıştır.
Creo que la acusada ya goza de considerable clemencia.
Bana öyle geliyor ki, bu kliniği hasta biri işletiyor.
- El paciente es el encargado.
Bana öyle geliyor ki, bugünlerde yaya yürüyen bir sürü kişi otomobile binerdi... Şayet uygun şartlar çıksaydı.
Me parece que estos días hay caminando demasiada gente que podría permitirse ir en coche llegada la ocasión.
Bana öyle geliyor ki, bu çok zor bir dava.
Me da que va a ser un trabajo difícil.
Bu sefer bana öyle geliyor ki hükümet için hazır olmalıyız.
Esta vez creo que deberíamos estar listos para cuando... esto ocurra.
Peki, baba. Sanırım bunu yapmalıyız. - Bana öyle geliyor ki...
Espero que Buckley no me crea un fisgón si hago algunas preguntas.
- Yine de bana öyle geliyor ki..
Sin embargo, se me ha ocurrido...
Bana öyle geliyor ki, böyle söyleyerek bizi aptal yerine koyuyor.
A veces pienso que nos engaña con sus tonterías.
Bana öyle geliyor ki, bir bilim adamında hem önsezi hem de kendine güven olmalı.
Un científico necesita tanto visión como confianza.
Bana öyle geliyor ki şimdilik bundan daha öteye gidemeyiz.
Me parece que por ahora hemos llegado todo lo lejos que podíamos.
Sadece bana öyle geliyor ki Amerika'da buna benzer kasaba pek yok.
Pero me parece que no hay muchos pueblos así en Estados Unidos.
Değiştirmek zorunda. Bana öyle geliyor ki... Aron'un annesi olmadığı için... aklına gelen tüm iyi özellikleri onda görüyor.
Debe hacerlo. la ha hecho todo lo buena que puede imaginar... y eso es lo que cree que soy.
Bana öyle geliyor ki rencide eden Morten Borgen'di.
Yo creo que fué Morten Borgen el que cometió el grave pecado.
¶ Hey, ortak bana öyle geliyor ki ¶ ¶ Bu gece büyük geceymiş gibi ¶
Eh, amigo, me parece que esta noche es una gran noche.
Bana öyle geliyor ki, bu bir ahlak sorunu.
- Parece un problema ético.
Bana öyle geliyor ki bizim doğru olduğumuza onun yanlış olduğuna onu ikna etmemiz bize bağlı.
Creo que deberíamos convencer a este caballero de que no tiene razón y nosotros sí.
Bana öyle geliyor ki, dostumuz, bir türün... mutasyona uğramış bir çeşidi. Bilemiyorum.
Sabes..., lo que pasa es que nuestro amigo quizá sea una mutación pero de qué especie, no lo sé.
Ama bana öyle geliyor ki bir Lord olarak, asaletten düşüşün seni kıç üstü oturtmuş.
Yo vi unos cuantos samurais, pero ninguno tan andrajoso y acabado como tú.
Bana öyle geliyor ki, buraya şarkı söylemek için dışarıdan geldiniz.
Me parece que usted se halla fuera de lugar, cantando en un saloon.
Bakın, bana öyle geliyor ki, burada genel olarak'ın yeri yok.
Mira, tengo la sensación de que la generalidad no se aplica aquí.
Biliyor musun, Komiser, bana öyle geliyor ki, şöyle ya da böyle, yasa değiştirilmeli.
Ya sabe, Teniente, me parece que, de alguna manera u otra, la ley debe cambiarse.
Ve bana öyle geliyor ki savaştan sonra çığ gibi büyümeye başlayan seks ve kötü alışkanlık düşkünlüğünün sebebi,.. ... eski geleneklerimizden uzaklaşmamızdır.
Me parece que esta ola terrible de vicios y excesos sexuales que ha inundado el mundo desde la guerra podría deberse al declive de antiguos valores.
Bana öyle geliyor ki Bay Markham biz sanatçıların iki yükümlülüğü var.
No debería decirlo, pero... mi Doucie... dirá que soy parcial, pero he sido director de escena por 10 años y es cierto que a una esposa no es bueno tenerla en la compañía. Usted me comprende.
Aslında bana hala öyle geliyor ki bu davada fena çuvalladım.
De hecho, todavía me parece que empecé mal la investigación.
Aslında onu sevdiğimden değil ama bana öyle geliyor ki onunla evlenirsem, başka çıkarlarım da olur bu işte.
Lo cual he de conseguir.
Bana açıkça öyle geliyor ki çocuğun hikayesi inanılması güç bir hikaye.
Para mí es obvio que la historia del chico resulta poco sólida.
bana öyle bakma 161
bana öyle deme 19
bana öyle geliyor 17
bana öyle geldi 19
bana öyle söyledi 23
bana bunu yapma 64
bana yardım et 686
bana uyar 325
bana ne 176
bana yalan söyleme 146
bana öyle deme 19
bana öyle geliyor 17
bana öyle geldi 19
bana öyle söyledi 23
bana bunu yapma 64
bana yardım et 686
bana uyar 325
bana ne 176
bana yalan söyleme 146
bana göre 203
bana bak 1395
bana gel 139
bana yalan söyledin 158
bana bir sigara ver 29
bana güven 272
bana biraz para ver 28
bana sorma 88
bana biraz zaman ver 38
bana biraz su ver 19
bana bak 1395
bana gel 139
bana yalan söyledin 158
bana bir sigara ver 29
bana güven 272
bana biraz para ver 28
bana sorma 88
bana biraz zaman ver 38
bana biraz su ver 19