Farkındasın Çeviri İspanyolca
3,258 parallel translation
Yalanlarının Estefan'ı öldürdüğünü farkındasın, değil mi?
¿ Te das cuenta, no? ¿ De que tus mentiras hicieron que asesinaran a Estefan?
Bu hiç sağlıklı değil, farkındasın değil mi?
Esto no es saludable, lo sabes.
Doğruyu söylediğimin farkındasın, değil mi?
Sabes que es verdad.
- Farkındasın, değil mi?
¿ Lo sabes, verdad?
Evet ama bazen davaların üzerinden zaman geçer eminim bunun farkındasındır.
Sí, pero en algún punto, casos como este se estancan, como estoy seguro que estás al tanto.
Matthews'un kulağına gitseydi terfini engellemek için yeterli kozu olurdu, farkındasın değil mi?
¿ Te das cuenta que si Matthews se hubiera enterado tendría las armas que necesita para detener tu promoción?
Seni gerçekten özleyeceklerinin farkındasın, değil mi?
Te van a extrañar mucho, ¿ sabes?
Umarım farkındasın, artık birlikte çalışamayacağımıza göre rakip oluyoruz.
Espero que sepas que al no poder trabajar juntos, somos adversarios.
Burası erkekler tuvaleti. Farkındasın, değil mi?
Este es el baño de hombres.
Bu tuhaf terli arkadaşın, onu sadece bu tartışmayı kazanmak için çağırdığını duyunca çıldıracak, farkındasın değil mi?
Sabes, cuando tu extraña amiga sudorosa averigue que la estás usando solo para ganar una discusión va a alucinar.
Bir kız arkadaşım olduğunun farkındasın, değil mi?
¿ Entiendes que tengo una novia, cierto?
Bu yolculuğun tüm amacının sevdiğim kadına gerçekte kim olduğumu söylemek olduğunun farkındasın, değil mi?
¿ Sabes que el verdadero motivo de este viaje es decirle a la mujer que amo que en verdad soy otra persona?
Haddini fazlasıyla aştığının farkındasın herhalde? - Öyle mi?
- Estás en terreno peligroso.
Yalnız olmadığının farkındasın değil mi?
Te das cuenta de que no estás sola, ¿ no?
Seni neden buraya çağırdığımın farkındasın değil mi?
Sabes por qué te he llamado, ¿ No?
- Önceki işaretlerin de amacı buydu farkındasın, değil mi Mike? - Evet, farkındayım.
¿ Te das cuenta de que ese era el punto de las señas viejas, verdad, Mike?
Yatağa son girdiğinden bu yana insanlar da cinsellik de değişti, farkındasın değil mi?
¿ No has notado que la gente cambió la manera de tener sexo desde que lo hiciste?
Amerikan Psikologlar Derneğinin eski hastalarla çıkmadan önce en az beş yıl beklemek zorunda olduğuna dair bir tüzüğü olduğunun farkındasın değil mi?
¿ Te das cuenta que la Asociación Americana de Psicología cuenta con una guía de que debes esperar por lo menos 5 años antes de salir con una ex-paciente?
Bizim forumda gerçek ismini kullandığının farkındasın, değil mi?
Sabes que has usado tu auténtico nombre en nuestro foro, ¿ verdad?
14 yaşında olmadığımızın farkındasın, değil mi?
Te das cuenta de que no tenemos 14 años de edad, ¿ cierto?
Köken bir vampir olduğunun farkındasın, değil mi?
¿ Te has dado cuenta de que eres una vampiresa original, verdad?
Hepsi için aynı şeyi söylediğinin farkındasın değil mi?
¿ Te das cuenta que lo has dicho con todos?
Bugün Pazar farkındasın, değil mi?
¿ Te das cuenta que es domingo?
Dün akşamki tutuklanmanla yasal olarak seni kovmak durumunda olduğumun farkındasın değil mi?
¿ Te das cuenta de que, dado tu arresto de ayer por la noche, estoy obligado por ley a despedirte?
- Konu bu değil ve bunun farkındasın.
Eso no es de lo que se trata, y tú lo sabes.
Bunun sadece törensel olmadığının farkındasındır umarım.
Las cuales sabrá que son ceremoniales.
Sadece zengin insanların bu şekilde bokluklar dediklerinin farkındasındır.
Te das cuenta de que solo los ricos dicen eso.
Orta okula geçtiğimin farkındasın değil mi?
- Evidentemente. ¿ Si te das cuenta de que ya estoy en la secundaria?
Köpeğinin ölü olduğunun farkındasın değil mi?
Sabes que tu perro está muerto, ¿ verdad?
Kurt adam ısırığının bir vampiri öldürebileceğinin farkındasın değil mi?
¿ Estás al tanto de que una mordedura de hombre lobo puede matar un vampiro?
Cinsiyet ayrımcılığı üzerine bir davada çalıştığımızın farkındasın.
Te das cuenta de que estamos trabajando en un caso de discriminación de género.
Tamam. Bulduğum şeyi elimden aldın ve bunun farkındasın.
Te robaste mi descubrimiento, y tú lo sabes.
Sen de farkındasın.
Sabes eso.
Burada başka bir tanık olmadığının farkındasın değil mi?
Haces esto porque no hay ningún testigo aquí, ¿ verdad?
Annemden sonra ilk olmadığının farkındasındır umarım.
Sabes que no has sido la primera, ¿ verdad? Desde que él y mamá se separaron.
Evet, farkındasın.
Y lo sabes. Si, así es.
Farkındasın, Joe.
Sí, y lo sabes Joe.
Lord of the Rings'den alıntı yaptığının farkındasın değil mi?
Te das cuenta que acabas de citar a "El Señor de los anillos". ¿ Verdad?
Bu elemanların, adiliğin kitabını yazdığının farkındasınız, değil mi?
Te das cuenta de que estos chicos son, como, Herramientas contratista grado.
Bay Burton, sanırım şunun farkındasınız eğer kendi lehinize bir kanıt sunarsanız kendizini direkt olarak çapraz sorguya açmış oluyorsunuz.
Sr. Burton, ¿ está al tanto de que si da testimonio en su defensa, se pone a disposición de ser interrogado por la Corona?
Kaçınılmaz sonu yalnızca ertelediğinin farkındasın değil mi?
Te das cuenta de que solo estás posponiendo lo inevitable, ¿ verdad?
Rebekah, eğer Elena'ya bir şey olursa tedaviyi bulma şansının olmayacağının farkındasın değil mi?
Rebekah, te das cuenta de que si algo le pasa a Elena no tendrás posibilidad de encontrar la cura, ¿ verdad?
Siz de farkındasınız, biliyorum.
Sé que ustedes notaban algo raro en mí.
İstediğin kadar şaka yapabilirsin ama olanın sen de farkındasın.
Bromea todo lo que quieras, pero te van a acabar atrapando.
Farkındasın değil mi?
Lo sabes, ¿ verdad?
Burası Owen olmadan işlemiyor, Derek. Sen de farkındasın.
Esto no funciona sin Owen, Derek, y lo sabes.
Neler olduğunun farkındasın, değil mi?
Tú sabes lo que está pasando, ¿ no?
Şimdi, dört dilde makaleleri yayımlanan bilinen bir sosyal bilimci olan ve APD, ADE ve SHUUB üyesi Kate Wales'ın izinle aynı fikirde olmadığının farkındasınızdır.
Ahora, usted se da cuenta, que Kate Wales, reconocida científica social que ha publicado artículos en cuatro idiomas, miembro de la APA, de la CBBS, y de la NASW, discrepa con usted
Ama gerçeğin farkındasın.
Pero conoces la realidad.
Ne giydiğinin farkındasın, değil mi?
Está empezando a aburrir, ¿ no crees?
Siz ve süper arkadaşlarınız ya kapalı kapılar ardındasınız ya da toplantı odasında kavga etmiyormuş gibi davranıyorsunuz. Evet, fark ettik.
Usted y sus amigos super son o bien bloqueado a puerta cerrada o fingiendo no luchar en la sala de reuniones.