Biraz zaman tanı Çeviri İspanyolca
931 parallel translation
Bana biraz zaman tanımak için şimdilik ne kadar istiyorsunuz?
¿ Cuánto querría usted provisionalmente a cuenta... para que me diera tiempo a buscar?
Bana biraz zaman tanımak zorundasın.
Debes darme tiempo.
- Biraz zaman tanı annecik.
- Dale tiempo. Ve allí, mamá.
Moskova'ya biraz zaman tanı.
Debes darle un poco de tiempo a Moscú.
Biraz zaman tanı.
Tienes que darle a la chica un poco de tiempo.
Biraz zaman tanı.
Dale un poco de tiempo.
Ona biraz zaman tanı, dayak atma sırası ona gelir.
Dale tiempo y verás cómo será él quien dé las palizas.
Ruhumdaki şeytanın üstesinden gelmem için biraz zaman tanı.
Tiempo para superar la sensación de que hay algo malo en mí.
Kendine biraz zaman tanı.
Date un tiempo. No.
Yeni sorumluluklarına alışması için ona biraz zaman tanımak gerekiyor.
Necesita tiempo para que se acostumbre a sus nuevas responsabilidades.
Bana biraz zaman tanı.
Dame algún tiempo.
- Müşterilerin biraz zaman tanısın.
- Que nos den más tiempo.
- Ona biraz zaman tanı.
Ya morirá.
Bize biraz zaman tanı yeter.
Sólo necesito un poco de tiempo.
- Biraz zaman tanı.
Siempre puedes intentarlo.
Yokluğuna çok alışmıştım, lütfen biraz zaman tanı.
Casi me había acostumbrado a tu ausencia. Esto llevará su tiempo.
Yani, kendine biraz zaman tanı.
Concédete un poco de tiempo.
- Kendine biraz zaman tanı.
- Date tiempo, eso es todo.
* Bana biraz zaman tanı yıkayım aşağı adamı. *
* Give me some time To blow the man down *
Kanun adamlarını bulup benimle beraber getirebilmek için bana biraz zaman tanıyın.
Deme tiempo para buscar a los agentes y traerlos aquí.
Tabii, bana biraz zaman tanırsan...
Claro, si me da un poco más de tiempo.
Kendimize biraz zaman tanıyalım.
Démonos un poco más de tiempo.
Ona biraz zaman tanı.
Dale un poco de tiempo.
Bana biraz zaman tanıyın. Delilleri kesin getireceğim.
Sr. Bracket, deme un poco más de tiempo y se lo demostraré.
- Kendine biraz zaman tanı.
- Tómate tu tiempo.
Biraz zaman tanı.
Dale más tiempo.
"Biraz zaman tanı."
"Dale tiempo."
Biraz zaman tanı.
Dale tiempo.
Düşündüm de, Marie-Anne'e biraz zaman tanısam diye, şey için...
Pensé en darle tiempo a Marie-Anne para...
İtalya Bankası durumu güç olanlara... ... biraz zaman tanıyacak.
Y la Banca de Italia tomará medidas para sostener las caídas.
Biraz zaman tanı.
- Sólo ha pasado un segundo.
Biraz zaman tanıyın, Danny güzelce uyum sağlayacaktır.
Con un poco de tiempo, Danny se adaptará perfectamente.
Bu nedenle Zürih'e gidelim diye düşündüm, orada ilişkimize biraz zaman tanıyalım...
Por eso pensé que en Zurich podríamos, con el tiempo...
Bana biraz zaman tanımalısınız.
Debe darme un tiempo.
Bana biraz zaman tanıyın, olmaz mı?
Abran paso.
Bir şey olmaz. Ona biraz zaman tanı.
No hay ningún problema, no.
Etraflıca düşünmesi için Bay O'Rourke'a biraz zaman tanıyalım.
Le daremos la ocasión de reflexionar.
O zaman "trende tanışmış iki yabancı" ortamını biraz daha ileri götürmeye ne dersin?
Entonces digo que - doblamos abajo en este... "Extraño en un tren" ambiente conseguimos ir aquí.
Korkarım perdeyi üzerine zamanından biraz erken indirmek zorunda kalacağım kadar zekice.
Tan brillante que voy a tener que sacarle de escena prematuramente.
- Bana biraz zaman tanı. - Hayır, bunun kısa bir sürede olması lazım.
- Dame algo de tiempo.
Bana biraz daha zaman tanı.
¿ Me darás un poco más de tiempo?
Üç aydan biraz daha fazla zaman önce Bay Stevenson işi kontrol etmek için New York'tan şahsen geldi.
Hace poco más de tres meses, el Sr. Stevenson llegó a Nueva York para supervisar el trabajo.
Ama bu biraz zaman alır. Bana zaman tanımak zorundasın.
Pero debes darme tiempo.
Biraz daha zaman tanısaydın, bana aşıktı, onunla evlenecektik.
Si me hubieras dado más tiempo... Estaríamos casados.
Ve biraz daha tembellik edecek zaman tanı.
Y esta vez dame más cuerda.
Madem o kadar tedirginsin o zaman sesini biraz daha alçalt.
Si estás tan preocupado por eso,... ¿ por qué no bajas un poco la voz?
Belki o zaman kokun biraz geçebilir, pislik içindesin.
Tal vez así no serías tan estirado ni tan receloso.
Bana biraz daha zaman tanı.
Tendré más tiempo.
Bu bacak yüzünden fazla ömrüm kalmadığını biliyorum. Ama Tanrı'dan tek isteğim birliğin üniformasına itibar etmeyen ve saygısızlık gösterenlerin yaptıklarını kanıtlayıp, askeri mahkemeye çıkarabilmem için bana biraz daha zaman tanıması.
Sé que esta pierna no me darà mucho tiempo pero espero tener tiempo suficiente para juntar evidencia y llevar ante el consejo de guerra a todos aquellos que desacreditan y deshonran al uniforme de la Unión.
Biraz bekleyip zinacılara soyunmaları için zaman tanıyalım.
Esperemos un poco, démosles tiempo a los adúlteros de que se desvistan.
Biraz daha zaman tanıyın bana.
¿ Lo aprendiste en las clases nocturnas?
biraz zaman ver 21
biraz zaman alacak 42
biraz zaman alabilir 27
biraz zamana ihtiyacım var 20
tania 31
tanıştığımıza memnun oldum 682
tanıştığıma memnun oldum 181
tanıştık 50
tanımıyorum 192
tanıyorum 129
biraz zaman alacak 42
biraz zaman alabilir 27
biraz zamana ihtiyacım var 20
tania 31
tanıştığımıza memnun oldum 682
tanıştığıma memnun oldum 181
tanıştık 50
tanımıyorum 192
tanıyorum 129
tanıyor musun 144
tanıyorsun 27
tanışıyor muyuz 68
tanışmıştık 55
tanıştığımıza çok memnun oldum 59
tanıştırayım 91
tanımıyorsun 24
tanıştığıma çok memnun oldum 22
tanıştığıma sevindim 39
tanıştığımıza sevindim 445
tanıyorsun 27
tanışıyor muyuz 68
tanışmıştık 55
tanıştığımıza çok memnun oldum 59
tanıştırayım 91
tanımıyorsun 24
tanıştığıma çok memnun oldum 22
tanıştığıma sevindim 39
tanıştığımıza sevindim 445