Haklılar Çeviri İspanyolca
918 parallel translation
Hepsi haklılar.
Son todos rebeldes honestos.
Halk bunun durmasını talep ediyor, haklılar.
La gente reclama que les pongamos fin, y tiene razón.
Matmazel, teyzeniz, haklılar.
Su tía tiene razón
Aslında haklılar.
La cuestión es que tienen razón.
İnsanlar, kavga ve huzursuzluk çıkardığını, kötü biri olduğunu söylüyor. Bence çok da haklılar.
La gente dice que solo sirves para luchar y organizar broncas, y yo creo lo mismo que ellos.
Sanırım haklılar.
Tenían razón, supongo.
Amerikalılar hız konusunda çok haklılar.
Tienen razón los americanos : Rapidez, rapidez...
Bize barbar demekte haklılar.
Tienen razón en llamarnos bárbaros.
Belki de haklılar.
Quizá sea cierto.
İşimizin hiç bitmediği konusunda haklılar.
Tienen razón acerca de que nuestro trabajo nunca termina.
Haklılar ordusuna herhangi bir sınır olduğunu sanmıyorum.
Me imagino que no se puede detener al ejército de los rectos.
Haklılar, sıskanın tekisin.
Tienen razón. Estás flaco.
Haklılar Vizard.
Tienen razón, Vizard.
"Kremle kaplı" demekse haklılar.
Si significa estar como un adefesio... ¡ Tienen razón!
- Guido, çok haklılar.
- Guido, ellas tienen razón.
Haklılar, sanki öyleymiş gibi konuşuyorsun..
Peca usted de modesto.
Doğrusu haklılar da.
Y lo entiendo.
Ayrıca haklıların savaşına olan inancım hala tam.
Y todavía creo en la guerra de los justos.
- Belki de haklılar.
Quizá tengan razón.
Haklılar.
Les encanta nuestro vino. Están en lo cierto.
- Korkmakta haklılar.
- Tiene derecho a tenerlo.
Bu sefer haklılar, Jack.
Pero esta vez tendrán razón, Jack.
Kim bilir, belki de haklılar.
Tal vez tengan razón.
Ama ceylanım, beyler haklılar.
¡ Pero querida! ¡ Estos hombres tienen razón!
Haklılar.
Ellos tienen razón.
Pek tabii, içinde doğduğumuz geleneklerin haklılığında ısrar ederiz. Hatta bazılarımız o geleneklerin değerini bile sorgular.
Asumimos como correctas las costumbres en que nos criaron incluso algunos de nosotros que se preguntan el valor de ellas
Söylüyorum, ben haklıyım, Hirth. Satranç oynamalılar!
Tengo razón, deben jugar.
İyi Yoldaşlar gördüklerini bir şaka gibi algıladılar fakat ev hizmetçisi haklıydı, gülünecek bir mesele değildi.
Pero el ama de llaves estaba en lo cierto.
Kastettiğiniz doktorların bazıları mı, yoksa bazı Yahudi doktorlar mı? Sanırım haklısınız.
¿ Quiere decir como otros doctores... o quiere decir como otros doctores judíos?
Haklısın, çocuklar daha tasasız olmalılar.
Bueno, tengo que irme. .
- Bazılarına şans taşıyabilir. - Her zaman herkes haklıdır derim.
- Creo que tiene razón.
Belki haklıydılar.
Quizá tuvieran razón.
En derin saygılarımla efendim. Size hatırlatmak isterim ki... Bay Adare oldukça haklı.
Con el mayor respeto, el Sr. Adare tiene razón.
Haklıydılar.
Tenían razón.
Onu tutuklamakla haklıydılar.
Han hecho muy bien en detenerlo.
Henüz hiç kaçırmadılar, Johnny. Adam haklı. Parayı aldın.
No juegues a ser Dios, sólo porque tienes una pistola.
Sanırım haklısınız, erkeklerin çoğu sorgulanması gereken bakış açılarına sahip.
Tienes razón. Es una injusticia. A un hombre le es más fácil triunfar.
Haklılar.
Tienen razón.
Haklısın. Bu geceden itibaren anılar yok. Sadece plânlarımız olacak.
Tienes razón, a partir de esta noche no más recuerdos, sólo planes.
"Bu, sahneye çıkmayı haklı kılar."
" Eso también justifica estar sobre el escenario.
Haklıydılar. Fyodorovka yönünü kullanmalıydık.
Pues bien, ellos tenían razón, hay que escoger la variante de Fedórovka.
Belki haklısın, ama Julieninkiler burada uzun zaman yaşadılar. Bilmesi gerektiğini sanıyorum.
La familia de Julie vive aquí desde hace tiempo... y deben de saberlo.
Beni kovmakta haklıydılar.
- Tenían razón al despedirme.
Rahatsız etmek istemezdim ama... yapımcımın kaygıları var, belki de haklıdır... ısrarına göre ben...
Yo no quería, pero mi productor estaba inquieto, quizás con razón, y me insistió para que...
Ve Japonlar'da yaptıklarında haklıydılar.
Y los japoneses tuvieron razón al hacerlo.
Haklısın, bize de delikanlıların yerine yedekler kalıyor.
Si, en vez de hombres, nosotros agarramos reservistas.
-... ve bazıları haklı olabilir.
... y algunos podrian estar en lo correcto.
Yani, ( onlar ) dediklerinde haklıydılar.
Quiero decir, lo que te dijeron los chicos es cierto.
Amerikalılar haklılar.
¿ Cómo se sale del subdesarrollo?
Haklıydın, sayıları çok fazlaydı.
Tenías razón, eran demasiados.
Bu okul, haklı gurur duymaktadır verdiği burslar ve spordaki başarılarıyla...
Esta escuela se enorgullece por su gran historial... de éxitos escolares y deportivos...
haklısın 4682
haklisin 34
haklı 645
haklısınız 730
haklıyım 81
haklıydım 99
haklı değil miyim 37
haklıymış 45
haklıydın 287
haklı olabilirsin 178
haklisin 34
haklı 645
haklısınız 730
haklıyım 81
haklıydım 99
haklı değil miyim 37
haklıymış 45
haklıydın 287
haklı olabilirsin 178