Düsünüyorum Çeviri İspanyolca
43,283 parallel translation
Biliyor musun, bazen söylediği bazı şeyleri senin bile duymadığını düşünüyorum.
¿ Sabes? , a veces creo que ni siquiera puedes oír las palabras que utilizas.
Seni seviyorum, her zaman seni düşünüyorum.
Te quiero, pienso en ti todo el tiempo.
Düşünüyorum ki geri nasıl gönderilebiliriz?
Estoy pensando en... ¿ cómo podemos ser arrojados de vuelta otra vez?
Ama Susan adında bir kız var ve bu kitabı her okuduğumda düşünüyorum ki...
Pero hay una chica llamada Susan, y siempre que leo esos libros me pongo a pensar :
Her gün düşünüyorum ve beni durduran tek şey sensin.
Pienso en ello todos los días, y lo único que me detiene eres tú.
- Burada daha çok olayın var olduğunu düşünüyorum.
Creo que hay mucho más en todo esto.
İnsanların kendilerini böyle daha rahat hissettiklerini düşünüyorum.
Encuentro que verme como humano hace que la gente se sienta más cómoda.
Şu sözde suikatçımızı umudun yakalayamayacağını düşünüyorum.
Pienso que la esperanza no ayudará a capturar a nuestro potencial asesino.
- Gitmen gerektiğini düşünüyorum. - Neden?
- Creo que deberías marcharte.
En çok katkı sağlayabileceğim yerin olay yeri olduğunu düşünüyorum.
Considero que soy más eficiente en la escena del crimen.
Kaba davranmak istemem ama biraz sarhoş olabileceğinizi düşünüyorum.
No quiero ser maleducado pero creo que está un poco bebida.
Birçok şeyi düşünüyorum.
He estado pensando en muchas cosas distintas.
Onu çok düşünüyorum.
Pero en Julie... en ella pienso mucho.
Kardeşim için iyi biri olduğunu düşünüyorum.
Creo que eres bueno para mi hermana.
Ama durumların ikimiz için de iyileşeceğini düşünüyorum.
Debo irme. Pero creo que las cosas están a punto de ponerse mejor para los dos.
Dinle, Sophie'yle sonunda gerçekten ayrıldığınıza göre Jack'in velayeti için uğraşman gerektiğini düşünüyorum.
Mira, ahora que Sophie y tú van a separarse por fin... creo que deberías pelear por la custodia completa.
Gitmeyi düşünüyorum.
Planeaba ir.
Sismik bir olayın olması için çok geç kaldığımızı düşünüyorum... Ve sonuçlar yıkıcı boyutlarda olacak.
Pienso en nosotros, como retrasados en años para un evento sísmico de proporciones catastróficas.
Bunu sürekli düşünüyorum.
Lo pienso todo el tiempo.
Bazen bu bir çeşit geometri mi diye düşünüyorum hayatımızda gerçekleşen bu rastlantısal olaylar.
A veces me pregunto si es por esa clase de geometría que nuestras vidas son nuestras vidas, esos encuentros al azar en tiempo y espacio.
Dinle, dostum. Gerçekten gitmen gerektiğini düşünüyorum.
Oye, oye, mira, tío, creo que deberías marcharte.
Ne düşünüyorum, biliyor musun?
¿ Sabes qué creo?
Hayır, eninde sonunda yapmamız gerek diye düşünüyorum.
No, pero creo que deberíamos hacerlo igualmente.
Onu bulursak, Garrett'ı da bulacağımızı düşünüyorum.
Tengo el presentimiento de que si la encontramos a ella, lo encontramos a él.
Buna ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.
... Siento que lo necesitamos.
Aramızdakinin, bundan fazlası olduğunu düşünüyorum.
Yo creo que es más que eso.
Ama derhal eve gitmemiz gerektiğini düşünüyorum.
Pero creo que deberíamos irnos a casa.
Çünkü tehlikede olduğumuzu düşünüyorum.
Porque creo que estamos en peligro.
Kulübede o zilleri bulduğumuzdan beri tüm yaşananları düşünüyorum.
Estuve... pensando en todo lo que pasó... desde que encontramos estas campanillas en el cobertizo.
Evet, yüksek ihtimalle olduğunu düşünüyorum.
Sí, creo que seguramente lo es.
Böyle daha iyi olduğunu düşünüyorum.
Bien, en realidad creo que suena mejor de esta forma.
Dinleyin, şöyle olması gerektiğini düşünüyorum.
Mire, creo que debería pasar esto...
Biliyor musun Marge, nedense şu korkunç kelimeleri daha iyi anladığını düşünüyorum ;
¿ Sabes Marge? , de alguna forma siento que entiendes más que nadie esas horribles palabras : ¿ "Qué ves en él"?
Gerçek beni gördüğünü düşünüyorum.
Creo que ves mi verdadero yo.
Kesinlikle yeri değiştirmemiz gerektiğini düşünüyorum efendim.
Realmente pienso que debería cambiar de lugar, señor.
Chicago'ya hareket etmesinin gerçek sebebinin..... Johnny Torrio'nun Onu çağırması olduğunu düşünüyorum.
Creo que lo que realmente consiguió que se trasladara a Chicago fue el hecho de que Johnny Torrio se lo pidió.
Ben bir test pilotuyum, bu yüzden sınırları zorlamanın önemli olduğunu düşünüyorum.
Soy un piloto de pruebas, así que, creo que es importante traspasar los límites.
Bazı insanların genetik olarak evlerini terk etmek ve keşfetmek için bir yere gitmek istemek üzere programlandıklarını düşünüyorum.
Creo que algunas personas están programadas genéticamente para querer ir a algún lugar, dejar su hogar y explorar.
Uzay kâşiflerini düşündüğümde, dünyayı, sevdikleri herkesi ve tanıdıkları herkesi yürek burkan bir şekilde bıraktıktan sonra gidip imkânsız şeyler yapma isteklerini düşünüyorum.
Cuando pienso en los exploradores espaciales pienso en su disposición a separarse de la Tierra y de todos los que aman y los que conocen, para ir y hacer cosas imposibles.
İnsanları uzaya göndermenin insanlık fedakârlığı denen antik insan alışkanlığının en yeni ifadesi olduğunu düşünüyorum.
Creo que enviar a los humanos al espacio es nuestra máxima expresión de una antigua práctica llamada sacrificio humano, pero realmente al servicio de algo mucho más importante.
ExoMars hakkında 16 yıldan fazla bir süredir düşünüyorum.
He estado pensando en ExoMars durante más de 16 años.
Ben de bu kararı verecek kadar tecrübeli olmadığını düşünüyorum.
Quiero pelear para liberarlo. Y no creo que hayas ejercido lo suficiente para tomar esa decisión.
- Bence şu an altına ediyorsun. O yüzden ikinci seçeneği duymak isteyeceğini düşünüyorum.
Creo que te estás cagando en los pantalones en este momento, por eso creo que te interesará saber lo que hay en la puerta número dos.
Hala da öyle düşünüyorum.
Y sigo creyéndolo.
Dürüst olmam gerekirse, dahice bir fikir olduğunu düşünüyorum.
¿ Honestamente? Creo que esto es brillante.
Artık kaçınılmaz olan için hazırlanmamız gerektiğini düşünüyorum.
Y creo que ahora deberíamos empezar a prepararnos para lo inevitable.
Ulusal kampanyamız için seferber olduğumuz şu günlerde uyuşturucuların milyonlarca kişiyi esir aldığını düşünüyorum.
Al movilizarnos en esta cruzada nacional, soy consciente de que las drogas son una tentación constante para muchos.
Neden sen de okuldayken bu tarz şeylerle uğraştın gibi düşünüyorum acaba?
¿ Por qué tengo la sensación de que cuando estabas estudiando te pasó algo exactamente igual?
Yani artık bunu kendi başına halletmenin vaktinin geldiğini düşünüyorum.
Así que creo que es hora de que te encargues tú mismo.
Senin iyiliğini düşünüyorum.
¿ De acuerdo? Tenías en mente mi bienestar.
Kırmızı ceketle dolu bir dolabım var. Siyah deriler için biraz yer açabileceğimi düşünüyorum.
Sólo hay chaquetas rojas en mi armario, me gustaría tener algunas negras.
düşünüyorum 297
düşünüyorum ki 20
düşünüyorum da 210
düşündüm 122
düşünüyorsun 44
düşün 451
düşünmüyorum 81
düşünün 108
düşüneceğim 105
düşünceler 16
düşünüyorum ki 20
düşünüyorum da 210
düşündüm 122
düşünüyorsun 44
düşün 451
düşünmüyorum 81
düşünün 108
düşüneceğim 105
düşünceler 16
düşünmek 24
düşünmedim 36
düşünemiyorum 69
düşünceli 20
düşünme 63
düşünürüm 38
düşünüyor 23
düşüneyim 58
düşünmeliyim 39
düşünmem lazım 60
düşünmedim 36
düşünemiyorum 69
düşünceli 20
düşünme 63
düşünürüm 38
düşünüyor 23
düşüneyim 58
düşünmeliyim 39
düşünmem lazım 60
düşünüyordum 129
düşününce 41
düşünüyor musun 27
düşünsenize 76
düşünsene 342
düşündüm de 330
düşündüğüm gibi 49
düşün bunu 33
düşündüm ki 259
düşün bakalım 35
düşününce 41
düşünüyor musun 27
düşünsenize 76
düşünsene 342
düşündüm de 330
düşündüğüm gibi 49
düşün bunu 33
düşündüm ki 259
düşün bakalım 35