Bir şekilde Çeviri İspanyolca
55,185 parallel translation
Kendimi geçmişte yaptığım bir hata yüzünden şüpheyle felç etmektense konuya sen ve Sun gibi daha proaktif bir şekilde yaklaşacağım ve Rajan'a her şeyi söyleyeceğim.
Así que, en lugar de permitir que me paralice la duda, un error que cometí otras veces, estoy evaluando tomar la iniciativa, ser más como tú o como Sun, y contarle todo a Rajan.
Almanların yatıp, tekrar silahlanarak beklediklerini görselerdi şansları varken onları çok daha kolay bir şekilde ezip geçerlerdi.
- Sí. Y si hubieran sabido que los alemanes estaban al acecho, rearmándose, les hubiera ido mejor aplastándolos
Eğer bir şekilde Wendy'nin geri gelmesini umuyorsan bunun işini ne kadar kolaylaştıracağını bilmiyorum.
Y si todavía esperas traer de regreso a Wendy de algún modo, no veo cómo esto puede ayudar.
Üçkağıdı harika bir şekilde gerçekleştirdi.
El engaño fue muy bien ejecutado.
Buraya geldiğim zamanlarda hiçbir şeyim yoktu, bir şekilde çözerdim.
Cuando acostumbraba venir aquí, no tenía nada, así que simplemente me las arreglaba.
Siz sadece düşünecek misiniz? Saçmalama bir şekilde.
Uds. sólo van a... pensar que es una mierda de cualquier manera.
Şaşırtıcı bir şekilde, genç Maggie black İblis aşığı yakalamış tutmayı başardı Bodrum katında, gizli.
Sorprendentemente, la joven Maggie Black... se las arregló para... dejar al Demonio Amante atrapado... en el sótano, escondido.
- Bunu düşünmeyin bile. Bu geceki hedefiniz olsaydı Beni kıskandırmak için Sefil bir şekilde başarısız oldun.
Si tu objetivo esta noche era ponerme celosa... fracasaste miserablemente.
Yüzünü neredeyse kaybetti. Muhtemelen çok açık bir şekilde düşünmüyor.
Casi perdió la cara, probablemente no está pensando demasiado claramente.
Seks yapmak ne kadar önemli Bir şekilde mi Hep düşündüm Tamamen overrated.
¿ Cuál es la gran cosa con el sexo, de todas formas? Siempre pensé que está totalmente sobrevalorado.
Sonra da güzelce, medeni bir şekilde konuşacağız.
Luego tendremos una linda charla civilizada.
Şüphe götürmez bir şekilde yaşamsal.
Inequívocamente biológica.
Güvenli bir şekilde inceleyeceğiz.
Lo estudiaremos en un lugar seguro.
Tek amacımız o şeyi protokole uygun bir şekilde tecrit edip, yok etmek.
Tenemos pensado aislarlo y destruirlo según el protocolo.
ISS felaket bir şekilde alçalma yörüngesine girdi.
La EEI ha entrado en órbita descendente catastrófica.
Bir şekilde bu mantıklı da.
Y de alguna forma eso tiene sentido, ¿ sabes?
Siz ıslanmış bir şekilde 30 saat sonra geldiniz.
Usted ha aparecido después de 30 horas, que también, empapado.
Başka bir şekilde ifade etmek isterim, Sayın Yargıç.
Me gustaría reformularlo, señoría.
Bir şekilde masa bulabilir misiniz?
¿ Hay algún modo de darle una mesa?
Ama herhangi bir şekilde garipleşirse, daha doğrusu sen garipleşirsen kulaklığımı takıp bir podcast açacağım ve yemeğimi yiyeceğim.
Pero si se pone raro, es decir, si tú te pones raro, entonces escucharé un podcast y solo comeré la comida.
Yavaş bir şekilde tekrarlar mısın?
¿ Puedes decirlo más lentamente?
Bu enerji, daha sonra temiz ve güvenli bir şekilde bizim dünyamıza nakledilecek ve böylece bin yılllık enerji ihtiyacımız karşılanmış olacak.
La Torre creará múltiples portales de gravedad, que cosechará a la masa de El Eco... y la convertirá en energía electromagnética pura. Esta energía será entonces transferida... limpia y seguramente a nuestro mundo, alimentándolo durante milenios a venir.
Seni kuleden uzakta güvenli bir şekilde yansımaya gönderecek.
Te envía a El Eco, a una distancia segura de La Torre.
Taşınmak benim fikrim değildi ama hallediyoruz bir şekilde.
Mudarnos no fue idea mía, pero lo vamos a solucionar.
Genellikle bir şekilde hallederiz.
Por lo general, podemos arreglarlo.
İlginç bir şekilde, ağzında birkaç anahtar bulundu.
Extrañamente, se encontró un juego de llaves en su boca.
Bariz bir şekilde... Siktir git.
Vete a la mierda, ¿ sí?
O yüzden bir iyilik yap ve evde izleyenler için tarz bir şekilde öl.
Hazme un favor y muere con estilo para la audiencia.
Frankenstein yine mi mucizevi bir şekilde iyileşti?
¿ Otra recuperación milagrosa por parte de Frankenstein?
Bir şekilde çözerler.
Ya se las arreglarán.
Önce kurbanlarını gayet insancıl bir şekilde öldürüyor, onlara altı ay bakıyor, sonra onları vahşice tekrar öldürüyor.
Primero mata a sus víctimas lo más humanamente posible, las cuida durante seis meses, y luego vuelve a asesinarlas brutalmente.
Hepsi çok, çok kötü bir şekilde gelişmiş olmalı.
Y debe haber salido mal de alguna manera terrible, terrible.
Geçen yıl Kasım boyunca, ve Aralık da dahil, ikinizin kısa süreli bir ilişkisi yok muydu, sert bir şekilde sona eren?
¿ No es el caso que, durante noviembre... y en diciembre del año pasado, los dos habían tenido una relación de corta duración, que terminó amargamente?
Onu engellediniz mi, veya herhangi bir şekilde karşı çıktınız mı?
¿ Y le impidió que lo hiciera, u objetó de alguna manera?
Trajik bir şekilde...
Trágicamente...
Karbojen, karbondioksit ve oksijen gazı karışırsa beynin boğulma hissi yaratır ve vücudun yoğun bir şekilde korku ve kaygı tepkisi gösterir.
Sí. Carbógeno, dióxido de carbono y oxígeno mezclado pueden hacer que tu cerebro piense que estás asfixiándote y luego tu cuerpo reacciona con una ansiedad intensa y miedo.
Onun kesin ve dönüşü olmayacak bir şekilde dünyadan gitmesini istiyoruz.
Y lo queremos completa e irrevocablemente fuera de este mundo.
Seattle zombi vatanının başkenti olacak derken ne demek istediğinizi net bir şekilde öğrenebilir miyiz?
¿ Podemos obtener una respuesta concreta sobre a lo que te refieres al decir que "Seattle va a ser la capital de la nación zombie"?
- Bir şekilde kaçırmışım.
Esa me la he perdido de alguna forma.
Bu da insanı şunu düşünmeye itiyor... Acaba Hayley bir şekilde Mikaelson'ları geri mi getirmeye çalışıyor?
Lo que hace que la gente se pregunte si Hayley está tratando de traer a los Mikaelson de vuelta.
Bir süredir, Elijah Mikaelson'un bir şekilde hayatta olduğundan haberdarız.
Mira, sabemos desde hace un tiempo que Elijah Mikaelson de alguna manera sigue vivo.
Kardeşin onurlu bir şekilde öldü.
Tu hermano murió con gran honor.
Nezaretçiler bahis konusu, bu insanların garip bir şekilde adı fare olan ve onları öldürecek şu iri kıyım adamla karşılaşmadan ne kadar dayanacaklarıdır.
Los Supervisores apuestan cuánto durarán antes de que el grandullón... irónicamente llamado Ratón, los mate.
Bir şekilde yoluna girecek.
Lo arreglaré todo de algún modo.
Bir daha asla, hiçbir şekilde konuşmak istemediğini söylediğin konuyu içeriyor olabilir.
Podría o no incluir... eso que dijiste que nunca jamás querías volver a discutir.
Ancak bir şekilde hakikatin ortaya çıkarılması gerekiyordu.
Simplemente había que establecer cierta vérité.
Oldu da bir şekilde jürinin huzuruna çıkardın diyelim Jimmy onlarca uzman çağırıp sesin ona ait olmadığını kasetin montaj olduğunu söyleyecek.
Y si consigues presentarla ante un jurado, Jimmy llamaría a una docena de expertos en grabaciones que dirán que no es su voz, dirán que la cinta ha sido editada.
Müvekkilim erkek arkadaşı kayıp olduğu için anlaşılır bir şekilde üzgün.
Mi cliente está comprensiblemente triste porque su novio ha estado desaparecido.
Stacey, gerçekten hızlı bir şekilde arama yapsam sorun olmaz mı
Stacy, ¿ te importaría si?
Düşün bir, bu kadar yıldır seninle hiç bu şekilde konuştum mu?
Piensa en ello. ¿ Alguna vez te he hablado así? en todos estos años? No, ¿ verdad?
Kulenin faaliyete başlamasından büyük endişe duyulduğunu belirtti. Grubunun en ufak bir sorunda anında harekete geçeceğinin sözünü verdi. Ancak bu hareketin ne şekilde olacağını söylemedi.
Expresando serias preocupaciones... sobre la iniciación de La Torre, prosiguió a jurar que su grupo... actuaría a la primer señal de problemas, aunque no dijo de qué forma se tomaría esa acción.
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir sabah 32
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir sabah 32
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir sorun mu var 1028
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106
bir saat sonra 47
bir şey söylemeyecek misin 21
bir saniye 1866
bir şey yok mu 17
bir sorun mu var 1028
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106
bir saat sonra 47
bir şey söylemeyecek misin 21
bir saniye 1866
bir şey yok mu 17