English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ B ] / Ben alıyorum

Ben alıyorum Çeviri İspanyolca

3,902 parallel translation
Papi'yi ben alıyorum.
Me Io llevo.
Bundan sonrasını ben alıyorum.
Sigo desde aqui.
Antika dükkanınını ben alıyorum, Jag sen elçiliğe git.
Me voy a la tienda de antigüedades y Jag, que a la Embajada
Tom'un vardiyasını ben alıyorum.
Cubriendo el turno de Tom.
Kimse almıyorsa ben alıyorum.
Está bien. Nadie más entiende, pero yo sí.
Ben de windigo Butch Cavendish'i arıyorum.
Yo, también, buscar al wendigo, Butch Cavendish.
- Aslında ben hâlâ ilk fareye ne oldu onu çözmeye çalışıyorum.
Honestamente, aún trato de imaginar que le sucedió al primer ratón.
O zaman, ben... Sözlerimi geri alıyorum.
Bueno, entonces yo... me retracto.
Ben sadece bana yetmeyecek kadar para alıyorum.
Sólo busco sacarle jugo al dinero.
- Ben bu adamı tanımıyorum Ray.
- Pero yo no conozco al tipo, Ray.
Ben saate inanıyorum.
Le creo al reloj.
Ben ağaçları alıyorum.
Yo consigo los árboles.
Jane, ben sahtekarları yakalamak için para alıyorum, seçilmelerini sağlamak için değil.
Jane, me pagar por atrapar ladrones,... no hacer que sean electos.
Ben 1000 alıyorum!
¡ A mí me dará mil!
Dostum Ben Folds Five'dan şarkı söyleme dersi alıyorum işte.
Estoy en una clase de canto con Ben Folds Five.
Ben mi yanılıyorum yoksa bu güneye gitmekle ilgili olan kelime ile aynı mıydı?
¿ Me equivoco o dijo ¡ o mismo que para ir al sur?
Ne yapacağımı bilmiyorum çünkü bitmek üzere, ama kokusuna bayılıyorum. - Ben sana alırım.
Y no sé qué voy a hacer porque se me está terminando pero huele genial.
En azından ben öyle hatırlıyorum.
Al menos no la recuerdo así.
Onunla beraber olmaktan ben de keyif alıyorum sana önerim onunla işini bitirip kapı dışarı et. - Bir daha da beni arama.
Disfruté estando con ella, pero sugiero que se arme de valor y la abandone.
Buraya geldim. Hırsızı yakalıyorum ben de.
Venir aquí, Atrapar al ladrón.
Uzunca bir süre yalnız babam ve ben vardık. Başka birinin hayatımızda olmasına ancak alışıyorum.
Solo hemos sido yo y mí papá durante tanto tiempo, aún no me acostumbro a tener a alguien más allí.
Ben göklerim hakimi için şarap almaya çıktığımda... her zaman kemerimi bağlıyorum.
Cuando salgo a comprarle vino al señor de los cielos, siempre me pongo el cinturón.
Ben de bir tane alıyorum.
Me prepararé otro.
Ben de hafta sonlarını alıyorum.
Yo, el fin de semana.
Ben de doğru yere gelmiş adama bakıyorum.
Y estoy mirando a un hombre que vino al lugar correcto.
Ben hamlelerimin çıktısını alıyorum.
Sólo me salen impresas las movidas.
Ben onları fuara alıyorum.
Los llevo a la feria.
Ama ben ağır bir ceza alıyorum çünkü... hükümet binalarına sızan beyaz vaizler... askerlik celbini yakıyor, başkanın heykellerini asıyor... Pentagon merdivenine yatıyor, Amerika'dan ayrılıyorlar. Beyazlar.
Pero ahora tengo una pena muy dura para los predicadores blancos, que frente a la Casa Blanca rompen la tarjeta de reclutamiento, colgar estatutos del Presidente, sentarse en los escalones del Pentágono, dejar los ciudadanos blancos.
Ama en azından ben etrafta dolaşıp diğer insanlara anlatmıyorum ne kadar güzel "Uzay Yolu" halkın arasında.
Al menos yo no ando por ahí diciéndole a la gente lo genial que es Star Trek : "En público".
Ben çok azgınım, mastürbasyon yapmaya başladığımdan beri günde en az 5 kere yapıyorum.
Estoy muy caliente. Desde que empecé a hacer porno, puedo masturbarme al menos 5 veces al día o me pongo de muy mal humor.
Ben bir insanın kanunu kendi ellerine alması gerektiğine inanmıyorum, fakat Norton'un hayatını sona erdirmekle, acaba başkalarını kurtarmış olmadım mı?
No creo que un hombre deba tomarse la justicia por su mano, pero al quitarle la vida a Norton, ¿ no he salvado a otros?
Aslında benim heykelimi dikmelisin, peki karşılığında ben ne alıyorum?
En realidad, debería levantar una estatua en honor de mi. ¿ Y qué obtengo a cambio?
Ben ne alıyorum?
Lo que me dieron a cambio?
Ben bunu alıyorum.
Me lo quedo.
Ben ana adaya yol alıyorum.
Voy a regresar a la isla principal.
Neyse, ben böyle algılıyorum.
Al menos, así lo veo yo.
- Ben... bir Bop sinyali alıyorum.
- Estoy... Estoy recibiendo un blop.
- Kızları okula sen götürüyorsun ben alıyorum.
- 18 : 00.
Artık işleri ben ele alıyorum.
Ahora estoy manejando todo.
Ben sorumluluk alıyorum Ben ne için.
Asumiré la responsabilidad de lo que hice.
Ben bira alıyorum.
Voy por una cerveza.
Ben birlikleri Güney'e götürmeye çalışıyorum.
Estoy tratando de enviar tropas al Sur.
Ben sadece dünyayı kurtarmaya çalışıyorum.
Sólo estoy tratando de salvar al mundo.
Ben dururken minik kızımın Ruhlar Dünyası'nda Korra'ya yol gösterici olmak zorunda kalmasına inanamıyorum.
No puedo creer que mi pequeña tenga que guiar a Korra al mundo espiritual en mi lugar.
-.. ve ben bundan zevk alıyorum.
-... y me gusta.
Ben çıkıp alışverişi yapıyorum.
Salgo, luego vienes y dices...
Sence ben bundan zevk mi alıyorum?
¿ Crees que disfruto de esto?
Ben... Baş nedimem olman isteğimi şu anda geri alıyorum!
Yo te envié la petición para que fueras mi dama de honor.
Ben iyi bir insanım, en azından çabalıyorum.
Soy una buena persona o al menos, intento serlo.
Sen şunu, ben de bunu alıyorum.
Me quedo con esta.
Ben küreği alıyorum.
Traeré el remo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]