Buraya nasıl geldin Çeviri İspanyolca
894 parallel translation
Allah aşkına buraya nasıl geldin? Bu riske neden atıldın?
No sabes la alegría que tengo, ¿ cómo has llegado hasta aquí?
- Harry, buraya nasıl geldin?
¡ Harry! ¿ Tú aquí?
Buraya nasıl geldin?
¿ Cómo llegaste aquí?
- Buraya nasıl geldin?
- ¿ Cómo llegó aquí?
Buraya nasıl geldin?
¿ Cómo llegaste hasta aquí?
- Buraya nasıl geldin?
- ¿ Cómo has llegado aquí?
Buraya nasıl geldin?
¿ Cómo viniste a parar aquí?
- Buraya nasıl geldin sen? - Taksiyle.
- ¿ Cómo llegaste aquí?
- Brooklyn'den buraya nasıl geldin?
- ¿ Cómo has llegado aquí desde Brooklyn?
Buraya nasıl geldin?
¿ Cómo has llegado hasta aquí?
Buraya nasıl geldin?
¿ Qué haces aquí?
Buraya nasıl geldin?
¿ Cómo has llegado aquí?
- Margot, buraya nasıl geldin?
Margot, ¿ cómo llegaste aquí?
Buraya nasıl geldin?
¿ Cómo has venido?
- Buraya nasıl geldin?
- ¿ En qué has venido?
Buraya nasıl geldin?
¿ Cómo bajaste aquí?
Buraya nasıl geldin?
¿ Cómo llegó aquí?
Anne, buraya nasıl geldin?
Mami, ¿ cómo llegaron aquí?
Buraya nasıl geldin bilmiyorum ama memnun oldum.
No sé cómo ha llegado, pero me alegro.
Görünüşe göre bir kuş tüyü deposunda. Buraya nasıl geldin?
Parece un almacén de plumas de eider.
Nasıl oldu? Buraya nasıl geldin?
¿ Cómo es que estás aquí?
Buraya nasıl geldin çocuğum?
¿ Cómo es que viniste aquí hijo mío?
- Buraya nasıl geldin tatlım?
- ¿ Cómo has llegado aquí, cariño?
Peki buraya nasıl geldin?
¿ Cómo llegaste aquí?
- Sen buraya nasıl geldin?
- ¿ Cómo llegó aquí?
Sen buraya nasıl geldin?
¡ Agnès, estás aquí! No logro entender nada.
Buraya nasıl geldin?
¿ Cómo es que estás aquí...?
Buraya nasıl geldin?
¿ Cómo entraste aquí?
Söylesene, buraya nasıl geldin?
¿ Pero cómo llegaste aquí?
Buraya nasıl geldin?
¿ Cómo ha entrado aquí?
- Buraya nasıl geldin?
- ¿ Cómo llegaste hasta aquí?
- Buraya nasıl geldin?
- ¿ Cómo ha llegado hasta aquí?
Buraya nasıl geldin? Uçan halıyla?
¿ En la alfombra mágica?
- Buraya nasıl geldin hayatım?
- ¿ Cómo has llegado aquí, cariño? - En un vagón de mercancías.
Nasıl buraya geldin, güzelim?
¿ Cómo has acabado aquí, amor?
Nasıl geldin buraya?
¿ Cómo has llegado aquí?
Nasıl geldin buraya Concha?
¿ Cómo llegaste acá, Concha?
- Buraya nasıl geldin?
¡ Vaya por Dios!
- Buraya nasıl geldin?
- ¿ Cómo has venido?
Buraya nasıl geldin?
¿ Cómo pueden estar ahí?
Nasıl geldin buraya?
¿ cómo has llegado aquí?
Jeannie. Nasıl geldin buraya, hı?
Jeannie. ¿ Cómo te has soltado, eh?
Nasıl geldin buraya, hı?
¿ Cómo lo has hecho?
Nasıl oldu da buraya geldin?
¿ Y por qué te has venido?
Buraya nasıl geldin sen?
¿ Dónde diab...?
Herhalde işleri nasıl halledeceğimi göstermek için geldin buraya.
Supongo que tú también has venido a enseñarme a llevar las cosas.
Buraya bu kadar çabuk nasıl geldin?
- ¿ Cómo ha llegado tan rápido?
Nasıl oldu da buraya geldin?
¿ Y cómo llegaste aquí?
Buraya nasıl geldin?
Compañero jefe, viajé en tren...
Nasıl geldin buraya?
¡ Todo!
Buraya neden ve nasıl geldin?
¿ Cómo has llegado aquí, y para qué?
buraya nasıl geldiniz 32
buraya nasıl geldim 42
buraya nasıl girdin 72
buraya nasıl geldi 24
buraya nasıl gelmiş 18
nasıl geldin buraya 16
geldin 84
geldin mi 58
geldiniz 33
geldin demek 49
buraya nasıl geldim 42
buraya nasıl girdin 72
buraya nasıl geldi 24
buraya nasıl gelmiş 18
nasıl geldin buraya 16
geldin 84
geldin mi 58
geldiniz 33
geldin demek 49
buraya gel 5102
buraya 1484
buraya gelecek 17
buraya bak 279
buraya gelir misin 63
buraya kadarmış 49
buraya kadar 304
buraya geldin 19
buraya gelin 820
buraya neden geldin 73
buraya 1484
buraya gelecek 17
buraya bak 279
buraya gelir misin 63
buraya kadarmış 49
buraya kadar 304
buraya geldin 19
buraya gelin 820
buraya neden geldin 73
buraya getir 71
buraya koy 29
buraya gelsene 50
buraya gelip 69
buraya gelebilir misin 28
buraya geldim 45
buraya gelirken 28
buraya geri gel 39
buraya kadar geldik 26
buraya oturabilirsin 16
buraya koy 29
buraya gelsene 50
buraya gelip 69
buraya gelebilir misin 28
buraya geldim 45
buraya gelirken 28
buraya geri gel 39
buraya kadar geldik 26
buraya oturabilirsin 16