Eğer bu Çeviri İspanyolca
37,476 parallel translation
Eğer bu klasörü bulmazsam, çok iyi bir bahaneye ihtiyacım olacak.
Si no encuentro esta carpeta, estoy va - Necesita una muy buena excusa.
Louis, toplantıda elimizdeki kozun batıyor olmamız olduğu ve eğer bu ofisler dolu olursa, elimizde koz kalmayacağı aklına geldi mi?
Louis, ¿ se te ocurrió que usaremos la amenaza de bancarrota en esa reunión y que si estas oficinas están llenas, acabaría con ese plan?
Eğer bu Jack Soloff'u işe almamla alakalı ise sana gıcıklık olsun diye yapmadım.
Si esto se trata de que contraté el departamento de Jack Soloff, no lo hice para clavarte.
Bak, aa, eğer bu laboratuarda Bir şey almak isteseydin Ve bu aldığınla birisi süper kahramana dönüşseydi,
Si tuviera que elegir algo de aquí que convirtiera a alguien en superhéroe.
Eğer bunu yaparsam bu sefer gerçekten hapiste ölebilirim.
Si lo hago, puede que muera en prisión.
Pekala, eğer bu doğruysa, yardım için neden onu değil de beni aradı?
Bueno, si eso es verdad, ¿ por qué me llamó a mí en vez que a él?
Eğer burada olsan bu daha kolay olurdu.
¿ Sabes? Esto sería muchísimo más fácil si estuvieras aquí.
Eğer bu müşteri getirmezse babaannen Times Meydanı'nda broşür dağıtırken senin ayı kıyafetiyle tap dansı yapmanı isteyecek.
Si esto no reunir más anuncios, Va de la abuela necesito que a bailar tap en un traje de oso Mientras repartir volantes en Times Square.
Eğer bu iş batarsa Jesse acil yardım uzmanıydı.
Y si eso no sale bien, Jesse solía ser paramédico.
Eğer bu işi beraber yapacaksak sözleşmenizi vereyim. Ve tabiki başkasıyla daha anlaşmamanızı da isteyeceğim.
Si fuésemos a continuar con esto y le diéramos una hoja de términos, queremos un reembolso sin pausa.
Eğer bu işi böyle yapacaksak birbirimize güvenmemiz lazım.
Si esto va a funcionar, tendremos que confiar la una en la otra.
Düşünüyorum da Cam eğer bu çocuklarla çalışmak istemiyorsa en azından yüzyüze bu konuyu halledebilecek cesareti olmalı.
Solo creo que si Cam no quiere trabajar con los chicos, ella debería tener el coraje de lidiar con ellos cara-a-cara.
Hayır, eğer bu işte senin de parmağın olursa John Jr.'ın iki ebeveyni de kaçak olur.
No. Si esto... si esto tiene tus huellas, entonces los dos padres de John Jr. serán fugitivos.
Eğer bu bilgi yanlışsa, ailen acı çekecek.
Si esta información es incorrecta, tu familia sufrirá.
Eğer bu tuhaf yerde bu korkunç sandalyeye karşı şimdi dürüst olmazsan ;
Si no puedes ser sincero ahora, en este sitio extraño con esa horrenda silla,
Eğer bu sanatı taklit eden bir hayatsa ve o tam anlamıyla Ophelia olduysa,
Si su imitación es un arte y se convirtió en Ofelia...
Eğer bu kişiyi bulursak, Katili de bulmuş oluruz.
Nos encontramos con la persona Marcus rompió aquí con, nos encontramos con su asesino.
Çünkü eğer bu Bonnie Bennet ile son anlarımsa eğer beni duymanı istiyorum.
Porque si este es mi último momento contigo, Bonnie Bennet, necesito que me oigas.
Eğer Jordan Graff'ı okusaydınız, kendisi Harvard Hukuk mezunu bu arada devlet okullarının müfredatlarının beyazlar, azınlıklardan daha az başarılı olsun diye düzenlendiğini fark ederdiniz!
¡ Si desea leer a Jordan Graff, quién es graduado en Derecho en Harvard, por cierto, se dará cuenta de que los currículos de las escuelas públicas, han sido ajustados! ¡ Así a la gente blanca le va peor que a las minorías!
Eğer siz bu projeyi almazsanız Tapu Müdürlüğünün bize başka bir ortak bulması gerekecek.
Ahora, si usted no toma este proyecto, La Autoridad de Vivienda necesitaría llegar a otro socio.
Demek istediğim o şey bana keşke duyma yeteneğim olmadan doğsaymışım dedirtiyor ama eğer senin için bu kadar önemliyse dinlerim.
Está bien. Es decir, esa cosa me hace desear que nací Sin la posibilidad de escuchar música,
Eğer hayatımıza girmeseydi, ne siz... bu günki. siz, ne de ben bu günki ben olurdum.
Y no seríais quienes sois, y yo no sería quien soy, si ella no hubiera entrado en nuestras vidas.
Seni oteline bırakalım mı? Evet, bu harika olur, eğer Maura için de sakıncası yoksa. Hayır, hiç olmaz.
Tres asesinatos sin resolver en los últimos dos años con interesantes características de eliminación... colgado de un poste de luz, atado a la parte delantera de un camión, dos mitades en un coche, una en la parte delantera y una en la trasera.
Eğer geldiklerinde bu ofisler boş olursa çok kötü görünürüz.
Y si estas oficinas están vacías cuando lleguen, nos veremos mal.
Eğer bir saniye bile geç kalırsanız size yemin ederim bu şehirde bir daha sahte avukat olamazsınız.
Y si están marcadas un segundo después, lo juro por Dios, que más nunca serán asociados falsos en esta ciudad.
- Eğer kabul etmezseniz, bu da olmayacak.
Si no la aceptas, serán cero centavos por dólar.
Ve eğer ona bu gece ödeme yapmazsak, yarın bu anlaşmayı bozacak biz de on dakika sonra işsiz kalacağız.
Y si no le pagamos esta noche, acaba con ese acuerdo mañana y tendremos que cerrar el negocio en diez minutos.
Ve eğer benim gibi bir adamla kavga etmekten bu kadar korkuyorsan liderliğin pek de uzun sürmez gibi.
Y si tienes tanto miedo de pelear con alguien como yo, no serás líder mucho tiempo.
Yani, eğer gerçek bir şirket gibi görüneceksek yarından itibaren bu ofisleri kiralamak için bir şeyler yapmalıyız.
Que si queremos vernos como un verdadero bufete, a partir de mañana tenemos que hacer algo para subalquilar estas oficinas.
Ama eğer benimle bu tonda konuşacaksan siktir olup gidebilirsin.
Pero si me vas a hablar en ese tono, vete al diablo.
Eğer suçluluk duyuyorsan, bu senin sorunun.
Si está todavía de sensación culpable después de todo este tiempo, Ese es su negocio.
Ama... eğer onu bu konuda, aramam gerekirse...
Pero... si quieres llamarla, asegurarte de que está enterada...
Bu yüzden yerinde olsam elimi çabuk tutardım eğer onu seviyorsan.
Yo en tu lugar me apresuraría... si la amas.
Fakat eğer olmasaydı tüm bu sorumluluklar?
Tenemos responsabilidades. ¿ Y si no las tuviéramos?
Eğer Zantium Laboratuarında seni öldürmeye çalışan birisi varsa, Seni oraya götürmekle bu dünyadaki en berbat polis olurum.
Si alguien de allí intenta matarte, sólo el peor policía del mundo te llevaría.
Eğer Brooks Caleb'i havalaanından aldıysa, O zaman bu durum Caleb'i direk olarak Loksat'a bağlar.
Si Brooks recogió a Caleb en el aeropuerto, eso lo relaciona con LokSat.
Biliyor musun, eğer Horatio ve Triadlar Birlikte çalışıyorlarsa bu oldukça büyük bir şey demektir
Si Horatio trabaja con la Triada, es algo muy grande.
Eğer altında başka bir neden olmasaydı, bu davayla hiç uğraşılmazdı.
Y ni siquiera hubieran considerado este caso - a menos que hubiera un motivo oculto.
Illinois Hukuku ve Castle İlkesi de dahil olmak üzere eğer herhangi biri, ki bu bizim davamızda bu İHA oluyor geri çekilirse onu vurmak yasaktır.
Y según las leyes de Illinois, incluida la doctrina Castle, es ilegal disparar a un intruso por la espalda si él, o en este caso ello, se está retirando.
Bakın, ben... size bunu gerçekten dün söylemek isterdim, ama siz de beni anlayın, Eğer Sandy bu yaptığımı öğrenecek olursa...
Mira, yo... realmente quería decir a ustedes acerca de esto ayer, pero hay que entender, si de arena se entera de que lo hice...
Bu gece, eğer şansımız varsa ayın 13'ü gecesi olabilir mi?
Era esto, por casualidad, la noche del 13?
O tekne bu adaya bir şey için geldi. Uyuşturucu ve şampanya kaynağı değilse eğer füzeler buradadır. "Cennet"...
Ese barco llegó a esta isla por algo, así que a menos que esto sea un punto caliente para drogas y champán, los misiles están aquí.
Eğer kaçmasına izin verirsek bu hepimizin sonu olur!
- ¡ No... dejarlo escapar causaría nuestra derrota!
- Eğer ilgilenmiyorsan. Bu...
- Si no estás interesada, eso...
Eğer seni daha iyi hissetirecekse bu işte hepimiz seninle birlikteyiz.
Si te hace sentir mejor todas estamos iguales.
Eğer yapamazsak bu onu bitirir.
Si no lo hacemos se lo comerá vivo.
Eğer benim dediğim gibi olsaydı bize disklerini yollarlardı..... biz de bir günde bu işi bitirmiş olurduk.
Dios, si estuviese en mis manos haría que nos enviaran el disco y ahí terminaría el asunto.
Eğer senin bu iş için uygun olmadığını düşünsek sana teklifte bulunmazdık değil mi?
Si no creyéramos que fueras el hombre para el trabajo, no te lo hubiéramos ofrecido, ¿ verdad?
Tabi eğer sen ona her halükarda bu rolü oynayacağı sözünü vermediysen.
Salvo que usted le prometiera que podría quedárselo.
Ölü nişanlına saygısızlık etmek istemem ama benim hala canlı olan sevgilim büyük bir sorunla boğuşuyor ve ben ise onu bu durumdan kurtarmak için vampir güçlerimi kullanarak bilinçaltında bir boşluk arayacağım ve eğer başarısız olursam ne yazık ki ölümüme kadar kurtulamyacağım bir işaretim olacak.
Bueno, sin ofender a tu chica muerta, pero mi aún viviente chica está pendiendo de un hilo, y estoy a punto de usar mis poderes de vampiro para tratar de encontrar un agujero en su subconsciente, sabiendo completamente bien que si fallo, seré marcado para morir a sus manos.
Bu işe yarayacak mı bilmiyorum ama eğer sen varsan deneyeceğim ben de.
No sé si combatiré esto funcionará, pero lo intentaré si tu lo intentas.
eğer bu doğruysa 66
eğer bunu yaparsan 17
eğer bu olursa 16
buddy 296
burger 17
butt 27
bu ne 1749
buster 93
bush 29
bunny 148
eğer bunu yaparsan 17
eğer bu olursa 16
buddy 296
burger 17
butt 27
bu ne 1749
buster 93
bush 29
bunny 148