Bazen düşünüyorum da Çeviri İspanyolca
244 parallel translation
- Bazen düşünüyorum da...
- A veces pienso- -
Bazen düşünüyorum da...
A veces pienso...
Bilirsin bazen düşünüyorum da çocuklar asla geceleri onları yatırmaya mecbur olduğun zamanlardaki yaşını geçmemeli.
A veces pienso que los niños no deberían pasar de la edad en que tienes que arroparlos cada noche.
Bazen düşünüyorum da, dünyanın şu anda içinde bulunduğu kaos yüzünden...
A veces pienso que, con el mundo en tan caótica situación...
Bazen düşünüyorum da, sanırım tüm doktorlar haklı ve tüm haydutlar da aklını kaçırmış
A veces pienso que los médicos tienen razón. Los delincuentes están locos.
Bazen düşünüyorum da başıma gelecekleri bilseydim, her şeyi farklı yapardım!
¡ Si lo hubiera sabido! ¡ Si hubiera sabido la desgracia que me amenazaba!
Bazen düşünüyorum da aşık olduğun tek kadın bu kartlar. Neden olmasın?
A veces creo que ésas son las únicas mujeres que eres capaz de amar.
Bazen düşünüyorum da, senin Kay gibi bir kadınla evlenmeliydim.
Pienso que debí casarme con una mujer como la tuya, como Kay.
- Ama bazen düşünüyorum da...
- Aunque, a veces, me lo pregunto.
Bazen düşünüyorum da bundan 10 ya da 20 yıl sonra gülecek bir şeylerim olur.
Me gustaría pensar que dentro de unos diez o veinte años habrá algo que me haga reír.
Bazen düşünüyorum da dostların nasıl savaşı kazanamadı acaba...
A veces me pregunto cómo es que no ganasteis la guerra.
Biliyor musun, bazen düşünüyorum da acaba seninkilerle kim baş ediyor?
Sabes, a veces me pregunto, ¿ a quién Ie cuentas tú tus problemas?
Bazen düşünüyorum da kader, Alman halkını benim ellerime vermekle hata yapmadı.
A veces me pregunto si el destino no estaba errado al poner al pueblo alemán entre mis manos.
Bazen düşünüyorum da, senin Kay gibi bir kadınla evlenmeliydim.
Tenía que haberme casado con una mujer como la tuya. Como Kay.
Bazen düşünüyorum da, acaba bütün kış boyunca açık tutmasam mı?
Algunas veces me pregunto... si debo tener el lugar habierto en el invierno.
Bazen düşünüyorum da eğer ölseydi, baban onu yeniden sevebilirdi.
A veces pienso que si ella estuviera muerta, podría amarla de nuevo.
Keşke kahrolası tek bir genç beyne ilham kaynağı olabilseydim. Bazen düşünüyorum da arkamda beni dinlemiş tek bir kişiyi bırakabileceğimi bilsem her şeyi yaparım.
Hice lo que pude, pero mi inspiración es para quien quiere aprender a veces pienso que si..... conociera a... una persona... detras de mi, que me escuchara.
Bazen düşünüyorum da ben...
A veces creo que me gustaría...
Bazen düşünüyorum da, o anları sildim bugün olduğum gibi yaşayabilmek için.
A veces creo que he dejado ese tiempo sólo para poder vivir lo que soy ahora.
Biliyor musun Maria, bazen düşünüyorum da... acaba burada çalışarak... hayatın anlamını keşfedebilecek miyiz?
¿ Sabes, María? A veces me pregunto si... alguna vez descubriremos el sentido de todo... trabajando en un sitio como éste.
Bazen düşünüyorum da onda yanlış olan bir şeyler var. Belki de hasta?
A veces pienso que tal vez tenga algo o que quizás esté enfermo...
Bazen düşünüyorum da, eğer aynı yatakhaneye düşmeseydik başka biriyle tanışabilirdim.
A veces pienso que si no hubiéramos ido a parar al mismo sitio habría conocido a otro.
Bazen düşünüyorum da bunu başarmamı o zorluklar sağladı.
A veces pienso que las dificultades en sí hicieron posible que lo haya conseguido.
Evet, bazen düşünüyorum da dedikodulardan duyduğum şeylere inansaydım gerçek olmayan şeylere inanmış olurdum.
Oh, sí, no lo sé. A veces pienso que si creyera todos los rumores que oigo, estaría creyendo algunas cosas que no son para nada verdad.
Biliyor musun, bazen düşünüyorum da... beraber olduğum insanlar, yaptığım seçimler... epey şaşırtıcı, ama bir sonuca vardım.
Sabes, a veces, cuando pienso... en las personas con las que me he relacionado, lo que he elegido, es impresionante, pero he averiguado algo.
Bazen düşünüyorum da neden bir insan böyle doğuyor da... başka biri başka türlü doğuyor.
A veces me pregunto por qué una persona nace de una manera... y otra persona nace de otra.
Bazen düşünüyorum da Amerika'daki parlak insanlar kendilerine sormalılar
A veces pienso que la gente brillante en América deben preguntarse a sí mismos...
Bazen düşünüyorum da, Kennedy öldüğünden beri her şey yokuş aşağı gidiyor.
A veces creo que las cosas han ido de mal en peor desde que murió Kennedy.
Bazen düşünüyorum da belki siz...
A veces pienso que debería usted- -
Bazen düşünüyorum da, "Acaba ben bu iş için mi yaratılmışım."
A veces me pregunto si debería estar en este negocio...
Bazen düşünüyorum da bu patlayan... Uzayın sonsuz karanlığı.
A veces pienso en explotar... en la vasta oscuridad del espacio exterior.
Jean Luc, bazen düşünüyorum da buraya gelişimin tek sebebi senin bu harika konuşmalarını dinlemek ama bu sefer endişen yersiz.
Jean-Luc, a veces creo que solo vengo a visitarles para escuchar sus maravillosos discursos. Pero esta vez, no debería preocuparse tanto.
Tanrım, bazen düşünüyorum da keşke Tommy'ler onun başını kıracağına seninkini kırsaydı.
Creo que eres tú y no él el que tiene la cabeza rota.
Biliyor musun, bazen düşünüyorum da, dışarıda bir yerlerde sadece benim için hediyeler satan bir dükkan olabilir. Adı da Berbat olan bir dükkan.
A veces pienso que podría haber en realidad una tienda por ahí Con regalos sólo para mí, llamado "regalos terrible."
Ama bazen düşünüyorum da... şu ana kadar gördüğüm en güzel yüze sahipsin.
Porque a veces pienso que... tienes la cara más bella que he visto.
Bazen düşünüyorum da Yönetici için haraç topladığımızda daha iyi durumdaydık.
Nos iba mejor cuando recogíamos impuestos para la intendente.
Düşünüyorum da karıcığım... bazen geleceğim hakkında gereksiz karamsar bir tablo çiziyorsun.
Creo, querida que tienes una imagen muy poco optimista sobre mi futuro.
Bazen zulme karşı sessiz durmanın da zalimlik olduğunu düşünüyorum.
A veces pienso que no es correcto detenerse a mirar.
Charles, bazen ikinci çocukluğunu yaşadığını düşünüyorum.
Charles, a veces me da la impresión de que estás reviviendo tu infancia.
Bazen oturup düşünüyorum da, değişen dünya.
A veces pienso que es el mundo lo que ha cambiado.
Bazen nasıl olup da bir şeyin lideri olabildiğini düşünüyorum.
A veces me pregunto cómo puedes estar al mando de algo.
Bazen, geceleri yalnızken düşünüyorum da dünyadaki bütün faciaları ben yaratıyorum. Ama bu doğru değil.
A veces, cuando estoy solo por la noche, pienso que he creado todos los desastres del mundo, pero no es cierto.
Bazen Polonya'dan nefret ettiğimi düşünüyorum, ama bir çeşit melodi aklıma geliyor, ya da bir tat...
A veces pienso que odio a Polonia, pero entonces recuerdo alguna canción o música o algún sabor...
Biliyor musunuz düşünüyorum da, bazen bizden güzel ve kolay şeyler duymak hoşunuza gidiyor olabilir.
Saben una cosa... De vez en cuando, tal vez les guste oír algo nuestro... suave y tranquilo.
- Yine de bazen biraz da olsa basiretsiz olduğunu..... düşünüyorum.
Pero me pregunto si no eres un poco corto de vista.
Bazen bu gerçeği düşünüyorum da bunlar genellikle gücü elinde tutmakla ilgili fanteziler.
Y pensar, a veces, sobre el hecho que a menudo... hay fantasías sobre el poder.
Umudumu yitirmemeye çalışsam da... bazen, insanlığın tüm namusunu yitirdiğini düşünüyorum.
Trato de no desesperar... pero a veces parece que toda la decencia humana ha desaparecido.
Bazen keşke o gün parası çıkışmasaydı ya da dükkân biraz daha kalabalık olsaydı belki buradan bir kaç saniye daha geç çıkar o kurşunun hedefi olmazdı diye düşünüyorum.
A veces pienso que si no me hubiera dado el cambio justo, o si la tienda hubiera estado más concurrida, hubiera tardado unos segundo más en llegar allí, y quizás no se hubiera parado delante de esa bala.
Ben düşünüyorum da bazen hoşlanıyorum, bazen de pek hoşlanmıyorum.
Algunas materias sí, y otras no.
Bazen Londo'nun da orayı bir ziyaret etmesi gerektiğini düşünüyorum.
A veces pienso que Londo debería ir a visitarla.
Ve bazen bir mesaj vermeye çalıştığımızı da düşünüyorum.
Y me gusta pensar que a veces les damos un mensaje.