Gitmek istemiyorum Çeviri İspanyolca
3,005 parallel translation
Eve gitmek istemiyorum.
No quiero ir a casa.
Bugün işe gitmek istemiyorum, çünkü Zoe'ya ne diyeceğimi bilmiyorum. O kadar kötü olamaz.
Que sucede? Es solo que no quiero ir a trabajar hoy porque no se que decirle a Zoe.
Oraya gitmek istemiyorum.
No quiero ir.
"Gitmek istemiyorum, bırak kalayım."
"No me quiero ir, déjenme quedarme"
Oraya tekrar gitmek istemiyorum.
No quiero volver a la ciudad.
Tanrım, Eagleton'a gitmek istemiyorum.
Oh, Dios. No me hagas ir a Eagleton.
O zaman bunları alabilirsin, çünkü ben gitmek istemiyorum.
Puedes quedarte con estos, porque no quiero ir.
Hiçbir yere gitmek istemiyorum.
No quiero ir a ningún lado.
Gerçekten gitmek istemiyorum.
Yo no quiero irme.
Mezarlığa gitmek istemiyorum.
No quiero ir al cementerio.
Artık eve gitmek istemiyorum.
No quiero ir a casa.
Evet Ay'gitmek, Mars'a gitmek istemiyorum.
Sí, quiero ir a la Luna, quiero ir a Marte.
Gitmek istemiyorum. Gideceksin. Bu çok salakça.
no quiero ir vas a ir esto es estupido papá!
Oraya gitmek istemiyorum. Kendimi satıyormuşum gibi hissediyorum.
No voy a entrar ahí, siento que me vendo.
Bu gece hiç gitmek istemiyorum.
Ni siquiera quiero ir esta noche.
Yaprakları izlemek için Vermont'a gitmek istemiyorum.
Oye, no quiero ir a Vermont a ver las hojas.
Gitmek istemiyorum ben.
No quiero ir.
"Gitmek istemiyorum. Gitmek istiyorum- -"
"No quiero ir, no quiero..."
Bu arada, oyun yada şeker'e sosyal grupla gitmek istemiyorum.
Por cierto, estaba pensando que preferiría no ir a pedir dulces con el grupo social.
- Hayır, eve gitmek istemiyorum.
No quiero ir a casa.
Seninle gitmek istemiyorum.
No contigo.
Ben gitmek istemiyorum ama ayaklarım ilerliyordu.
No sabía cómo caminar pero mis pies se movían.
Oraya gözü kapalı bir şekilde gitmek istemiyorum.
Simplemente no quiero entrar en una situación a ciegas. Eso es todo.
Vaughn ile görüşeceğim zaman yanına elim boş gitmek istemiyorum.
No quiero hablar con Vaughn sin hacer mi tarea.
Hiçbir fakir bölgeye gitmek istemiyorum.
No quiero ir a ningún lugar de pobres, tu sabes.
Başkente gitmek istemiyorum.
No quiero ir a la Capital.
Eski terapistime gitmek istemiyorum, tamam mı?
No quiero ir a mi antigua terapeuta, ¿ vale?
Askere gitmek istemiyorum.
Ni siquiera has estado en el ejercito.
Operaya gitmek istemiyorum!
¡ No quiero ir a la ópera!
O şekilde gitmek istemiyorum.
Me sentiría rara yéndome así.
Ben hayatıma daha yeni başladım Hapse gitmek istemiyorum
Comencé mi vida sólo No quiero ir a la cárcel
- Terapiye gitmek istemiyorum.
- No quiero ir a terapia.
Ve gittim ona hoşça kal dedim, iki saat sırada bekledim. Ve giderken gitmek istemiyorum dedim.
Así que me fui, me despedí de ella, hice la fila dos horas, y en ese momento digo, "No me quiero ir".
Çantalarımı aldım, Kathleen'i aradım ve bebeğim eve geliyorum dedim. Gitmek istemiyorum, Avrupa'ya gitmek istemiyorum dedim.
Tomé mis maletas, llamé a Kathleen, y le dije, " Cariño, estoy volviendo a casa.
Türkiye'ye tek başıma gitmek istemiyorum yani illa evleneceksem iyi bir arkadaşın desteğine ihtiyacım olacak.
No tengo ganas de viajar solo a Turquía... y si me voy casar de todos modos, me vendría bien la ayuda de un buen amigo.
Başka bir yere gitmek istemiyorum.
No quiero ir a ninguna otra parte.
Bu Cennette yaşamak gibi olmalı ve eve gitmek istemiyorum
Así debe ser vivir en el paraíso Y no quiero irme a casa
Cennette ve eve gitmek istemiyorum
Paraíso Y no quiero irme a casa
Cennette yaşıyorum ve eve gitmek istemiyorum
Vivir en el paraíso Y no quiero irme a casa
Evet, kasabaya fazla gitmek istemiyorum.
Um, sí. No me gusta ir al pueblo más de lo necesario
- Margaritaville'e gitmek istemiyorum. - Hadi ama.
- No quiero ir ahí.
Margaritaville'e gitmek istemiyorum.
- Vamos.
Gitmek istemiyorum!
¡ No quiero!
Onsuz buradan gitmek istemiyorum
¡ Ya no puedo vivir sin ustedes!
- Gitmek istemiyorum.
No quiero ir allí.
Gitmek istemiyorum! Yeter artık.
¡ yo no quiero ir allí!
Ama yalnız gitmek istemiyorum.
Pero no quiero ir sola.
J. Gill ve Chickos ve Taylor Barı'na gitmek istemiyorum.
No quiero ir a J. Jill, Chicos y Ann Taylor Loft.
İstemiyorum. Sadece içmek istiyorum. Sarhoş olmak ve eve yalpalayarak gitmek istiyorum.
Sólo quiero... sólo quiero beber y emborracharme y tropezar en casa con la mesa.
Korkmanı istemem ama kız kardeşim birkaç hafta sonra evleniyor. Düğüne yalnız gitmek hiç istemiyorum.
No quiero asustarte, pero mi hermana se casa en un par de semanas, y no quiero pasar por esto sola.
Gitmek istemiyorum.
No quiero ir.
istemiyorum 1125
gitmemi mi istiyorsun 48
gitmek 43
gitme 1049
gitmelisin 203
gitmedim 39
gitmem lazım 361
gitmek istiyorum 180
gitmem gerek 808
gitmeyeceğim 167
gitmemi mi istiyorsun 48
gitmek 43
gitme 1049
gitmelisin 203
gitmedim 39
gitmem lazım 361
gitmek istiyorum 180
gitmem gerek 808
gitmeyeceğim 167
gitmem gerekiyor 305
gitmedi 39
gitmen gerekiyor 24
gitmem 53
gitmeni istemiyorum 71
gitmeliyim 1495
gitmek istiyorsun 19
gitmek mi 131
gitme zamanı geldi 35
gitmeden önce 102
gitmedi 39
gitmen gerekiyor 24
gitmem 53
gitmeni istemiyorum 71
gitmeliyim 1495
gitmek istiyorsun 19
gitmek mi 131
gitme zamanı geldi 35
gitmeden önce 102