Farkında değil misin Çeviri İspanyolca
493 parallel translation
Neyle suçlandığımın farkında değil misin?
¿ No ves de qué me están acusando?
Farkında değil misin?
¿ No se da cuenta?
Tüm paranın gittiğinin farkında değil misin?
¿ Te das cuenta que todo el dinero ha volado?
Bir ay içinde evleneceksin ama çeyizinde... tek bir eşya bile yok, farkında değil misin?
¿ No te das cuenta de que te casas en un mes... y no tienes ni un trapo en tu dote?
Tanrı'ya karşı günah işlediğinin farkında değil misin?
Ni siquiera sabes que siendo así también ofendes al Señor.
Başına iş açabileceğinin farkında değil misin?
¿ No se da cuenta en lo que pudo haberse metido? - ¿ Qué?
Salak, yanlış tarafa gittiğinin farkında değil misin?
Oye, idiota, ¿ no ves que te has equivocado de camino?
Şehrin yarısının seni aradığının farkında değil misin?
¿ No se da cuenta de que todo el mundo le está buscando?
Ne yaptığının farkında değil misin?
¿ No se da cuenta?
Ama farkında değil misin...
¿ Pero no entendéis que...?
Bu sabah bu eve hayat geldiğinin farkında değil misin?
¿ Te das cuenta de que la vida ha entrado en esta casa esta mañana?
Babamın sana teklif ettiği şeyin farkında değil misin?
No te das cuenta de lo que papá te está ofreciendo.
Biz de onları ilk tebrik edenler oluruz. Bu ne anlama geliyor farkında değil misin?
Seremos los primeros en felicitarlos.
Sapık herifin buraya doğru geldiğinin farkında değil misin?
¿ No entiendes que ese loco ha podido entrar aquí?
Bunun şu an önemi yok, ama doğruca Gestapo'nun ellerine gittiğinin farkında değil misin?
Eso no importa ahora, ¿ no te das cuenta... que irás a las manos de la Gestapo?
Gus'ı acilen hastaneye götürmemiz gerektiğinin farkında değil misin?
¿ No ves que es imprescindible llevar a Gus al hospital?
Hayatını kurtardığının farkında değil misin?
¿ No ves que te salvó la vida?
Yaptığın şeyin farkında değil misin? Bu kulübün utancı oldun.
Tu has deshonrado este club.
Garance, seni sevdiğim gibi senin de beni sevmeni istediğimin farkında değil misin?
Garance, no puede saber... Me gustaría, sí, me gustaría tanto que me amara como yo la amo.
Bir melek olduğum için... bir şimşek çakmasıyla seni yok edebileceğimin farkında değil misin?
¿ No se da cuenta que como ángel... podría destruirlo con un relámpago?
Rahibe, ne yaptığının farkında değil misin?
Hermana, no se da cuenta de lo que está haciendo,
Çok çekici bir kadınsın yoksa bunun farkında değil misin?
Eres una mujer condenadamente atractiva... ¿ o no lo habías notado?
Sıraya dizilmiş binlerce çocuğun seni görmek için... beklediklerinin farkında değil misin?
¿ No se da cuenta de que hay miles de niños... que lo esperan en las calles?
Görmüyor musun? Neler olacağının farkında değil misin?
¿ No sabes qué ocurrirá?
Bu ne büyük bir felaket, farkında değil misin?
¿ No ves que esto es un desastre?
Düklüğün muhtemel varislerinden biri olduğunun farkında değil misin?
¿ No se da cuenta de que es usted un presunto heredero al ducado?
Bu gece olanlar herkesin başına gelebilirdi. Farkında değil misin?
Lo que te pasó hoy pudo pasarle a cualquiera. ¿ No lo ves?
Çevrende neler oluyor farkında değil misin?
¿ No conoce a nadie que continúe a su alrededor?
Seni kurtardıklarının farkında değil misin?
¿ No notas cuando te dan un respiro?
Çekimin ortasında filmi durdurmak zorundayım... farkında değil misin?
¿ No te das cuenta que he cerrado la producción justo en la mitad del rodaje?
Beth, farkında değil misin? Sadece birkaç hafta önce, onu eşinin mezarı önünde yas tutarken gördün.
¿ Es que no te das cuenta de que hace apenas dos semanas lo viste llorar junto a la tumba de su mujer?
Ehemmiyetinin farkında değil misin?
- ¿ Sabes lo que significa? - ¡ Déjame en paz!
Çocukların çoğu kez aç kaldıklarının farkında değil misin?
¿ No te das cuenta de que los niños pasan hambre a menudo?
Aşkımın farkında değil misin?
No ves que te quiero?
Orada kazanmamı istemiyorlar, farkında değil misin?
allí no quieren que gane, ¿ no te das cuenta?
Farkında değil misin Paul?
¿ No lo ves, Paul?
- Ama birileri buraya dalacak olursa ne bulacaklarının farkında değil misin?
Sí, pero si alguien entra, ¿ sabes lo que se van a encontrar?
Baba, hastane senin iyiliğin için engel oluyor, farkında değil misin?
Padre, ¿ no sabes que el hospital te lo niega por tu propio bien?
Aklından geçen nedir? Düşüncesizce davrandığının farkında değil misin?
¿ No crees que es demasiado precipitado?
Hatalı olduğunun farkında değil misin?
¿ No ves que puedes equivocarte?
Filip'in tek bir düşüncesi var. Bunun farkında değil misin? Amacı, senin düşmanlarını cübbesinin altına gizlemek.
Pero Philippe sólo busca... proteger a tus enemigos.
Gwen, sana sahiden âşığım. Farkında değil misin?
Gwen, te quiero de verdad, ¿ no te das cuenta?
Bara dön, Charlie. Burada özel bir meselemizin olduğunun farkında değil misin?
Regresa al bar, Charlie. ¿ No ves que tenemos asuntos privados?
Bunun farkında değil misin?
¿ No lo sabes?
Barbara'yı düşündüğümün farkında değil misin?
¿ No te das cuenta de que puedo pensar en Barbara?
Sana ne çok ihtiyacım olduğunun farkında değil misin?
¿ No ves lo mucho que te necesito?
Sen bunun farkında değil misin? Bu, kendine işkence yapmak ve zincirlerini kıramamaktır.
Deja que las cosas le atormenten y le depriman... y nunca hace nada al respecto.
Bugünden itibaren evin erkeği olduğunun farkında değil misin?
¿ Sabes qué día es hoy? ¿ No sabes que hoy vas a ser el jefe de la familia? ¿ No lo sabes?
Johnny, burada tehlikede olduğunun farkında, değil misin?
Johnny, ¿ no te das cuenta del peligro que corres aquí?
İnsanların neler diyeceğinin farkında değil misin?
¿ Acaso no te das cuenta de lo que dirá la gente?
Ne yaptığının farkında değil misin?
¿ No entiendes lo que haces?
farkında değildim 19
değil misin 154
değil misiniz 34
misin 24
mısın 19
farkındayım 382
farkındasın 22
farkında mısın 185
farkındasın değil mi 17
farkında mısınız 40
değil misin 154
değil misiniz 34
misin 24
mısın 19
farkındayım 382
farkındasın 22
farkında mısın 185
farkındasın değil mi 17
farkında mısınız 40