Ben mark Çeviri İspanyolca
734 parallel translation
- Ben Mark Lamphere.
- Soy Mark Lamphere.
Ben Mark Elliott.
Soy Mark Elliott.
- Sizinle tanışmadık sanırım, Bayan Strutt. Ben Mark Rutland.
- Soy Mark Rutland.
Ben Mark. Gordon'un kardeşiyim.
Soy Mark, el hermano de Gordon.
Doktor, ben Mark Garrison.
Siento despertarlo tan temprano...
Ben Mark.
Soy Mark.
- Mike, ben Mark.
- Mike, habla Mark.
Albay Lynch, ben Mark.
Coronel Lynch, soy Mark.
Ben Mark Shermin, DDCA'dan, Dünya Dışı...
Soy Mark Shermin, de la Oficina de Búsqueda Extraterrestre...
"Buffo Black'i ben öldürdüm, efendim." "Ve suçu Mark Royce'un üzerine attım."
"Yo asesiné a Buffo Black, señor, e hice caer las sospechas sobre Mark Royce..."
- Ben sana inanıyorum, Mark.
Yo le creo, Mark.
Ben yaptım, Mark.
Lo hice, Mark.
Mark'ın hiçbir eşyasının orada olmadığını fark ettim. Ben de bu duruma itiraz edecektim.
Ya vi que en el dormitorio no había nada de él estuve a punto de protestar.
- Ben de öyle düşünmüştüm.
Las envía Mark. Lo suponía.
Mark, ben senin eşinim. Bu da benim ıslık çalacağın bir bebek olmadığım anlamına geliyor.
- Mark, soy tu mujer soy algo más que aquella muchacha a la que silbaste.
Onları ayırmak için buna mecbursun Mark. Ben de diğerlerini oyuna alayım.
Estará más repartido, los demás que jueguen a algo.
Onu yanlış anlamış olmalıyım. Ben... Mark bana yalan söylemez.
Debí entenderle mal, porque él no me mentiría.
- Evet. Mark'a Eleanor'u ben seçtim.
- Sí, yo elegí a Eleanor para Mark.
Mark, artık benim odalarıma gelmeyeceksen seninkilere ben geleceğim.
Mark, ya que no vas a mi habitación, vengo yo a la tuya.
Oh, Mark, ben... bana ne olduğunu bilmiyorum.
Mark, no sé qué me ha pasado.
Mark gitti, ve ben ise burada, hastanedeki yerimi kaybettim.
Mark se ha ido y he perdido mi puesto en el hospital.
küçük kıyafetler de var.
Mark Toliver, Ben Johnson y yo tenemos un rancho pequeño.
Ve eğer ben senin kurnazlığın yüzünden yanlış adamı öldürdüysem, şimdi neden doğru kişiyi öldürmeyeyim.
Y si maté al hombre equivocado debido a su inteligencia, Mark, ¿ por qué no matarlo en este momento? .
Ama, Mark... Ben o çocuklara ve ailelerine o kanadı inşa etmek için söz verdim.
pero, Mark... hice una promesa a esos niños y a sus padres para construir esa ala de hospital.
Mark, dinle. Eğer bana ihtiyacın olursa, ben iyi dövüşçüyümdür.
Mark, escucha, soy buena luchadora.
Ben. Mark, lütfen dinle...
- Yo... ¡ Oh, escucha, Mark...
- Ben Lil Mainwaring, Mark'ın baldızıyım.
Soy la cuñada de Mark.
Mark ben şimdi ne yapacağım?
¿ Mark? ¿ Qué voy a hacer?
- Tamam Mark. Ben götürürüm.
Vale, Mark, ya lo cojo yo.
Ama bana birdaha kapa çeneni dersen, Mark Garrison, ne ben nede kızlar seninle birdaha konuşmayacağız.
Pero si me vuelves a mandar a callar, Mark Garrison, ni yo ni las niñas te volveremos a hablar.
Mark! Fran, ben... Ben gerçekten üzgünüm.
Fran, lo siento mucho.
hayır, Mark, ben üzgünüm...
No. Perdóname a mí.
Artık Mark'ın işi benim işim ve ben iş hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
Ahora los negocios de Mark son los míos y no sé nada de negocios.
- Ben sana inanıyorum, Mark.
- Le creo, Mark.
Ben yaptım, Mark.
Fui yo, Mark.
Ben Los Angeles'tan Mark Salomon!
Un informe de las ceremonias del Día de Acción de Gracias.
Peki ben sana kilosu 60 mark'tan değil de... 80 mark'tan sattığını söylesem?
Pero y si yo le dijese que los vendió a 80 el kilo... y no a 60?
Kahvaltıyla birlikte 50 Mark, ben daha ödemedim bile.
50 marcos con desayuno, incluso cuando me atraso en el alquiler.
Cidden, sevgilim Ben-ben-ben geçen iki haftadır Beauty Mark'ın stoklarının azaldığını gözlüyordum.
En serio, querida vi que las acciones de Beauty Mark bajaron en los últimos dos meses.
Ben bu hafta 210 mark kazandım, sen de 236.5 mark.
Yo gané 210 marcos esta semana, y Ud. 236.50...
Tek bir sözüne bakarak neden sana 30 bin mark verdim ben?
Yo, por ejemplo. Ma basta una palabra suya y en seguida le doy 30 mil marcos.
Mark, ben içeri girip, yerleri ayırtayım.
Mark, voy adentro a hacer las reservas.
- 30.000 mark duydum. - Ben pek emin değilim.
No me ofrece confianza.
Sorun yok, Mark. Ben arkadaşınım.
Esta bien, ábreme Mark, soy tu amigo.
Ben Marc Elliot, Rose Eliot'un kardeşiyim.
Soy Mark Elliot, hermano de Rose.
Ben kardeşiyim, adım Mark.
Soy su hermano, Mark.
Elise, ben Mark.
Elise, soy Mark.
- Margie, ben Mark.
- ¿ Margie? Soy Marc.
Onu ben öldürdüm, Mark. Mary'i ben öldürdüm.
Yo la maté, Mark ; maté a Mary.
Ve ben de Mark'ı seviyorum.
Y yo amo a Mark.
- Ama ben biraz araştırdım ve Mark'ın bir türlü hastalığa yakalanmış olabileceğini öğrendim.
- Investigué un poco... y llegué a la conclusión de que quizá Mark haya contraído una enfermedad.
ben mutluyum 49
ben miyim 49
ben mike 23
ben memnunum 20
ben mi efendim 19
ben masumum 154
ben max 18
ben mahvoldum 17
ben michael 21
ben mi yaptım 17
ben miyim 49
ben mike 23
ben memnunum 20
ben mi efendim 19
ben masumum 154
ben max 18
ben mahvoldum 17
ben michael 21
ben mi yaptım 17